Maaş zamları doğrudan gelir vergisi kesintisine gidiyor

Maaş zamları doğrudan gelir vergisi kesintisine gidiyor
AKP iktidarının son 21 yıldır gelir vergisi diliminde enflasyona paralel güncelleme yapmaması nedeniyle çalışanların maaş zamları doğrudan vergi kesintisine gidiyor. Ocak ayında 1300 lira gelir vergisi ödeyen bir çalışan ekimden itibaren 3500 lira ödüyor.

Osman ÇAKLI


İSTANBUL - Bir yandan enflasyon diğer yandan yüksek vergiler, çalışanların alım gücünü her geçen yıl daha da aşağı çekiyor. Gelir vergisi dilimlerinin bilinçli olarak enflasyon ve yeniden değerleme oranında güncellenmemesi, çalışanlara yönelik otomatik vergi artışını beraberinde getiriyor.

DİSK-AR’ın hazırladığı raporda yer verilen hesaplamaya göre, 2002'de ilk dilim gelir vergisi, asgari ücretin 21 katına denk geliyordu. Bu oran 2023 itibariyle asgari ücretin yalnızca 7 katı düzeyinde.

Oysa, gelir vergisi 2000'den itibaren asgari ücret artış oranında güncellenmiş olsaydı, ilk dilim vergi tavanı 219 bin lirayı bulacaktı. Ancak günümüzde ilk dilim gelir vergisi tavanı 70 bin TL. Böylece 2023’te 70 bin TL olarak uygulanan ilk vergi tarife dilimi ile olması gereken arasındaki fark 150 bin TL’ye yaklaşmış oldu. Öte yandan, yeniden değerleme oranı uygulanmış olsaydı da, ilk dilim gelir vergisi tavanı 182 bin lira olacaktı.

Asgari ücret ile en düşük vergi tarife dilimi artışı arasındaki bu büyük fark sebebiyle tüm ücretliler daha yüksek vergi tarife dilimine girmeye başladı.

VERGİ DİLİMİ NE ANLAMA GELİYOR?

Peki, vergide adaletsizlik nasıl oluştu, vergi dilimleri ne anlama geliyor?

Yılın ilk ayından yani ocaktan itibaren aldığınız brüt maaşınızın toplamı 70 bin liraya ulaştığında, gelir vergisinde ikinci dilime giriyorsunuz ve maaşınızdan yapılan kesinti artıyor. Oysa vergi dilimi, yeniden değerleme oranında hesaplansa, gelir vergisi kesintisindeki ikini dilim artışı, toplam brüt maaşınız 182 bin liraya ulaştığında başlayacaktı. Somutlaştırmak gerekirse, brüt maaşınız 25 bin lira ise nisan maaşından itibaren gelir vergisi kesintisi artmaya başlıyor. Bu durumda da yılın geri kalan 9 ayında daha fazla gelir vergisi ödüyorsunuz. Yeniden değerleme oranı uyarlanmış olsa, brüt maaşı 25 bin lira olan bir çalışan yedinci aydan sonra bir üst vergi dilimine girmiş olacaktı.

VERGİ DİLİMLERİ

2023 yılı ücret gelirlerinde uygulanan gelir vergisi tarifesi şöyle:

1. Dilim (gelir vergisi kesintisi yüzde 15) - 70.000 TL

2. Dilim (gelir vergisi kesintisi yüzde 20) 150.000 TL

3. Dilim (gelir vergisi kesintisi yüzde 27) 550.000 TL

4. Dilim (gelir vergisi kesintisi yüzde 35) 1.900.000 TL

5. Dilim (gelir vergisi kesintisi yüzde yüzde 40) 1.900.000 TL üzeri

MAAŞTAN YAPILAN KESİNTİLER

-Sosyal Güvenlik Primi

-Gelir Vergisi

-Damga Vergisi

ALIM GÜCÜ DÜŞÜYOR VERGİ YÜKÜ ARTIYOR

Ekonomik göstergelerin gittikçe kötüleştiği Türkiye’de alım gücü de giderek zayıflıyor. OECD ülkelerinde doğrudan vergilerin, toplam vergi gelirleri içindeki ağırlığı yüzde 65. Türkiye’de ise OECD’nin aksine, doğrudan vergiler yüzde 35, dolaylı vergiler yüzde 65 düzeyinde.

2023 yılı bütçesinde hedeflenen vergi geliri 3.1 trilyon TL olarak açıklanmıştı. Orta Vadeli Plan ile bu hedef 4.2 trilyon TL’ye çıkarıldı. Hükümet gelecek yıl 7.4 trilyon TL, 2025 için 9.5 trilyon TL vergi toplamayı öngörüyor.

ASGARİ ÜCRETE VERGİ İSTİSNASI MATRAHTAN YAPILMADI, VERGİ YÜKÜ ARTTI

İşçi sendikaları, krizin faturasının halka kesildiği eleştirilerini getirerek, vergide adalet talep ediyor. Son dönemde işçi ve memur sendikalarının yaptıkları eylemlerde, ‘vergide adaletsizliğin’ giderilmesi talep ediliyor. Ancak henüz bir adım atılmış değil.

