Emekliler sokağa çıkıyor: 'Yoksulluk artık lüks, açlıkla mücadele ediyoruz'

Emekliler sokağa çıkıyor: 'Yoksulluk artık lüks, açlıkla mücadele ediyoruz'
Milyonlarca emekli açlık sınırının neredeyse yarısına denk gelen 10 bin TL ile hayatta kalma mücadelesi veriyor. Temmuz zammı öncesi ek düzenleme bekleyen emekliler 25 Mayıs'ta talepleri için sokağa çıkıyor.

Müzeyyen Yüce


İSTANBUL - Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu'na (TÜRK-İŞ) göre nisan itibarıyla açlık sınırı ilk kez asgari ücret düzeyinin üstüne çıkarak 17 bin 725 TL’ye ulaşırken, yoksulluk sınırı 57 bin TL’ye çıktı.
Sayıları 16 milyonu aşan emekli ise enflasyonun yüzde 70’lere dayandığı Türkiye’de açlık sınırının neredeyse yarısına varan oranlarda bir aylıkla geçinmeye çalışıyor. Resmi veriler emeklilerin yüzde 45’inin ek işlerle hayata tutunmaya çalıştığını gösterirken bu oran kayıt dışı çalışmayla daha da artıyor.
Son açıklanan enflasyon rakamlarına göre SSK ve Bağ- Kur emeklilerinin temmuz ayında yüzde 25-30 bandında bir enflasyon farkı alması bekleniyor. Ancak bu zam kök aylıklara uygulanır ve ek bir düzenleme yapılmazsa kök aylığı 8 bin lira ve altında olanlar 10 bin lira almaya devam edecek.

EMEKLİLER BİR KEZ DAHA SOKAĞA ÇIKIYOR

Uzun yıllardır asgari ücretin altında maaş alan ve artık yaşam koşullarının iyileştirilmesini talep eden emekliler, temmuz zammı öncesinde iktidara seslerini duyurmak için bir kez daha sokağa çıkıyor.
Tüm Emekliler Sendikası öncülüğünde İstanbul ve Ankara başta olmak üzere 8 farklı kentte 25 Mayıs'ta ‘Açlığa ve sefalete hayır’ sloganıyla eylem düzenleyecek olan emekliler, emekli taban aylığının asgari ücret seviyesine yükseltilmesini, asgari ücretin de en az yoksulluk sınırının yarısına denk gelen bir rakama çıkarılmasını istiyor.

‘YOKSULLUK LÜKS KALDI, AÇLIKLA MÜCADELE EDİYORUZ’

Artı Gerçek’e konuşan Tüm Emekliler Sendikası Genel Başkanı Zeynel Abidin Ergen’e göre Türkiye’de yaşayan emekliler sadece yoksulluk değil, aynı zamanda açlık ve sefalet mücadelesi veriyor. Bu ülkede ‘emekliliğin’ artık bir hayatta kalma mücadelesi olduğunun altını çizen Ergen, “Bugünün ekonomik şartlarında biz yoksul değiliz; açlık ve sefalet içerisindeyiz. Açlık sınırının asgari ücretin üstüne çıktığı bir ortamda yoksulluk emekliler için lüks kalır. Emekliler açlık sınırının dahi altında yaşıyor” dedi.

whatsapp-gorsel-2024-05-20-saat-16-00-13-bfbf2646.jpg
Tüm Emekliler Sendikası Genel Başkanı Zeynel Abidin Ergen

‘EMEKLİNİN KYK TEPKİSİ: CİDDİYETSİZ VE GERÇEKTEN UZAK’

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘emekliler yılı’ ilan ettiği 2024 yılında hayat stantları gün geçtikçe gerileyen emekli, maaşlarında iyileştirme beklerken Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan’dan ‘tatil müjdesi’ geldi.

Yazın bir ay boyunca uygun olan KYK yurtlarının emeklilere ücretsiz açılacağını ifade eden Işıkhan, kamuya ait öğretmenevleri ve konukevlerinde yüzde 15, TCDD'de ana hat trenlerinde yüzde 10 ve PTT Kargo'da ise indirim yapılacağını açıkladı.

Çok sayıda emeklinin açlık sınırının yarısına denk gelen bir ücretle yaşamını sürdürmeye çalıştığına vurgu yapan Ergen, Bakan Işıkhan’ın açıklamalarını ‘ciddiyetsiz’ ve ‘gerçeklikten uzak’ olarak değerlendiriyor. Doğrudan iktidarın emeklilerin gerçek sorunlarına eğilmek yerine etrafında döndüğünü, ekonomik krizin faturasını emeklilere çıkarmak istediğini kaydeden Ergen şunları söyledi:

“Bakan Işıkhan’ın ‘müjde’ olarak nitelenen açıklamaları emeklilerin tepkisine karşı bir çeşit ön almaktır. Temmuz zammı öncesinde ‘Bakın biz de emeklileri düşünüyoruz, formüller geliştiriyoruz” demek için bir gaz alma çalışması yapılıyor. Bu ekonomik koşullarda emeklilerin tatil yapacak imkânı mı var ki KYK’larda gidip kalabilsinler. Bu açıklamalar temmuz ayında emeklinin enflasyonun, hayat pahalılığın altında ezileceğini gösteriyor. Ancak biz mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz.”

