AKP-MHP Rejimi yolsuzluk dosyaları ile değil, geniş demokrasi cephesiyle yıkılır

AKP-MHP Rejimi yolsuzluk dosyaları ile değil, geniş demokrasi cephesiyle yıkılır
Anketlere göre AKP-MHP’nin Cumhur İttifakı oy kaybediyor. Yine Anketlere göre bu oylar ne HDP’ye ne de Millet İttifakı’na gidiyor. Peki bu kayan oyların durağı neresi?

Ali ÇATAKÇIN


Anketler, AKP-MHP‘nin Cumhur İttifakı’ndan kopan oyların ‘‘Park‘‘ halinde beklediğini belirtiyor. Demek ki, AKP-MHP’nin oy kaybında muhalefeti sevindirecek bir sebep yok! Cumhur İttifakı’ndan kopan oylar şimdilik orta yerde!

Peki bu oylar neden muhalefete, muhalif partilere gitmiyor da kararsızlar kervanına katılıyor. Millet İttifakı ve diğer demokrasi güçleri bu sorunun cevabını bulmak zorunda.

Türkiye halklarının ezici çoğunluğu ülkeyi kutuplaştırarak parçalanma eşiğine, soyarak sefalet ve açlık sınırına taşıyan AKP-MHP rejiminin izlediği ideolojik politika siyasetinden rahatsız.

Toplumun beklentisi, Türkiye’yi uçuruma getiren mevcut politik hattın tam tersi bir siyaset hattı. Millet İttifakı ise topluma bu güvenceyi sunacak bir plan, programa sahip değil.

Topluma güven telkin edilmedikçe, toplumun güvenini kazanmak zor. Bu güven hissiyatı yaratılmadıkça kopan oyları toparlamakta zor! Bu zorluk aşılmadığı taktirde, kararsız oyların son hesapta iktidardaki gücün işine yarayacağı da bir gerçek.

Bu ruh haliyle bugün Türkiye’de bir seçime gidilse ne olur? Eskisinden daha ileri bir sonucun elde edilmeyeceğini, değişimin yenilik anlamına gelmeyeceğini belirtmek kehanet değil!

Muhalefet bütün hesaplarını iktidarın yolsuzluk ve soygun dosyaları üzerinden yapıyor. Fakat bu gelişmeleri olağan hale getiren esas neden hakkında toplumu bilgilendirmiyor. Demokrasi, hukuk, adalet ve özgürlüklerin yok edilmesi, totaliter ve faşist bir diktatörlüğün kurulması, soygun, talan ve yolsuzlukların bu denli olağan hale gelmesinin sebebinin, 40 yıldan beri Kürtlere karşı yürütülen haksız savaş olduğunu topluma anlatılmıyor.

Demokrasi kültürü gelişmemiş toplumlarda sistem krizinden kaynaklı sorunlar sonucu ortaya çıkan toplumsal tepki, sistemi demokratikleştirmeye yetmez.

Toplumları ve ülkeleri krize sürükleyen kötü rejimleri iyiden yana değiştirmek, halkın demokratik tepkisine önderlik eden geniş demokrasi cephesiyle mümkündür.

Toplumun örgütsüz tepkisi, iktidar değişikliğine yol açmayacağı gibi, iktidarla aralarında kesin ayırım çizgisine sahip olmayan muhalefeti de iktidara taşımaz. Büyük ihtimalle, ‘‘Cebini dolduranın yerine, cebi boş olan birini getirmenin daha kötü’’ olacağı esprisiyle, tekrar eskiyi tercih edebilir.

Türkiye’de toplumsal gruplaşmanın bu kadar keskin çizgilerle ortaya çıktığı bir dönem yok gibi. Yine Türkiye’de muhalefetin iktidara bu kadar benzeştiği dönemde yok. Toplumsal kutuplaştırma ve gruplaştırmayı sadece iktidar yapmıyor, iktidar ve muhalefet bu iş sahasında ortak çalışıyor.

HDP’yi fezlekelerle siyaset sahası dışına itmeye çalışan iktidara muhalefet gereken desteği sunmakta tereddüt etmiyor. HDPvVekilleri hakkında Meclise getirilen fezlekeler muhalefetin desteğini alıyor. İYİ Partili yetkililerin fezlekeler konusundaki tutumu buna en iyi örnek. Akşener fezlekeleri incelemeden, ‘‘Arkadaşlarımız fezlekeye evet oyu verecek‘‘ tarzı açıklamaları, Kürt sorununda iktidarla olan ortaklıklarının itirafıdır. Tek ölçü, "Kürt partisiyse zaten suçludur.’’

Türkiye, her alanda demokrasi ve özgürlükleri ortadan kaldıran bir rejimin kuşatması altında. Yargı sistemi, TCMB, Üniversiteler v.b. sivil toplum kurumları sarayın emir erleri gibi çalışıyor. Millet İttifakı’nın ortağı İYİ Parti kurmayları da bunu kabul ediyor. Fakat sorun Kürtler, HDP olunca muhalefet için her şey değişiyor. Sarayın direktifiyle çalışan adalet sistemi birdenbire adil ve tarafsız oluyor?

Özgürlükler ve demokrasi adına ortaya çıkanlar, özgürlük ve demokrasiyi her kesimin yararlanacağı ve kendisini bulacağı yeni bir siyasi alan olarak görmüyorsa, ortaya çıkacak sonuç demokrasi değil, hüküm süren diktatörlüğün değişik bir versiyonu olur.

Demokrasi güçleri ile birlik, ülkeyi kaosa süren iktidarla mesafe, muhaliflik politikasının ABC’sidir. Millet İttifakı bugüne kadar bu kuralın tersi bir rota izliyor.

Kürt halkını temsil eden partiyi demokrasi denklemi dışında tutmak, muhalefet ve iktidarın Türkiye’nin en önemli sorunu olan Kürt sorununda hem fikir olduklarının işarettir.

Türkiye halklar mozaiği bir ülke. "Türk’ün Türk’ten başka dostu yok’’ ittifakıyla Türkiye bugünlere geldi. Türkiye’nin bu kaosta çıkması, Türkün Türk olmayan diğer halklarla eşit ve ortak yaşam için birliktelik kurmasıyla mümkündür.

Öne Çıkanlar