Türkiye ekonomisi ne zaman tökezler?

Türkiye ekonomisi ne zaman tökezler?
'OVP, kesintisiz bir şekilde devam eden dış ticaret açığı sorununu çözmeyi değil, birlikte yaşamayı öngörmüş. OVP’nin akıbeti, er ya da geç tökezlemek olacaktır'

Mehmet Ali Verçin Karar'da yazdığı köşe yazısında 2022-2024 yılları arasında  Orta Vadeli Programa (OVP) dair değerlendirmelerde bulundu. 

Mehmet Ali Verçin yazısı şöyle: 

Ekonomide olan biteni anlamak için herkesin, başkalarından daha fazla yoğunlaştığı göstergeler vardır. Türkiye’de iktisatçı olmayanların çoğu döviz kuruna bakar; ardından, faiz oranlarına ve krediye ulaşma şartlarının zorluğuna. Ücretliler için bu olgu alınan zam oranı ve maaşın zamanında yatıp yatmaması olabilir.

Mesleki müktesebatı kredi tahsis ve risk yönetimi olanlar, bilhassa bankalarda bu görevleri yapanlar; başlıktaki soruya cevap vermeden karar almazlar ve bunun için değişik "stres testleri" uygularlar. Mesela döviz kurları %30 artınca ve/veya satışlar %40 düşünce ve/veya karlılık %5’in altına düşünce ve/veya vergi öncesi kar ödenen faizlere yetmeyince gibi parametrelerin birkaçını birlikte ölçer, değerlendirir ve nihai bir kanaat oluşturmaya çalışırlar.

KÜÇÜK BİR ESNAFIN MESELA BİR BAKKALIN BATTIĞI NASIL ANLAŞILIR?

İtibarını kaybedip hızlı satılan malları tedarik edemediği, gelirlerinin giderlerine yetmediği ve bazı taahhütlerini yerine getiremediği gün, o bakkalın batma süreci başlar ve birileri alacaklarını tahsil etmek için icraya başvurduğunda, artık, fiilen, iflas süreçleri başlar.

PEKİ, BİR ÜLKE NE ZAMAN BATAR?

Bir ülkenin batışı elbette bir firmanın batışına benzemez. Zaten 2008 yılında 638 milyar $’la batan Lehman Brother ölçeğinde bir firmanın veya bir ülkenin batmasına izin verilmedi.

"Bir ülkenin ekonomik düzeni ne zaman sürdürülemez bir hal alır" sorusu, galiba, daha isabetlidir.

Peki, Türkiye’nin hangi riskleri, ekonomiyi, sürdürülemez bir noktaya taşır.

Türkiye’nin en büyük riski, kesintisiz ve hacimli dış ticaret açıklarıdır.

Bu dış ticaret açıkları borç yönetimini çok zorlaştırıyor, ilaveten, doğrudan ya da dolaylı etkileşimlerle enflasyonu ve işsizliği de arttırıyor; yatırımları köstekliyor.

Dış ticaret açıklarının azaltılmasıyla ilgili çözüm önerilerinin makul olanları, etkisiz, gerisi de tutarsızdır veya zararlıdır.

"Öğrenilmiş çaresizlik" niteliğindeki bu hakikate dileyen "makûs talih" de diyebilir.

Hak yemeyelim, TCMB’nin ihracatçılara verilmesi kaydıyla Eximbank’a verdiği kredileri 19 milyar $’dan 30 milyar $’a çıkarması, çok yerinde ve değerli bir karardır.

OVP VE DIŞ TİCARET AÇIĞI

Biraz dolambaçlı olsa da Orta Vadeli Programa (OVP) geldik. Dün açıklanan bu programa göre 2020 2024 yılları arasında Türkiye, %80’i ithal ürünler için olmak üzere, tam, 255 milyar $ dış ticaret açığı verecekmiş.

OVP’nin iki yüzü var; biri hükümetin vaatleri, diğeri de ilgili bütün kamu kurum ve kuruluşlarına açık talimat.

Türkiye, akranları arasında, dünyada, dış borçları en yüksek olan ülke olmasına rağmen OVP’de içkin kamu talimatı, dış borçları artacaktır.

Daha fazla dış borç temin edilemeyeceği veya alacaklıların, alacaklarını döndürmeye razı olmayabileceği günler, yani Türkiye ekonomisinin "tökezleyebileceği" günler hiç kimseye sürpriz olmaz, artık.

DIŞ TİCARETİN SON DURUMU İYİ DEĞİL

Sayın Mehmet Muş, İsmail Gülle ve diğer zevatın, ihracatın arttığına dair övünmeleri, kesinlikle, hakikati yansıtmıyor.

2020 yılında, salgından dolayı ihracatçıların tam kapasite çalışamadığı doğrudur.

Bu yıl, oluşmuş atıl kapasiteyi devreye sokmak ve artan siparişleri karşılamak için ek kapasitelerin, devreye girmesi zaten bekleniyordu fakat ihracat rakamları, bilinen bu kapasitelerin çok üzerinde gerçekleşti.

Bunun sebebi, emtia fiyatlarının artması ve nakliye yollarında oluşan tıkanmanın fiyatlarda yarattığı şişkinliktir. Yani ihraç ürünlerinde apaçık bir enflasyon yaşandı.

Bu gelişmelerin sonucunda, ilk sekiz ayda, altın hariç İhracat 36 milyar $ artarak, 134 milyar $’a yükseldi.

Aynı dönemde, altın hariç ithalat da 45 milyar $ artarak 165 milyar $’a çıktı.

Yani ihracat sadece 36 milyar $ artarken, ithalat 45 milyar $ arttı. Yılsonuna kadar bu fark 15 milyar $’a kadar yükselebilir.

Ağustos ayında bile altın hariç ihracat 6,5 milyar $ artarken, ithalat 8 milyar $ dolar artmış.

OVP, kesintisiz bir şekilde devam eden dış ticaret açığı sorununu çözmeyi değil, birlikte yaşamayı öngörmüş. Sorun çözme cesaretinden mahrum olan OVP’nin akıbeti, er ya da geç tökezlemek olacaktır.

Öne Çıkanlar