Hükümet, 2022 yılından geçerli olmak üzere asgari ücrete vergi muafiyeti tanıdı. Ancak asgari ücret istisnasının matrahtan indirim yerine vergiden indirim yoluyla uygulanması sebebiyle çalışanlar daha fazla gelir vergisi ödüyor.

Örneğin; Ocak 2023’te giydirilmiş brüt ücret ve yan ödemeleri (fazla mesai, sosyal ödenekler vb.) toplamı 20.000 TL olan bir çalışanın yılın ikinci yarısı için aldığı yüzde 25’lik ücret zammı ile Temmuz 2023’te brüt giydirilmiş kazancı 25.000 TL oldu. Aynı çalışanın Ocak 2023’te 4.350 TL olan toplam vergi ve sigorta prim kesintisi (gelir vergisi, damga vergisi, işsizlik sigortası yaklaşık primi ve SGK primi) Mayıs 2023’te 5.100 TL’ye, Temmuz 2023’te 6.378 TL’ye ve Ekim 2023’ten itibaren ise 7.295 TL’ye yükseldi. Böylece çalışanların yılbaşında toplam kazancının yüzde 22’si vergi ve kesintilere giderken ve brüt ücretin yüzde 78’i kendisine kalırken, Ekim 2023’e gelindiğinde kesinti oranı yüzde 30’a yaklaşmakta olup çalışanın eline geçen ücret yüzde 70 düzeyine düştü.

PROF. DR. BATI: VERGİ MUAFİYETİ FİİLİ OLARAK YOK

Ondokuz Mayıs Üniversitesi Mali Hukuk Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Murat Batı, yaptığı değerlendirmede, vergi muafiyetinin fiili olarak olmadığını şöyle anlattı:

“Ücretlere getirilen ücret istisnası, Maliye Bakanı’nın bir oyunuyla yapıldı. Görüntüde istisna ama gerçekte o kadar istisna değil. Yani maaşlarınızdan asgari ücrete kadar gelir vergisi istisnasını farklı yöntemle uyguluyor. Daha az vergi alması gerekiyorken, alması gereken vergiye yakın bir vergiyi toplamaya devam ediyor.”

'VERGİDE ÇALIŞAN ALEYHİNE SERMAYE LEHİNE BİR DÜZEN VAR'

Prof. Dr. Batı, yeniden değerleme sistemindeki dengesizliğe işaret ederek, 2000’lerden bugüne gelindiğinde vergide adaletsizlik oluştuğunu ifade etti. Batı’ya göre, sermaye lehine, emek aleyhine bir düzen mevcut. Batı, dolaylı vergilerin payının çok yükseltildiğine de vurgu yaptı.

Batı özetle, 2000’lerin başından itibaren yeniden değerleme tam olarak yapılsaydı, bugün çalışanların daha az vergi ödemiş olacağını söyledi.

Vergi dilimi tavanının yüksek olmasının ücretli çalışanların lehine olduğunu aktaran Batı, “Asgari ücrete kadar gelir vergisi istisnası var. Ancak KDV-ÖTV’den dolayı, ücretler daha hızlı eriyor. Bazı ürünlerin KDV oranları da arttı. Asgari ücreti artırıp gelir vergisi dışında tutuyoruz ama elektrikten yüzde 20 KDV, doğalgazdan yüzde 20 KDV-ÖTV alarak devlet hazinesine aktarım yapılıyor” dedi.

‘AZ KAZANANDAN AZ ÇOK KAZANANDAN ÇOK ANLAYIŞINDAN UZAKTAYIZ’

Vergide adaletsizlikle ilgili son dönemde bazı sendikalar raporlar hazırlayarak, protesto eylemleri yapıyor. O sendikalardan biri olan Tüm Taşıma İşçileri Sendikası (TÜMTİS) Genel Başkanı Kenan Öztürk’le vergide adaletsizliği konuştuk.

Öztürk, emekçilerin insanca bir yaşam sürdürebilmesinin günün koşullarında mümkün olmadığını belirterek, şunları söyledi:

"Emekçinin milli gelirden aldığı pay azalıyor. Enflasyon karşısında ezilirken bir de ağır vergiler altında eziliyor. Ülkemizdeki vergi sistemi nedeniyle ücretlerin önemli bir bölümü vergiye gidiyor. Bizdeki vergi sistemi ‘az kazanandan az, çok kazanandan çok’ anlayışından çok uzak. Bu sisteme göre, yıllık kazanç üzerinden bir tavan belirlenerek dilimlere ayrılmış. Bu dilimler, asgari ücret, enflasyon ve diğer değişkenler göz önüne alınarak belirleniyor gibi gözükse de günün gerçeklerine uygun değil.”

