Son toplantıdan bu yana neler değişti: Merkez Bankası'nın faiz kararı öncesi dolar 7,80, euro 9,26

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) tarafından 24 Eylül’de gerçekleştirilen ve 200 baz puanlık faiz artışı yapılan Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısından 22 Ekim’deki toplantıya kadar değişen göstergelerin başında ağırlıklı ortalama fonlama maliyeti (AOFM) geliyor. Bu süre içerisinde yüzde 10,65’ten 12,52’ye kadar yükselen AOFM’de neredeyse 190 baz puanlık bir artış yaşandı.

İki haftalık swap faizleriyse 190 baz puanlık bir düşüş ile yüzde 11,90’dan yüzde 10’a gerilerken, 12 aylık swap faizi yüzde 18,72’den yüzde 14,60’a gerileyerek 410 baz puan düşmüş oldu.

Aynı süre zarfında Türkiye iki yıllık tahvil faizi yüzde 14,08’den 13,84’e düşerken, 10 yıllık tahvillerin faiziyse yüzde 14,13’ten 13,33’e düştü. Türkiye kredi temerrüt takas (CDS) primi de 79 baz puan düşerek 576’dan 497’ye geriledi.

Dolar/TL kuru jeopolitik risklerin artmasıyla yüzde 1,5 yükselerek 7,70 seviyesinden 7,81 seviyesine ulaşırken, Euro/TL yüzde 3,2 artarak 8,98 seviyesinden 9,27 seviyesine yükseldi. Gram altının fiyatı ise yüzde 4,3 artış göstererek 481,58 TL’ye ulaştı.

BIST 100 Endeksi yüzde 9,9 yükselerek 1211,5’e ulaşırken, bankacılık endeksiyse yüzde 14,9 artarak 1248,6 seviyesine çıktı. Sınai endeks ise yüzde 13,2’lik bir artışla 1856,6 civarına ulaştı.

Dolar/TL, Merkez Bankası'nınbugün saat 14:00'da sonuçları açıklanacak faiz kararının piyasada yeni bir iyimserlik getirebileceği beklentisiyle tarihi zirveden düşüşünü sürdürdü.

Bankacılar Türkiye'den aralıksız çıkış yapan yabancı yatırımcıların TCMB ve takiben diğer ekonomi kuruluşlarının atabileceği normalleşme adımlarıyla tarihi düşük seviyelerdeki pozisyonlarını yeniden gözden geçirebileceğini düşünüyorlar. Küresel piyasalarda dolar para birimleri sepeti karşısında dün 2 Eylül'den bu yana görülen en düşük seviyeyi gördükten sonra bugün 92,792 seviyesinde yatay seyretti.

ABD Başkanı Donald Trump ve ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi'nin dün koronavirüs yardım paketine ilişkin umutları artıran açıklamalar yapınca risk iştahı yükselmiş ve dolar son yedi haftanın en düşük seviyesini görmüştü. Küresel risk iştahı ABD Başkanı Donald Trump'ın Demokrat Partilileri kabul edilebilecek bir Coronavirus yardım paketi üzerinde çalışma konusunda isteksizlikle suçlamasıyla ise bir miktar azaldı.

Dolar/TL, geçen hafta yeni zirve olan 7,96'ya kadar yükseldikten sonra haftayı zirvenin hemen altında tamamlamıştı. Kur 7,96 zirvesinden 7,8'in altına kadar geriledi. Dolar/TL, dün akşam saatlerinde 6 Ekim'den beri ilk kez 7,7935'i test ettikten sonra bu sabah 7,80 seviyelerinde. Euro/TL ise 9,26 seviyesinde.

Piyasada TCMB kararı haricinde yakından izlenen gelişmeler arasında ABD seçimleri, Brexit müzakereleri, Coronavirus'te küresel ve lokal artış trendi, AB ile tansiyonun yeniden artması endişesi, Azerbaycan-Ermenistan gerilimi ve S-400 hava savunma sistemleri konusunda devam eden süreç öne çıkıyor. Coronavirus yayılımı Türkiye'de de belirginleşirken, Reuters'da dün yayımlanan bir haberde ekonomiyi etkilemeyecek, dar kapsamlı tedbirlerin alınabileceğine dikkat çekilmişti.

