MURAT KUBİLAY: BU TİP ÖNLEMLER UZUN DÖNEMDE ETKİLİ OLAMIYOR
Ekonomi yönetimi Türk lirasının değerini korumak için çeşitli yöntemler uyguluyor. Bunlardan biri, kur korumalı mevduat (KKM) ile döviz hesaplarının liraya çevrilmesini sağlayarak, döviz hesaplarını kısmen dönüştürmek. Bir diğer yöntem, ihracatçıdan dövizi toplayıp, piyasaya sürerek buradaki kur baskısını azaltmak. Diğer yöntem elindeki mevcut rezervleri satmayı sürdürmek. Bir de liranın miktarını azaltarak, dolar kurunu aşağıda tutmak.
Krediler üretim için önemli olduğundan, üretim için olan ticari kredilere daha az dokunuyor. Fakat tüketimi artıran, enflasyona neden olan kredilere talebi düşürmeye çalışıyor. Bu açıdan ilk akla gelen kredi mevduat hesapları ve kredi kartlarından nakit çekme oluyor. Buradan gelen paralar dolaylı olarak dövize talep olarak yansıyor. Yani siz oradan aldığınız parayla döviz almasanız dahi, aldığınız mal ve hizmetin satıcısı, güven eksikliği nedeniyle dövize yöneliyor, talep artıyor. Bu da kur üzerinde baskı yaratıyor. Şu an da iktidar da bunu yapmaya çalışıyor. Ancak bu adımın seçimden önce tüketimde bir daralmaya yol açacağını, bu nedenle de hem bireylerin temel ihtiyaçlarını karşılamada sorun yaşayacağını gördükleri hem de ticareti kısıtlayıp perakende zorluklar yaratacağı için bunu ötelediler. Çok muhtemelen seçimden sonra sınırlandırma çok daha katılaştırılarak devam edecek.
Şu kesin; dış ticaret açığımız çok yüksek düzeyde olduğu için ve Türk lirasına olan güven tümden yitirildiğinden bu tip önlemler uzun dönemde kalıcı olamıyor ama kısa dönemde etkileri var. Tabii şunu da unutmamak gerekiyor, her gün gelen yeni düzenlemeler bir panik yaratıyor. Daha kötü gelişmelerin olacağına dönük bir beklenti yaratıyor. Buysa güvene sahip olmamanın ve kötü iletişim kurmanın bir sonucu. Böyle olunca aldığınız önlem doğru bile olsa etkisi daha az oluyor.