Diyarbakır'da fıstık üreticileri destek bekliyor
Rojhat ABİ
DİYARBAKIR - Diyarbakır Yenişehir Ziraat Odası Başkanı ve Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası Meslek Komite Üyesi Süleyman İskenderoğlu yükselen tohum, gübre ve mazot fiyatlarına ve kuraklığın üretime etkilerini ilişkin konuştu. İskenderoğlu'nun gündeminde tarım politikaları ve barajların tarıma olumsuz etkisi vardı.
Diyarbakır'da Fıstık Üreticileri Birliği kuruldu. Aynı zamanda fıstık üreticisi de olan İskenderoğlu, son zamanlarda artan alım maliyetleri birlikte yurt dışındaki üreticiler ile rekabet şanslarının da kalmadığını dile getirdi.
İskenderoğlu, taleplerini şu şekilde sıraladı:
"Mazotta ÖTV ve KDV var. Antalya’ya tatile giden ile tarlada, bağda, bahçede çalışan kişi aynı fiyata yakıt alıyor. Bu haksızlıktır. Bu şekilde bizim yurt dışı üreticileriyle rekabet etme şansımız kalmıyor. Dolayısıyla bizim şimdiki hükümetten isteğimiz, gübre desteği, mazot için KDV muafiyeti ve tohum ürünleri için destek vermesidir. Ayrıca fıstık ağaçlarında yapılacak olan aşılar için de destek vermesidir. Çiftçi ve üreticilere ciddi anlamda pozitif ayrımcılık istiyoruz. Daha önümüzdeki yıllarda yurtdışında yaşayan çiftçiler ile rekabet edebilmemiz için hükümetin ciddi anlamda desteğine ihtiyacımız var."
'ÇİFTÇİLER ÇARESİZ DURUMDA'
Fabrikalarının özelleştirilmesinden dolayı gübre fiyatların yükseldiğini söyleyen İskenderoğlu, “Gübre açısından eskiden fabrikalar vardı. Bunlar özelleştirildi. Dolayısıyla bizler dışa bağımlı hale geldik. Dolar da yükseldi. Hem ilaçlara hem de gübre ve tohumlara yansıyan bu fiyat yükselişi çiftçileri çaresiz bıraktı. Rekabet koşulları da ortadan kalkmış oldu böylece” ifadelerinde bulundu.
BEREKETLİ MEZOPOTAMYA TOPRAKLARI VE DOĞAL AFETLER
İskenderoğlu’na göre kuraklık, çiftçileri olumsuz etkileyen nedenlerin başında. İskenderoğlu, doğal felaketlerin olumsuz sonuçlarının yetkililer tarafından azaltılabileceğini belirterek “2021 ve 2022 yılında ülkemizde çok ciddi kuraklıklar meydana geldi. Yaklaşık 52 ilde kuraklık meydana geldi. Bu kuraklıkla beraber çiftçilerimiz en az beş on yıl geriye dönmüş oldu. Zira çiftçinin kuraklık yıllarında tüm yatırımı toprakta idi ve heba oldu. Evet kuraklık bir doğa felaketidir, fakat bir kısmının önüne geçme olanaklarımız vardır. Devlet de bu kuraklığın en azından etkisini azaltabilir. Elimizde hâli hazırda ekilebilir topraklar yaklaşık 5.5, 6 milyon dönüme yakın arazi var. Bu araziler Mezopotamya topraklarında bulunuyor. Bir tarafımız Fırat bir tarafımız ise Dicle nehirleri ile sarılı. Bereketli topraklarımız var” ifadelerini kullandı.
Diyarbakır bölgesinde yapılan ve yapılması planlanan barajların bölgeye vereceği etkiler de İskenderoğlu’nun gündeminde. İskenderoğlu’na göre mevzu bahis barajların varlığı ve inşa süreleri üretimi ve verimi düşürmekte.
Barajlara dikkat çekerek projelerin sonlandırılmasını gerektiğini vurgulayan İskenderoğlu “Silvan’da yapılacak olan baraj eğer tamamlanırsa ve mevcut diğer küçük barajların da yapımı sona ererse, ciddi anlamda ekonomik katkı sunulacaktır. Silvan barajı ve Dicle barajının bitmesiyle beraber Diyarbakır’da yaklaşık 3 milyon 800 bin dönüm arazi direkt olarak, dolaylı olarak da 4 milyon 200 bin dönüm arazi sulu hale gelecektir. Ve çiftçilerimiz doğal felaketlerden en az şekilde zarar görecektik" diyerek sözlerini bitirdi.