'Doğuş Holding’in yaptığını devlet de yapıyor'
Ferit Şahenk: Doğuş Holding’in kendi içinde yaptığını Türkiye devleti yapıyor. Nasıl kendimize nakit akışı çıkarıp olayımızı görüyorsak, devlet de bunu yapıyor...
İnşaat, turizm, bankacılık ve restoran işletmeciliği başta olmak üzere yedi sektörde yatırımları bulunan Doğuş Grubu’nun Yönetim Kurulu Başkanı Ferit Şahenk, geçtiğimiz nisan ayında kulislere düşen "Bankalara olan borcunu yapılandırma talebinde bulundu" şeklindeki haberlerden sonra ilk kez basınla bir araya geldi.
Piyasalarda konuşulanlarla ilgili özeleştiri yaparak, "Bu biraz da bizim iletişim sanatını iyi kullanmamamızdan kaynaklandı. Benden dolayı yöneticilerimiz de sessiz kaldı" diyen Şahenk, geçmişte önemli kriz dönemlerinde dünyanın büyük ticari kuruluşlarının da benzer süreçlerden geçtiğini, bunun yaşayan bir şirket için normal olduğunu vurguladı.
İşte Ferit Şahenk’in açıklamalarından önemli başlıklar...
"Bir kere şunu gönül rahatlığıyla söyleyeyim. Hüsnü Bey’in (Hüsnü Akhan) ve tabii ki kısmen Ergun Bey’in (Ergun Özen) oluşturduğu ekiple birlikte çalıştığımız bankalara hak hukuk çerçevesinde en doğru olan nakit akışlarını çıkarıp bir program sunduk. Daha onlar bizi incelemeye almadan analizler yaparak arz ettik. Sonra bankalarımızla da detaya inildi. 9-10 banka ile çalışıyoruz, herkes dünyayı aynı şekilde görmeyebiliyor. Zamanında biz de bankacıydık, masanın diğer tarafında oturduk. Bu süreçleri biliyoruz. Şu anda son noktaya geliniyor, çok kısa zamanda en güzel biçimde bu olay ortadan kalkacak.
NE İSKONTO İSTİYORUZ NE DE KESİNTİ
Rahmetli pederin bir lafı vardı, "Oğlum sen inandığını göster ki herkes inansın." Bu kadar net. Biz bu programa inanıyoruz. Biz kimseye ağırlık olmak istemiyoruz, istediğimiz şey yeni oluşan stratejimizle ileriye dönük koşabilmek. Biz yeniden yapılandırma yapmıyoruz. Ne bir kesinti istiyoruz ne de iskonto. Faiz oranı piyasada neyse ona göre olsun diyoruz. İki yıl faiz ödemeli, dört yıl ana para artı faiz ödemeli bir plan sunduk. Burada önemli, kredilerin hepsini yüzde 150’ye yakın teminatlandırdık.
2005-2017 yılları arasında grubumuz 9 milyar dolarlık yatırım yaptı. Bunun 8.6 milyar dolarını işlerimize, 400 milyon dolara yakınını da sosyal sorumluluk projelerimize aktardık. Yaptığımız yatırımların yüzde 81’i memleketimizdedir. Yüzde 19’u da restoranlar olsun marinalar olsun yutdışınadır. (Parayı yurtdışına götürdü diyenlere) Ben bu eleştirilere finans sistemini ve dünya gerçeklerini anlamaktan uzak düşen insanların yaptığı yorum olarak bakıyorum. Yatırım ile para çıkarmayı karıştırıyorlar.
YANLIŞ ANLAŞILDIK, ÜZÜLDÜM
2008’de Amerika’da Ford, Chrysler, GM, GE, Citibank buna benzer şeyler yaptı. Bunlar ticaretin gerçeğidir. Bunlar bankalarla konuşulur, hiç piyasaya da düşmeden aşılır gidilir. Bizimki biraz konjonktürün getirdiği bir refleksle değişik yerlere gitti. Bu tip olaylarda maalesef ilk olmak sıkıntı yaratıyor. Ben bu anlamda hiçbir zaman üzülmedim. Tabii yanlış anlaşıldığımızı gördüğüm bir iki konu oldu, onlar beni üzmüştür. Yoksa biz her zaman bankalarımızla bizim de inandığımız şekilde yürüdük. Bu yüzden hiç gocunmadım. Biz devam ediyoruz, belli zamanlarda memleketimizde biraz da bu girişimciliğin gerektirdiği risk ve hamle yapısını ilk uyguladığımız için yanlış anlaşıldık.
