Son 4 ayda 597 işçi iş cinayetlerinde öldü: Örgütsüzlük ve güvencesizlik işçileri öldürüyor
Müzeyyen Yüce
İSTANBUL - İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi, Nisan ayı iş cinayetleri raporunu açıkladı. Rapora göre 2024 yılının ilk dört ayına bakıldığında Ocak’ta 161, Şubat’ta 149, Mart’ta 124 ve Nisan’da 163 olmak üzere en az 597 işçi, iş cinayetlerinde öldü. İşçi ölümleri en çok inşaat, tarım ve konaklama iş kollarında gerçekleşti. ISİG Meclisi tarafından derlenen bu veriler aynı zamanda her gün en az beş işçinin iş kazaları sonucu öldüğünü de gösteriyor.
‘İŞÇİ SINIFININ YÜZDE 98’i ÖRGÜTSÜZ’
Türkiye’de iş kazaları ve buna bağlı olarak işçi ölümlerinin sayısının her geçen gün arttığına dikkat çeken İSİG Meclisi Koordinatörü Murat Çakır, örgütsüzlük ve güvencesiz ortam nedeniyle ölümlerin önüne geçilemediğine işaret ediyor.
Ülkede işçilerin haklarını kısıtlayan ve neoliberal politikalarının önünü açan tarihin 1980’lere dayandığını ve bu günlere uzandığını ifade eden Çakır,
“Neoliberal politikalar AKP dönemi ile birlikte iyice hayata geçirildi. 1980 öncesinde çalışanların yarısı sendikalıyken, bugün yüzde 12 civarında olduğu söylense de gerçek anlamda toplu sözleşme yapılan işyeri oranı yüzde 2-3’dür. Yüzde 98’i örgütsüz olan bir işçi sınıfından bahsediyoruz. Yasaklanan grevler, baskılar… İşçilerin çalışma saatleri arttırıldı. Bugün işçiler haftada yaklaşık 60 saat çalışıyor. Aynı zamanda iş hayatının esnekleştirilmesi, güvencesizleştirilmesi ve baskılar gibi birçok sebebe dayalı olarak işçi ölümlerinde artışa neden oluyor” diyor.
‘İŞÇİ SINIFI ‘KELLE KOLTUKTA’ ÇALIŞIYOR’
Türkiye’de işçi sınıfının deyim yerindeyse ‘kelle koltukta’ çalıştığını kaydeden Çakır, şu değerlendirmede bulunuyor:
“Artık işçi sınıfının çalışma koşulları öyle bir duruma geldi ki özellikle bazı iş kollarında evlerinden vedalaşarak çıkıyorlar. Mesela madencileri örnek verelim; işe giderken ailesi ile vedalaşıyor. Ya da ailesi o gün eşinin, çocuğunun, yakının gelemeyebileceğini düşünerek yolcu ediyor. Bu artık çok normalleşen bir durum oldu. İşçiler için durum daha zor. Bir yanda işsizlik sopası var, bir yanda açlık sopası var, diğer yandan da ölüm. Türkiye’deki insanların yüzde 65’i 17-27 bin TL civarında paraya çalışıyor.”
‘ÇOCUK İŞÇİLİK DEVLET ELİYLE MEŞRULAŞTIRILDI’
Yetişkin işçi ölümlerinin yanı sıra çocuk işçi ölümlerinin de bu ülkenin bir gerçeği olduğuna vurgu yapan Çakır, “Türkiye’de işçi yaşı resmileşerek düşüyor. siyasi iktidar çocuk işçiliği engellemek yerine, halkla ilişkiler stratejisinin bir parçası olarak meşrulaştırma yolunu tercih ediyor. Nasıl mı ? MESEM projeleriyle. Diğer yandan mevsimlik tarım işçileri arasında da çocuk işçilik çok yaygın” ifadelerine yer veriyor.
‘EMEKLİLER DE MAAŞ YETMEDİĞİ İÇİN ÇALIŞIRKEN ÖLÜYOR’
İSİG Meclisi Koordinatörü Murat Çakır, aynı zamanda ekonomik koşullar nedeniyle emeklilerin de ilerleyen yaşlarına rağmen çalışmak zorunda kaldığını dile getiriyor. Çakır, çocuklardan emeklilere kadar bir skalanın olduğuna dikkat çekerek, “EYT ile emekli olan insanlar olsa da yetmeyen maaş nedeniyle hala çalışıyorlar. Yüzlerce yaşlı 60-70'li yaşlarda inşaatlarda çalışırken, madenlerde çalışırken hayatını kaybediyor. Çünkü bu insanların emekli maaşları yetmiyor” vurgusu yapıyor.
‘BEŞİKTAŞ’TA EN TEMEL İŞ GÜVENLİĞİ ÖNLEMLERİ ALINMAMIŞ’
İSİG Meclisi, aynı zamanda Nisan ayı raporunu İstanbul Beşiktaş’ta bulunan Masquerade adlı gece kulübünde çıkan yangın sonrası yaşamını yitiren 30 işçiye adadı. Çakır, söz konusu olayda en temel iş güvenliği önlemlerinin dahi alınmadığına dikkat çekiyor. İhmallerin zincir halinde olduğunu söyleyen Çakır, “Öncelikle işin yetiştirilmesi için işçilere çok yoğun bir baskının söz konusu olduğunu biliyoruz. İşyeri, gece kulübü çalışanlarına kendi işleri dışında bir iş yaptırıyor. Zaten tadilat izni alınmamış. Yangın söndürme sistemi çalışmamış. Buna bağlı olarak çıkış yolu aydınlatmaları yok. Çıkış kapısının ikisi kapalı. Tadilatta alev alıcı maddeler kullanılmış. Yani hiçbir şekilde önlem alınmamış” şeklinde konuşuyor.
‘DENETİM VE ÖRGÜTLÜLÜK GEREKLİ’
İşçi ölümlerinin önlenmesine ilişkin denetim ve sendikal örgütlülük vurgusu yapan Çakır, “Grev yasakları, iş yerlerinde işçiler üzerinde baskının oluşturulmaması, iş yerlerinde gerekli işçi sağlığı güvenliği kurullarının oluşturulması gerekir. Devletin denetimleri yapıp gerekli cezai işlemin de uygulaması gerekiyor” diyor.