’85 YAŞINDAKİ EMEKLİ TEYZE İŞ ARIYOR, 75 YAŞINDAKİ ‘BEKÇİLİK’ YAPIYOR’

Ergen, kayıt dışı olanlarla birlikte emeklilerin neredeyse yarısından fazlasının çalışmaya mahkûm olduğunu ifade etti ve ekledi:

“Merdiven altı işler yapanlar var, inşaatlarda, madenlerde çalışanlar var. Bu ülkede 85 yaşındaki emekli teyzemiz iş arıyor. 75 yaşındaki başka bir emekli kardeşimiz gece bekçiliği yapıyor. Yaşanan sefalet bu denli göz önündeyken emeklinin tek derdi yazın yapacağı tatil mi? Emekliler beslenemiyor, barınamıyor, ısınamıyor, sağlık hizmetlerinden faydalanamıyor. Önce insanca yaşam koşulları sağlansın.”

Türkiye’de yaşanan ekonomik krizin faturasının ilk etapta emeklilere kesilmek istendiğini belirten Ergen,
“Emekli daha ne kadar kemer sıksın. Zaten alınan emekli maaşı ile bırakın geçinmeyi, yaşamakta zorlanıyoruz. Bizler açıklık sınırının altında mücadele veriyoruz. Krizin faturasının bize çıkartılması haksızlıktır” değerlendirmesinde bulundu.

‘EMEKLİ İKRAMİYELERİ ASGARİ ÜCRET DÜZEYİNE YÜKSELTİLSİN’

İstanbul’da 25 Mayıs’ta düzenleyecekleri mitingin yeni bir uyarı niteliği taşıdığını belirten Ergen, talepleri karşılık bulmazsa kitlesel eylemlerin devam edeceğini söylüyor. Emekli maaşlarının insani koşullara göre düzenlenmesi başta olmak üzere emekli ikramiyelerinin de asgari ücret seviyesine çıkarılması gerektiğini kaydeden Ergen, “Sadaka niyetine, çocuklara dahi verilmeyecek bir ikramiyeyi kabul etmiyoruz. Çalışan çalışmayan ayrımı olmadan tüm emeklilere asgari ücret seviyesinde bir ikramiyenin ödenmesini talep ediyoruz” şeklinde konuştu.

Ergen, eşit şartlarda çalışmış, aynı primi ödemiş ancak farklı dönemlerde hakkını elde etmiş emeklilerin arasındaki ücret farklılıklarının giderilmesi için de mutlaka bir intibak yasasının çıkarılması gerektiği görüşünde.

‘2008’DE ÇIKARILAN YASA YERİNE YENİ DÜZENLEME YAPILMALI’

2008 yılında hayata geçirilen 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu, çalışanlar yanında emeklileri de olumsuz etkiledi. Düzenlemeye göre emeklilik yaşı yükseltildi, emekli olmak ise zorlaştırıldı. Emekli maaşı hesaplama ve bağlama oranlarındaki değişiklikler emekli maaşlarında düşüşlere sebep oldu. Farklı zamanlarda emekli olan yurttaşların aylıkları arasında da eşitsizlikler yarattı. 1999'dan itibaren emekli aylıkları hesaplamasına enflasyonun yanı sıra GSYH büyümesi de dahil edilirken AKP'nin 2008 yılında yaptığı yasal değişiklikle güncelleme katsayısına milli gelirdeki büyümenin sadece yüzde 30'u eklenmeye başlandı. Aylık bağlama oranları da yüzde 75'ler seviyesinden yüzde 50'lere düşürüldü.

Ergen, bu yasanın da kaldırılması gerektiğini söylüyor. Maaş bağlama oranlarının 2008'de çıkarılan yasadan önceki durumuna getirilmesini, emeklilerin büyümeden pay alması gerektiğini ifade eden Ergen şunları söyledi:

“Bu yasa ortaya konmasaydı bugün en düşük emekli maaşı 25 bin TL’ydi. Şimdi açlık sınırının altında maaş alıyoruz. Emeklilerin de görüşü alınarak yeni bir yasal düzenleme yapılmadığı sürece emeklilerin sorunu çözülemez. Emeklilere yapılan bu haksızlıklara karşı 31 Mart’ta tepkimizi gösterdik. Böyle giderse tepkimizi yine gösteririz. Açlığa ve sefalete hayır.”

Öne Çıkanlar