Elon Musk için ‘işler’ sağda tıkırında
Balkan TALU
Artı Gerçek - Aslında Elon Musk yakın sayılabilecek bir zamana kadar Donald Trump konusunda hep ikircikliydi. Hatta 2020 seçimlerinde Joe Biden’a oy vermişti. Fakat bir baktık ki fikri değişiverdi ve şu anda Trump’un en aktif destekçilerinden biri oldu. Peki, ne değişti?
New Yorker dergisi tarafından sıralanan örnek vakalara bakarsak, Twitter’ı satın alıp X adını vermesiyle beraber Musk’a "bir haller oldu." İlk önce, ABD Temsilciler Meclisi'nin eski Demokrat Başkanı Nancy Pelosi’nin kocasına yönelik saldırıdan sonra anti-semitik bir paylaşımı beğendi. Ukrayna’nın Starlink uydu sistemini kullanmasına izin verdi ama Biden’ın Ukrayna politikasını da eleştirdi.
Elon Musk'ın Twitter’ı 2022 yılında satın aldığı dönemde, kaybettiği başkanlık seçimlerinin ardından taraftarlarının Kongre binasını basmalarındaki rolü nedeniyle Trump’ın hesabı askıya alınmıştı. Musk’un ilk icraatlarından biriyse, Trump’a konan bu ambargoyu kaldırmak oldu. Bu yılın başından itibaren ise Musk, Biden hakkında ilk eleştirel Twitter paylaşımlarını yapmaya başladı.
TESLA DIŞLANIYOR
Peki Elon Musk neden Biden’a öfkelenmeye başlamıştı?
Öncelikle, elektrikli arabalar ve temiz enerjiyle ilgili konuşma ve tartışmalarda Tesla'ya hak ettiği ilginin gösterilmediğini düşünüyor. Elektrikli arabalarla ilgili gündemde, masada General Motors ve Ford’a yer verilirken Tesla'nın sandalyesi hep boş kalıyordu.
Bununla bağlantılı olarak Musk’ı en çok öfkelendiren konulardan biri, Biden’ın elektrikli araba teşvik ve sübvansiyonlarını sendikaların örgütlü olduğu şirketlere vermesi oldu. Tesla fabrikaları söz konusu olduğunda Musk’ın sendika karşıtı tavrı ise pek sır değildi...
Musk, Biden-Harris yönetimine karşı sesini yükseltirken son dönemin popüler polemikleri arasında yer alan göçmen politikaları konusunda da fikirlerini ortaya koydu. Mülteci karşıtı koroya da katılarak, Biden’ın oy kazanmak için yasadışı göçün önünü açtığını, bunun da suç oranlarını arttırdığını savunur oldu.
ABD dışında Almanya’yı da diline dolayan Musk, Almanya destekli bir sivil toplum kuruluşunun yasadışı göçmenleri İtalya’ya naklettiğini iddia edip "Umarım bir sonraki seçimleri AfD (Almanya’nın aşırı sağ partisi) kazanır” deyiverdi.
İNGİLTERE’DE TEHLİKELİ PROVAKASYON
İngiltere konusunda durum daha da tehlikeli bir hâl aldı. Southport’ta bir dans okuluna giren bir saldırganın üç kız çocuğunu öldürmesinin ardından Başta X platformu olmak üzere sosyal medyada, failin Suriyeli bir yasadışı göçmen olduğu söylentisi yayıldı. Aşırı sağ grupların protestoları yağma ve çatışmalar silsilesine dönüştü. Radikal sağcılarla kolluk kuvvetleri arasında çıkan çatışmalarda 53 polis yaralandı. Bir cami yağmalandı.
Brexit sürecinde etkili olan aşırı sağcı lider Nigel Farage sosyal medyada yaptığı bir yorumda “Gerçekler bizden saklanıyor iddiasında bulunurken, Elon Musk da boş durmadı ve “İç savaş kaçınılmazdır” dedi. Sonunda failin Suriyeli olmadığı ortaya çıktı...
Elon Musk, ABD’nin arka bahçesine, yani Latin Amerika’ya da büyük ilgi gösteriyor. Tarihler 28 Temmuz’u gösterdiğinde Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro, seçimleri tartışmalı hale gelmesinden "ABD İmparatorluğu'nu", Kolombiyalı uyuşturucu tacirlerini ve aşırı sağcı faşistlerle birlikte Elon Musk’ı da sorumlu tutuyordu. Maduro’nun iddiasına göre Musk, Kuzey Makedonya merkezli bir siber saldırı yaparak Venezuela Seçim Komitesi’nin sandık tutanaklarını doğrulayarak seçim zaferini kanıtlayabilmesine engel olmuştu.
