'Türkiye saha dışı kalabilir'
Rusya'nın Türkiye eliyle, ABD'nin ise Mısır, Ürdün ve Kürtler eliyle Suriye’ye hakim olmak istediği öne sürüldü.
Beşar Esad yönetimindeki Baas Partisi'nin yönettiği Suriye'de yaşanan iç savaşa ilk günden müdahil olan ABD, Avrupa ve bölge ülkelerine sonradan katılan Rusya, Kazakistan'ın başkenti Astana'da düzenlediği toplantılarıyla Suriye’de bulunan Türkiye ve İran güçlerini kontrol etmeye ve yönlendirmeye başladığı öne sürüldü.
Rusya, Türkiye'nin denetiminde olduğu iddia edilen El Nusra, Ehrar El Şam, Nureddin Zengi gibi selefi grupların öncülüğündeki Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) gruplarının elindeki Halep, Şam'ın kırsalı, Guta ve ülkenin güney batısını Astana toplantılarında belirlediği 'Çatışmasızlık Bölgeleri' yöntemiyle tek tek rejimin kontrolüne aldırdığı kaydedilirken, Türkiye ise 'Kürt fobisi'nden kaynaklı Rusya ortaklığını kabul ederken, ABD ve Avrupa ile yaşadığı sorunları da esas aldığı belirtildi.
"RUSYA İLE TÜRKİYE İLİŞKİLERİ"
Mezopotamya Ajansı'ndan Erdoğan Altan'nın haberine göre, "Hiçbir dönem olmadığı kadar Rusya, Türkiye ile yakınlaşmış ve uzun süreli olmasa da Suriye sahasında iki devlet arasında ortaklık kuruldu. Rusya, ABD ile çekişmesini ve hesaplarını Türkiye üzerinden yürütmeye başladı. Türkiye'nin Minbic başta olmak üzere Kuzey ve Doğu Suriye tehditlerini de bu kapsamda ele almak lazım.
Rusya, İdlib hesaplarını ve kontrol ettiği alanları gündemden düşürerek ABD'nin hakim olduğu alanları tartışmaya açmak istiyor. Bu emeli doğrultusunda kullandığı ana argüman ise Kürt fobisi olan Türkiye. Bu nokta da Türkiye ABD'ye karşı Rusya kartına oynayarak, ABD eliyle Kürtlerin egemenlik alanlarını daraltmak ve güçsüzleştirmek istiyor. Rusya, attığı bu adımla Türkiye'yi batıdan koparmak, Suriye sahasının önemli gücü olan Kuzey Suriye halklarını rejim karşısında güçsüzleştirmek istiyor."
"ARAP NATO’SU"
Haberde ayrıca şu değerlendirmelere de yer verildi: "Diğer taraftan ABD, Irak’ta yaşadığı açmazın tekrarlanmaması için daha temkinli ve kontrollü adım atma ihtiyacı duyuyor. ABD, bu doğrultuda Körfez ülkeleri olan Ürdün ve Mısır üzerinden 'Arap NATO'su kurmayı amaçlıyor. Bu Arap NATO'su ile hem Suriye sahasında Türkiye'nin itiraz edemeyeceği bir Arap gücü oluşturmak hem de İran'a dair planlarını hayata geçirmek istiyor. Söz konusu Arap NATO'su bu çerçevede Irak ve Suriye'de konumlanacak, ABD bu güçle birlikte sahaya aktardığı askeri ve ekonomik bütçesini kısacak, bununla birlikte dost ve düşmanları ayrıştırarak, bölge üzerinde yeni ittifaklar oluşturup hakimiyetini artıracak."
"TÜRKİYE SAHA DIŞI KALABİLİR"
"ABD'nin Arap NATO’su, Türkiye'nin saha dışına itilmesi anlamı taşıyor. Çünkü Arap NATO'sunu oluşturacak devletlerin Türkiye ile Katar, Müslüman Kardeşler ve Suriye konularında yaşadığı çelişkiler bulunuyor. Yine söz konusu gücün içinde ya da yanında yer alması planlanan Suudi Arabistan ile Türkiye arasında Sünni liderliği konusunda uzlaşmaz çelişki var. Bunun için de Türkiye, Almanya, Fransa ve ABD ile yakınlaşarak, Minbic, Girê Spî başta olmak üzere Suriye'nin kuzey ve doğusuna hakim olmak istiyor.
"KUZEY VE DOĞU SURİYE’NİN TUTUMU"
"Bu tablo birlikte ele alındığında Kuzey ve Doğu Suriye halkları üzerinde yürütülen siyasetin renginin değişmesi olasılık dahilinde. Egemen güçler başta olmak üzere yerel güçler, Kürtler ile Doğu ve Kuzey Suriye bölgeleri konusunda bir araya gelebilir. Bunun Kuzey ve Doğu Suriye halkları açısından olumlu mu yoksa olumsuz mu sonuçlar yaratacağını ise, önümüzdeki süreç belirleyecek. Ancak sürecin tehlikelerinin olduğu gözardı edilemeyecek bir gerçek."
TEHLİKLER
Haberde olası tehlikeler şu başlıklarla sıralanıyor:
"Türkiye ile Rusya, 'terörist' ilan edilen El-Kaide'ye bağlı öncülüğünü El-Nusra'nın yaptığı selefi gruplar İdlib’ten çıkartılarak, Doğu ve Kuzey Suriye bölgelerine yerleştirilebilir. Bu, bölge halkıyla çatışma demek.
Rusya, Türkiye ile Suriye ilişkilerini güçlendirerek, Demokratik Suriye Meclisi (MSD) ve rejim arasında yapılan görüşmelerin önünü kesebilir. Arap aşiretlerini Demokratik Suriye Güçleri'ne (QSD) karşı kışkırtabilir. Bununla bağlantılı olarak da aşiret liderlerine suikastlar, bombalama tarzı eylemler yapılabilir. Amaç, karışıklık çıkartıp güçlenerek bölgeye hakim olmak.
Arap NATO’su ile Kuzey ve Doğu Suriye güçlerinden ABD faydalanmak istiyor. Bu politika QSD'nin de daha güçlenmesi anlamını taşıyacak. Saldırılara karşı Arap aşiretleri MSD bünyesinde yer alarak Rakka, Dêra Zor, Minbic, Hesekê bölgelerinde güç olabilir. ABD, Arap aşiretlerini örgütleyip, kendi siyasi çıkarları doğrultusunda Körfez ülkelerine karşı kullanmayı amaçlayabilir. MSD-QSD arasına Arap aşiretlerini yerleştirmek amaçları arasında bulunuyor.
Türkiye, uluslararası diplomaside (Almanya, Fransa) PKK ve QSD-MSD’yi tekrar gündem yaparak, Suriye’de bulunan küçük gruplar yoluyla "Kürtlerin önünü kesme" hedefini sürdürüyor." (DIŞ HABERLER SERVİSİ)