MERKEZ BANKASI YÖN BELİRLEYİCİ OLARAK İZLENİYOR

Reuters anketine katılan 17 kurumun tamamı politika faizinde artış bekliyor. Tahminlerin medyan beklentisi politika faizinin yüzde 10,25'ten yüzde 12'ye arttıracağı yönünde. Artış tahminleri ise 100 ila 300 baz puan arasında değişiyor.

TCMB, eylül ayındaki toplantıda dezenflasyon sürecini yeniden tesis etmek ve fiyat istikrarını desteklemek amacıyla politika faizini 200 baz puan artırarak yüzde 10,25'e yükseltmişti. Siyasetin politika faizi artışlarına sıcak bakmaması ve geçmişte faiz nedeniyle TCMB'de başkan değişikliği yaşanmış olması nedeniyle, bankanın daha fazla sıkılaştırma için politika faizini kullanması beklenmiyordu. TCMB kararı ana beklenti olmadığından eylülde sürpriz etkisi yaratmıştı.

Bu kez ise piyasalarda TCMB'nin faiz artışına gideceğine kesin gözüyle bakılıyor. Bankacılar 100-200 baz puan artışın piyasada fiyatlanmış olduğunu; bu bant dışındaki adımların yeni bir fiyatlama getirebileceğini belirtiyorlar. TCMB, ayrıca PPK haftasında likidite sıkılaştırma adımlarına devam etti. Bankanın piyasaya uyguladığı fonlamanın son maliyetini gösteren ağırlıklı ortalama fonlama maliyeti dün yüzde 12,52'ye yükseldi. Fonlama maliyeti temmuz ortasında yüzde 7,4'ün altına kadar inmişti. Bu da 500 baz puan sıkılaştırma uygulandığı anlamına geliyor.

LOKAL VE YABANCI YATIRIMCI ALGISI DEĞİŞİR Mİ?

Piyasa faizlerindeki yükseliş ise henüz mevduat sahiplerinin döviz veya TL tutma tercihlerine yansımadı. Lokaller Temmuz ortasından itibaren üç haftada döviz altın mevduatlarını 15 milyar dolardan fazla artırdıktan sonra güçlü bir harekette bulunmadılar. Yabancı yatırımcının Türkiye portföyünde ise artış trendi görülmüş değil. Bankacıların hesaplamalarına göre bugün açıklanacak haftalık verilerde yabancıların tahvil protföylerinde yıl başından beri yaşanan 13,5 milyar dolarlık çıkışın ardından yatay bir görünüm bekleniyor. Lokallerin ise rekor seviyedeki altın ve döviz varlıklarından yaklaşık 600 milyon dolar tutarında TL'ye döndüğü hesaplanıyor.

Bankacılar, TCMB kararı sonrası ilgili eğilimleri yakından takip edecekler. Hem lokal hem de yabancı algısında yaşanabilecek değişim ülkenin döviz dengesi açısından yakından izleniyor. Özellikle yabancı yatırımcının olası bir geri dönüşü, kamunun 120 milyar doların üzerinde döviz arzı yapması sonrası rezervlerde yaşanan düşüşü ve soru işaretlerini azaltabilir. Benzer şekilde 218 milyar doları bulan lokal döviz mevduatlarında yaşanabilecek bir çözülme de yabancı yatırımcı kadar olmasa da benzer pozitif etkileri yaratabilir.

Türkiye'nin beş yıllık kredi iflas takası primi (CDS) ise TCMB'den faiz artışı beklentisiyle dün 500 baz puanın altına kadar geriledi. 570 baz puandan düşüşe geçtikten sonra jeopolitik tansiyon nedeniyle dalgalanan CDS bu sabah 494/503 seviyesindeydi.