Sudan'daki ayaklanmalar neden başladı?
Sudan'daki ilk protestodan bugüne kadar ikisi asker en az 37 kişi yaşamını yitirdi.
Sudan'da 19 Aralık'ta başlayan protestolar ülkenin çeşitli noktalarında devam ediyor.
Ülkenin kuzeydoğusundaki Atbara kentindeki ekmek ve benzin zamlarına tepki amacıyla düzenlenen ilk protestodan bugüne kadar ikisi asker en az 37 kişi yaşamını yitirdi.
Örgütsüz biçimde, kendiliğinden gelişen ve hızla ülkenin farklı noktalarına yayılan protestolar 29 yıldır iktidarda bulunan Devlet Başkanı Ömer El Beşir'in bugüne kadar karşılaştığı en büyük tehditlerden birisi olarak gösteriliyor.
PROTESTOLARI TETİKLEYEN NE?
Atbara'daki eylemler bir somun ekmeğin fiyatının bir Sudan poundundan (11 kuruş) üç pounda (33 kuruş) çıkması yüzünden 19 Aralık'ta başladı.
BBC Türkçe'deki habere göre, Sudan'ın ekonomisi, ülkenin petrol üretiminin yüzde 75'inin gerçekleştiği Güney Sudan'ın 2011'de bağımsızlığını ilan etmesinin ardından toparlanmakta zorlandı.
Ekmek fiyatlarının artmasına devletin sübvansiyonları kaldırması ve buğday ithalatını durdurması yol açtı. Sübvansiyonları sonlandırmak, IMF'nin ülke ekonomisini reforme etmek için verdiği tavsiyeler arasındaydı.
Sudan poundu bir yılda değerinin yaklaşık yüzde 90'ını kaybederken, ülke kasım itibarıyla yüzde 70'e varan enflasyon oranıyla karşı karşıya kaldı.
Protestocular yolsuzluğun ülkede yönetim sisteminin bir parçası olduğunu ve ülke kaynaklarının kötü idare edildiğini savunarak öfkelerini dışa vurdu.
Sokaklarda El Beşir iktidarının sonlanması için sloganlar atıldı.
HANGİ KENTLERE YAYILDI?
Protestoların başladığı Atbara kenti hükümet karşıtı protestoların beşiği olarak biliniyor ve demiryollarının kesişim noktasında bulunuyor.
Eylemler bu kentten Kızıl Deniz'deki Port Sudan'a, doğudaki El Gadarif'ten güneydeki Beyaz Nil'e, ülkenin orta kesimlerindeki Kuzey Kordofan'dan başkent Hartum'a kadar hızla yayıldı.
Protestocular Atbara'da ve bazı diğer kentlerde iktidar partisine ve hükümete ait binaları ateşe verdi.
HÜKÜMETİN TEPKİSİ NE OLDU?
Hükümet barışçıl protestoları şiddete yönlendiren sabotajcılar olduğunu öne sürdü ve onları suçladı. Parti binalarının yakılmasının arkasında Darfur'daki silahlı isyancıların olduğunu savundu.
22 Aralık'ta yetkililer muhalif bir koalisyondan 14 lideri gözaltına aldı, ülkedeki tüm okul ve üniversiteleri kapattı.
Aynı gün hükümet bir "sabotaj hücresi" olarak adlandırdığı insanları da gözaltına aldı.
Ülkedeki iki özel gazete El Tayyar ve El Ceride'nin yayımlanmasını durdurduğu da bölgeden gelen haberler arasında.
Hükümet ayrıca protestoların örgütlenmesini engellemek için sosyal medyaya erişimi yasaklamakla suçlanıyor.
22 Aralık'ta ise ordunun sokağa çıkarak stratejik kamu kurumlarını koruyacağını, polislerin tümünün de protestoculara karşı görevlendirileceği açıklandı.
Vatandaşlarının ülkeyi terk etmesi için çağrı yapan Kuveyt'in büyükelçisi Dışişleri Bakanlığı'na çağrıldı.
MUHALEFET NE TEPKİ VERDİ?
Ülkedeki muhalefet partileri ve silahlı isyancılar kitlesel protestoları destekledi ve yaşananları 'Devlet Başkanı Ömer El Beşir'in yıllardır ülkeyi kötü yönetmesine verilen doğal bir tepki' olarak niteledi.
22 Aralık'ta muhalefette bulunan Ulusal Ümmet Partisi'nin lideri Sadık el Mehdi, hükümeti "halka karşı kaybedeceği bir savaşa girmektense" barışçıl yollarla iktidarı devretmeye davet etti.
Öte yandan ülkedeki muhalefet bölünmüş bir halde. Bazı gözlemciler protestocuların hükümete güvenmediği gibi ana akım muhalefet partilerine de güvenmediğini söylüyor.
EL BEŞİR'İ DEVİRME İHTİMALİ VAR MI?
Ordunun 23 Aralık'ta El Beşir'i desteklediğini belirten bir bildiri yayınlamasının ardından ordunun protestocuların yanında yer alıp El Beşir'den iktidarı bırakmasını isteme ihtimali sıfıra yakın.
Tecrübeli lider 30 yıla yaklaşan iktidarı boyunca yalnızca kolluk kuvvetlerinin sadakatine güvenerek halk hareketlerini ve silahlı isyanları bastırmayı başardı.
Hükümet bazı zengin Körfez ülkelerinden de destek aldı. Katar Emiri Şeyh Temim El Beşir'i telefonla arayarak ekonomik krizdeki ülkeye destek sözü verdi. Bahreyn de dayanışma gösterdiklerini açıkladı.
Öte yandan, önceki protestoların aksine bu protesto dalgası yaygın ve spontane bir halde sürüyor. (DIŞ HABERLER SERVİSİ)