Bahadır Özgür yazdı: Trilyon lirayla finanse edilen bir ‘beylik düzeni’
Artı Gerçek – Gazeteci Bahadır Özgür, Gazete Duvar’da yayınlanan yazısında AKP iktidarı döneminde kurulmuş olan ‘ihale düzeni’ hakkında yazdı. Özgür, 2002-2011 yılları arasında yapılan ihalelerin toplam değerinin 350 milyar 700 milyon lirayı bulduğunu belirtti.
AKP döneminde 2011’den bu yana yapılan ihalelerin toplam değeri ise 3.3 trilyon lira. Özgür’ün aktarımına göre 2011’den bu yana 45 kurumun düzenlediği toplamda 1 milyon 700 bin adet ihale mevcut.
Bahadır Özgür’ün yazısının devamı şu şekilde:
“YÖK bile alt yapı işlerinden sorumlu kurumlarla yarışıyor. 5’inci sırada. Şu an yaşanan sorunların çoğunu bu tablo üzerinden de okuyabilirsiniz. Mesela; bunca para harcanırken kamu hizmetlerinin kalitesi ne oldu? Neredeyse ihale konusu olmayan bir alan yok çünkü.
Özetle tepeden aşağıya kamunun kurumları ihale düzeni sayesinde özerk, kimsenin kimseye dokunmadığı, herkesin kendi hakimiyet alanında paylaşımı yürüttüğü birer ‘beyliğe’ dönüştü. Her biri, milyarlarca liralık birer ganimet yığını. Makam ve mevki dağıtımının belli bir zümre arasında paylaşılması maaştan ziyade bununla alakalı.
‘Beylikler’ kendi etraflarında öbek öbek şirketlerden oluşan bir ağın merkezinde yer alıyor. Bunu bir nebze somutlamak için 40 farklı alanda, son 10 yılda kaç şirketin ihalelerden yararlandığını gösteren aşağıdaki tabloyu inceleyelim:
Türkiye’de Kurumlar Vergisi mükellefi sayısının 1 milyon 200 bin civarında olduğu düşünüldüğünde, son 10 yılda 595 bin 956 şirketin kamu ihalelerinden yararlanması ilgi çekici bir veri. İlk bakışta “Ne güzel, ihale tabana yayılıyor” diyen çıkacaktır. Oysa detaylara bakıldığında çoğu şirketin AKP’nin ihale düzeni ile beraber doğduğu hemen fark ediliyor. Örneğin; ihale alan 1533 özel güvenlik şirketinin üçte ikisi 2010 sonrasında kuruldu. İhalelerin hakimi olan ilk 20 şirketin bir iki istisna dışında hepsi iktidar partilerine yakın isimler.
Daha popüler olan inşaatta 68 bin 744 farklı şirket ihale almış. 1000’e yakını ulusal çapta ve nispeten büyük işleri paylaşıyor. Kalan on binlercesi ise il ve ilçelere dağılmış. Onlar da il ve ilçeler olarak parsellemişler av sahalarını. Küçük ilçelerde bile 4-5 şirket birbirinin ayağına basmadan iş görüyor. Elbette sahipleri yerel siyasette de etkili aileler. Tüm sektörlerde benzer sonuçlar karşımıza çıkıyor.”
Yazının tamamını okumak için tıklayınız…