‘KAŞIKLA VERDİKLERİNİ KEPÇEYLE ALIYORLAR’

2022 yılında emek cephesinin baskısı ve girilen seçim ortamının da etkisiyle ücret gelirlerinde, asgari ücret kadarının vergi dışı bırakıldığını hatırlatan Öztürk, uygulamanın doğru olsa da yeterli olmadığı kanaatinde. Yetersizliğin nedeni ise Öztürk’e göre şöyle:

“Çünkü asgari ücret üzeri yine aynı vergi yükü altında bırakılmış üstelik vergi dilimleri de örneğin yukarıya çekilmemiş, düşük tutulmuştur. Çalışanların önemli bir bölümü üst vergi dilimine girmiştir. Maaşlarda yapılan iyileştirmeler de bir süre sonra üst dilime uğradığı için anlamını yitirmiş, kaşıkla verilen kepçeyle geri alınmıştır. Şu an bir işçi yılın başında yüzde 15, yılın ortasında yüzde 20, yılın sonuna doğru ise yüzde 27 oranında vergi ödüyor.”

‘ASGARİ ÜCRETLİ İLE AYLIK 100 BİN TL GELİRİ OLAN AYNI VERGİYİ ÖDÜYOR’

İşçiler, toplu sözleşmelerde elde ettiği pek çok hakkı, kısa sürede vergi ödeyerek kaybediyor. Gerek ücret zammı gerek ikramiye ya da diğer sosyal hakların bütünü brüt olarak hesaplanıyor ve vergiye tabii tutuluyor. İşçi sendikaları da bu durumu mağduriyetin temel gerekçelerinden biri olarak gösteriyor.

Ayrıca dolaylı vergilerde (KDV-ÖTV) yaşanan artışın ayrı bir kalem olduğunu belirten Öztürk, hükümetin, zenginleri vergilendirmekten kaçındığına vurgu yaptı ve ekledi:

"Aylık geliri asgari ücret oranında olan bir işçi ile aylık geliri 100 bin liranın üzerinde olan bir kişi aynı vergiyi veriyor. Enflasyon karşısında emekçinin hızla yoksullaştığı bir dönemde, yüzde 18’lik KDV oranı yüzde 20’ye, yüzde 8’lik KDV oranı ise yüzde 10’a yükseltildi. Dolaylı vergilerin payı, yani işçilerin, emekçilerin, emeklilerin, dar gelirlilerin vergi yükü daha da arttırıldı. Hükümet, emekçileri, yolunacak kaz olarak görmekten vazgeçmelidir. Vergi dilimleri günün koşullarına göre güncellenmeli, ücretlilerden alınan gelir vergisi tarife oranı yüzde 10’a sabitlenmelidir."

ADALETSİZ VERGİ VE KESİNTİLER ÜCRETLERİ NASIL KEMİRİYOR?

DİSK-AR'ın hazırladığı raporda, vergi adaletsizliğine ilişkin şu tespitler yer aldı:

-Çalışanlar bir yandan yüksek enflasyon bir yandan adaletsiz vergi ve kesinti yükü altında eziliyor. § Temmuz ayında alınan ücret zamları gelir vergisine gitti.

-2023 Ocak ayında yaklaşık 1.300 TL gelir vergisi ödeyen bir çalışan 2023 Ekim’den itibaren 3.500 TL gelir vergisi ödüyor.

-Ocak 2023’te yaklaşık yüzde 22 olan ücretliler üzerindeki vergi ve kesinti yükü 2023 Ağustos’tan itibaren yaklaşık yüzde 30 oldu.

-Asgari ücret istisnasının matrahtan indirim yerine vergiden indirim yoluyla uygulanması sebebiyle çalışanlar daha fazla gelir vergisi ödüyor.

-2023 Ocak’ta 4.350 TL olan vergi ve kesinti toplamı 2023 Mayıs’ta 5.100 TL’ye, 2023 Temmuz’da 6.378 TL’ye ve 2023 Ekim’den itibaren ise 7.295 TL’ye yükseldi.

-Çalışanların gelir vergisi yükünün artmasının birkaç nedeni var:
1) Gelir vergisi oranlarının çok yüksek olması,
2) Asgari ücret istisnasının matrahtan değil gelir vergisinden indirim yoluyla uygulanması,
3) Gelir vergisi tarife dilimlerinin düşük tutulması ve böylece çalışanların kısa sürede bir üst vergi tarife dilimine girmesi.

DİSK’İN GELİR VERGİSİ VE KESİNTİLER KONUSUNDAKİ TALEPLERİ

-Gelir vergisi ilk vergi tarife oranı ücretlilerde yüzde 10’a düşürülmelidir.

-Gelir vergisi tarife dilimleri yeniden değerleme oranında (asgari ücret artışından az olmamak kaydıyla) artırılmalıdır.

-Asgari ücret istisnası vergiden indirim değil, matrahtan indirim yoluyla uygulanmalıdır.

-İşverenlere uygulanan 5 puan SGK prim desteği çalışanlara da uygulanmalıdır.

-Çağ dışı damga vergisi kaldırılmalıdır.

Öne Çıkanlar