İngiltere, Brexit için tazminat paketi hazırlıyor
İngiltere Başbakanı May’in AB’ye 20 milyar euro ödenmesi konusunda hazırlık yaptığı öne sürüldü. Ayrılığın toplam maliyeti için ise 50 milyar sterlinden bahsediliyor.
EKONOMİ - Financial Times gazetesinin isimleri gizli tutulan kaynaklara dayandırdığı haberinde İngiltere Başbakanı Theresa May’in İngiltere'nin Avrupa Birliği’nden ayrılması (Brexit) karşılığında 20 milyar euro ödenmesi için hazırlık yaptığı öne sürülmüştü.
İngiltere’nin AB'den ayrılacağı 29 Mart 2019 tarihinden önce mevcut anlaşmalar kapsamında mali yükümlülüklerinin gereklerini yerine getirmesi gerekiyor. İngiltere’nin yükümlülükleri karşılığında AB’ye ne kadarlık bir boşanma tazminatı ödemesi gerektiği konusunda farklı rakamlar telaffuz ediliyor.
MALİYET 50 MİLYAR STERLİN OLABİLİR
Mart ayında BBC’ye değerlendirmede bulunan Avrupa Birliği Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker, Brexit'in ülkeye toplam maliyetinin yaklaşık 50 milyar sterlin olabileceğini söylemişti. Juncker, "Bilimsel olarak Birleşik Krallık'ın yükümlülüklerinin neler olduğunu hesaplamalıyız. Buna göre bir fatura ödenmek zorunda" ifadelerini kullanmıştı.
İngiltere’nin toplamda ödemesi gereken meblağın basında yer aldığı gibi 50 milyar sterlin seviyesinde olup olmadığının sorulması üzerine de Juncker, "Yaklaşık olarak o seviyede" şeklinde cevap vermişti.
İngiltere’nin, Avrupa Birliği’nden ayrılma kararı aldıktan yaklaşık 15 ay sonra, çıkmaza giren müzakere sürecini yeniden rayına sokabilmek için iyi niyet göstergesi olarak milyarlarca sterlinlik bir boşanma tazminatı teklif etmeye hazırlanıyor. İngiltere’nin AB referandumunda ayrılık kararı almasından sonra ülke ekonomisi büyük oranda belirsizlik sürecine girdi.
AB referandumu öncesi beklenen boyutta olmasa da ülkenin ekonomik büyümesi dikkate değer şekilde hız keserken, İngiliz sterlinindeki değer kaybı, ithal ürünlerin fiyatındaki artış ve enflasyondaki yükseliş, makroekonomik dengeleri riske sokabilecek boyuta ulaştı.
2014 yılında G-7 ülkeleri içerisinde en hızlı büyümeyi elde eden İngiltere’nin OECD'nin en son tahminlerine göre, gelecek yıl G-7 ülkeleri içerisinde en düşük büyümeyi kaydetmesi bekleniyor. Buna göre, 2014'te yüzde 3,1 seviyesinde büyüme kaydeden ülke ekonomisi, 2018'de en iyi ihtimalle sadece 1 seviyesinde büyüme gösterecek.
İŞ DÜNYASINDA ENDİŞE
AB ile devam eden müzakerelerin üçüncü turunda hiçbir konuda anlaşmaya varılamamış olması, İngiltere’de iş dünyasını endişelendirmeye devam ediyor.
Dünyanın en büyük finans merkezi konumunda olan Londra’da yerleşik uluslararası finans kuruluşlarının Brexit sonrası Avrupa’ya erişiminin kesilmesi veya sınırlanması ihtimali, şirketleri "acil durum planı" yapmaya yönlendiriyor.
Çok sayıda şirket ve banka, Avrupa operasyonlarını AB’deki alternatif finans merkezlerine taşımaya başlamış durumda. Uzun vadede belirsizliğin devam etmesi halinde Londra’nın "en büyük finans merkezi" olma özelliğini kaybedebileceği düşünülüyor.
İNGİLİZ STERLİNİNDE DEĞER KAYBI
İngiliz sterlininde referandumdan bu yana görülen sert değer kaybı, ithal ürünlerin fiyatlarını artırmaya ve tüketicinin harcama gücünü kısıtlamaya devam ediyor. Birleşik Krallık’ta temmuzda yüzde 2,6 seviyesinde olan enflasyon, geçen ay yıllık bazda yüzde 2,9'a yükseldi.
Ekonomide sektörel aktivitede öncü endeks olarak kabul edilen Satın Alma Yöneticileri Endeksi (PMI), geçen ay hizmet sektöründe 53,8’den 53,2 seviyesine geriledi. Yine PMI verilerine göre, ülkede inşaat sektörü ağustosta son bir yılın en düşük büyümesini kaydetti.
Ekonomi açısından pek parlak olmayan söz konusu gelişmeler, Başbakan Theresa May’in bir an önce AB ile bir "geçiş anlaşması" konusunda uzlaşmasını gerektiriyor.
Her ne kadar AB referandumunun ardından Brexit cephesi Birleşik Krallık'ın herhangi bir ödeme yapmadan birlikten çıkabileceğini savunmuş olsa da aradan geçen zaman, olası bir serbest ticaret anlaşmasında uzlaşılabilmesi için belli bir tazminatın ödenmesi gerektiği gerçeğini ortaya koydu.
20 MİLYAR EUROLUK PAKET
Birleşik Krallık'ın ne kadar ödeme yapması gerektiği konusunda uzun süredir farklı rakamlar telaffuz ediliyor. Son olarak, ülkenin önde gelen gazetelerinden The Financial Times, "Birleşik Krallık'ın yaklaşık 20 milyar euro ödemeye hazırlandığını" öne sürmüştü. Gazetenin iddiası, Birleşik Krallık Başbakanlığı tarafından yalanlanmış değil.
Başbakan Theresa May’in, bugün İtalya’nın Floransa kentinde yapacağı konuşmada, AB’ye bir mali paket sunması beklenirken, taraflar arasında gelecek günlerde "sıkı boşanma tazminatı pazarlığı" olacağını söylemek de mümkün...
İngiliz medyasına göre, hükümet, AB'ye iki yıllık bir "geçiş anlaşması" sunmaya hazırlanıyor. Hazırlık çerçevesinde kabine üyelerinin bir araya gelip taslak öneri metnini inceleyerek görüş bildirdiği belirtiliyor.
Brexit stratejisine ilişkin kabinede ciddi görüş ayrılıkları söz konusu... İngiltere Dışişleri Bakanı Boris Johnson, geçen hafta The Daily Telegraph’a bir makale yazarak hükümetle ters düşen bir tutum sergilemişti. Johnson, Birleşik Krallık'ın AB’ye ödeme yapmaması, olası bir geçiş anlaşması üzerinde anlaşmaması gerektiğini belirtmişti.
Johnson, 29 Mart 2019'da AB'den tam anlamıyla çıkışı, İngiltere Maliye Bakanı Philip Hammond da AB’ye çıkış tazminatı ödenmesi ve karşılığında bir geçiş anlaşması imzalanmasını savunuyor.
Muhafazakar Parti’nin önde gelenleri de Johnson’a karşı May’i destekliyor.
Birleşik Krallık'ın mali önerisinin, AB ile 25 Eylül’de yapılacak dördüncü tur müzakerelerde ana gündemi oluşturması bekleniyor.