DOĞUŞ'UN BUGÜN YAPTIĞINI DEVLET DE YAPIYOR
Türkiye önemli bir dönemden geçiyor. Biz bunlara alışığız. Ben son dönemde hükümet tarafından yapılan açıklamalar ve düzenlenen toplantılara baktığımda doğru kararların alındığını görüyorum. Ekonominin belirli bir süre soğutulmasını, cari işlemler açığı ve tasarruf anlamında doğru buluyorum. Yani aslında devletimiz de şu anda faiz dışı fazla verebilmesi için doğru önlemleri alıyor. Bizim bir kere bunların arkasında olmamız lazım. Kısmen belirli bir ölçekte şu anda Doğuş Grubu’nun kendi içinde yaptığını Türkiye Cumhuriyeti devleti yapıyor. Onun için bu orta vadeli planda (OVP) da biz nasıl kendimize nakit akışı çıkarıp olayımızı görüyorsak, devlet de bunu yapıyor. Burada önemli olan bu OVP’nin parçası olabilmemiz.
BEŞ YILDA 300-350 MİLYON EURO TASARRUF EDİLECEK
Gün tasarruf günü. Biz de grup olarak beş yılda 300-350 milyon euroluk tasarruf hedefi koyduk. Bütün şirketlere bu çerçevede bir şablon verildi. Beş kişilik izleme ekibi kuruldu. Şirketlerden gelecek aylık bilgilere bakılacak. Bunu takip etmek için de bir yazılım programı geliştiriyoruz, yakında tamamlanacak. Kredi vadelendirme planı bankalarca onaylandıktan sonra aynı ekip bu planı da takip edecek. Bu tasarruf planını oluştururken tüm şirketlerle, CEO’larla konuşuldu, masaya oturuldu. Dışarıdan danışman almadık. Gerekirse kol keseriz vücudu kurtarırız. Tek şey var, gerçeği görerek yaşamak. Biz yine bu ekiple iki sene sonra nelere imza atarız...
HEDEF LOUIS VUITTON OLMAK
Yabancılardan şirketlerimize çok ilgi var. Önemli olan hikâyeyi çok güzel anlatmak. Biz her zaman işi bilenler ve fotoğraf çektirdiğimizde bize güç verenlerle birlikte olmayı benimsedik. Bugün yabancı yatırımcılarla görüşmüyoruz desem yanlış olur, çünkü bu akşam (cumartesi akşamı) çok önemli bir yatırımcıyla yemeğe gideceğim. Bizim bir hedefimiz var. Hepiniz Louis Vuitton grubunu biliyorsunuz. Yapmak istediğimiz aynı özelliklerle yeme içme ve otel grubumuzun bir nevi Louis Vuitton olması. Bunlar belli şekilde yatırımcıların da ilgisini çekiyor. Bazı görüşmeler var ama biraz daha olgunlaşsın.
GARANTİ GİBİ BİR BANKA YARATMAK ZOR
Son dönemde yeme içme ve eğlenceyle anılıyoruz ama inşaat gibi benim çok önem verdiğim bir işimiz de var. Otomotiv de bizim için çok önemli ve büyümeye de devam edeceğimiz bir sektör. Çok iyi bir bayi yapısına sahibiz. Yani ana sektörlerimiz devam edecek ama bir daha bankacılık zor olur, Garanti gibi bir banka yaratmak zor. Sadece banka değil, ekip olarak da. Eğlence sektörünü de önemsiyoruz. Hiçbir zaman Starı ve NTV’yi medya sektörü olarak görmedik. Star, Kral bunlar bizim için çok önemli. Haber kanalları da çok önemli, mesela ben gurur duyuyorum NTV ile." (EKONOMİ SERVİSİ)