Ekonomist Emrah Lafçı: Ütüyü fişte unut, sonra da kundaklandık de
Lafçı, 'Biz evden çıkarken ütüyü fişte unuttuk, birileri bize ütüyü fişte unutmuş olabilirsin, dön bir kontrol et dedi, onları dinlemedik. Sonra da evimiz yandı' nitelemesinde bulundu.
ARTI GERÇEK - Dünya gazetesi yazarı ekonomist Emrah Lafçı, bugünkü yazısında, Türkiye ekonomi tarihine geçecek bir haftayı geride bıraktık. Ekonomi politikasındaki köklü değişikliğin Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından pazartesi akşam dile getirilmesiyle özellikle salı piyasalarda fırtınalar koptu. Kimileri daha çok fakirleşti, kimileri de zenginleşti. Günün sonunda fiilen içinde bulunduğumuz ekonomik yapının adı konmuş oldu: Ekonomik Kurtuluş Savaşı" dedi.
Lafçı, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Erdoğan’ın açıkladığı model kısaca; düşük faiz politikası uygulayan, düşük cari açık veren, bunun yanında kısa vadede parasının değer kaybını çok önemsemeyen ve bunun doğal sonucu olan kısa vadede yüksek enflasyonu sineye çeken bir ülkenin modeli. Tam yazıya devam edeceğim, aklıma yeni sorular geliyor. Bu model madem çok doğruydu uygulanması için neden bu kadar uzun süre beklendi? Bu soruya da aslında Hazine ve Maliye Bakan Yardımcısı Nureddin Nebati’nin bir cevabı var. Bu modelin her uygulanmaya çalışıldığında birilerinin bunu engellediğini söylüyor. Kim bu birileri? Ekonominin başında Sayın Erdoğan yok mu? Doğru olduğundan emin olduğu bu modeli uygulamaktan kendisini alıkoyacak kudret kimde var? Bu kudret sahibi kişi ya da kurumlar kudretlerini kaybettiler mi ki de bu sefer bu model uygulanabilecek? Bir de dünyada böyle bir modeli uygulayıp başarılı olmuş bir ülke var mı?
KEŞKE ÖNCEDEN HAZIRLANSAYDIK
Ülkenin ekonomi politikasını tamamen değiştiren böyle köklü bir değişikliğin bir bakanlar kurulu toplantısı sonrası basına seslenirken diğer ekonomik aktörlere duyuruluyor olması başlı başına bir problem. Diyelim ki bu dünyanın en iyi modeli. Bu değişikliğin bir istişare sonucu yapılması gerekmez miydi? Para biriminin kısa sürede %30-40 değer yitireceği aşikar olan böyle bir aksiyon için bu ülkenin vatandaşlarının, şirketlerinin en azından bu yeni dünyaya hazırlanmaları gerekmez miydi? Eğer bu değişikliği planlı programlı yapmayıp, bir gecede "biz yaptık oldu" şeklinde hayata geçirirseniz, sonuçları çok hızlı alabildiğimiz finansal piyasalarda etkileri de çok sert olur. Çünkü siz açıkça, "Biz bu ülkede enflasyonun altında faiz vereceğiz, ne kadar altında olacağını ve kadar süreyle böyle devam edeceğini de söylemiyoruz." derseniz, biraz finansal piyasada işlem geçmişi olan herkes TL’nin değer yitireceğini tahmin edebilir. Doğal olarak da kâr güdüsüyle ya da elindeki varlığını korumak amacıyla TL karşısında dolar almaya yönelir. Bu durumda da dolar yükselir. Zaten salı olan da buydu. Bunun gerçekleşmesi için ezeli düşmanlarımız tarafından gelecek bir saldırıya ihtiyacımız yok.
Biz evden çıkarken ütüyü fişte unuttuk, birileri bize ütüyü fişte unutmuş olabilirsin, dön bir kontrol et dedi, onları dinlemedik. Sonra da evimiz yandı. Şimdi de karakola gidip evimizi kundakladıklarını düşünüyorum, birçok düşmanımız var diyoruz. Ama yeterli inceleme yapıldığında yangının kundaklama değil ütüden kaynaklı olduğu kolayca ortaya çıkıyor. İşte bizim yeni modelin de TL’nin değerini erittiği ve eritmeye devam edeceği küçük bir incelemeyle ortaya çıkıyor.
Bundan sonra ne olur? Tarih bize birçok defa bu modelin sürdürülemez olduğunu gösterdi. Yine sürdürülemeyecek. Bilimin gerekleri neyse oraya doğru ilerleyeceğiz. Emin olun o zaman da birileri çıkıp; "Başladığımız bu işi bitirmemize izin vermediler. Halbuki her şey çok iyi olacaktı." diyecekler. O arada maalesef olan bu işlerde hiç dahli olmayan biz sıradan vatandaşlara olacak. Türkiye er ya da geç yüksek enflasyon ortamında, faizin enflasyonun altında tutulamayacağı gerçeğiyle yüzleşecek."