‘TEŞEKKÜRLER ELON MUSK’
Elon Musk’ın desteklediği sağ liderler arasında dikkat çeken diğer isimler ise Arjantin’in kendini "anarko-kapitalist olarak tanımlayan aşırı sağ lideri Javier Milei ve Brezilya’da koltuğunu solcu sendikacı Lula De Silva’ya kaptıran Jair Bolsonaro da bulunuyor. Ocak 2023'te Bolsonaro koltuğu kaybettiğinde ve Lula da Silva tekrar seçim kazanınca sağcı militanlar, aynen Beyaz Saray’ı basmaya kalkan Trumpçılar gibi, başkente hücum etmişti.
Bu arada hem Milei’nin hem de Bolsonaro’nun Trump’a büyük bir sempati beslediği ve yakın dostluk ilişkilerinin olduğunu da bir kenara not etmek gerekebilir. Tabii ki Bolsonaro olayla ilgili üstüne bir sorumluluk almamıştı... Öte yandan Elon Musk, Kongre baskınını soruşturan Yüksek Mahkeme yargıcı Alexandre de Moraes için "Brezilya’nın Darth Vader’ı" olduğuna dair bir paylaşım yaptı. Sonrasında Bolsonaro destekçileri gösterilerde “Teşekkürler Elon Musk” yazılı dövizler taşımaya başladılar.
YAŞASIN LİTYUM, YAŞASIN ÖZGÜRLÜK...
Elon Musk’ın oyunu arka bahçeye taşımış olması bir tesadüf değildi. Uzun zamandır ciddi bir ekonomik krizle boğuşan Arjantin, aynı zamanda dünyanın en büyük dördüncü lityum üreticisi. Lityum da elektrikli arabaların bataryalarının temel hammaddelerinden biri. Nisan ayında Musk ve Milei Tesla'nın Teksas’taki fabrikasında bir araya geldi. Toplantının ardından Milei ile beraber çekilmiş bir fotoğraflarını paylaşan Elon Musk, yorum kısmına “Beraber heyecan verici ve ilham verici bir geleceğe doğru” yazdı. Milei ise mayıs ayında yaptığı paylaşımda toplantıdan başka karelere de yer verdi. Yorum kısmına da "Yaşasın Özgürlük, Lanet Olası" yazıyordu.
ELON MUSK'IN ÇİN AŞKI
Bu arada Çin’e diş gıcırdatan Amerikan sağcılarına Musk’ın satırları uzaktan hoş gelebilir. Tesla'ya pazarlarında yer açtığından beri Musk’ın Çinlilere aşkı epey kabarmış durumda. Musk hem Tayvan’ın bir 'Özel İdari Bölge' - ki bu, Çin devletinin kendi nüfuzunu meşrulaştırmak için bulduğu bir formül- olması gerektiğini savunuyor; hem de devlet destekli web yayınlarında intermet sınırlamalarını savunuyor.
SİLİKON VADİSİ ‘UYANIŞÇILIĞA’ KARŞI
Japan Times’da yayımlanan bir habere göre, Silikon Vadisi'nde sağa kayan sadece Elon Musk değil. Yapay zeka atılımı, kripto para gelişmeleri derken muhtelif dünya devletleri gelişen yeni sektörleri ucundan kıyısından kural ve kaidelere bağlayıp regüle etmeye çalışıyor. Teknoloji yorumcusu Carolina Milanesi, Slikon Vadisi patronlarının statükoyu kaybetme korkusuna kapıldıklarına dikkat çekiyor. Bu nedenle mesela geçmişte Demokrat Parti’nin sol kanadına ve eski başkan yardımcısı ve iklim aktivisti Al Gore’a desteğiyle bilinen Marc Andreessen, şimdi iş ortamında katılımcılık, eşitlik gibi başlıkları içeren “uyanışçı düşüncelere” savaş açmış durumda. Halbuki daha geçen sene Andreessen 5 bin 200 kelimelik bir manifesto yazarak ayrımcılık ya da eşitlik konusundaki endişelerin, teknolojinin daha müreffeh ve ileri bir toplum yaratma potansiyelini gerilettiğini savunuyordu.
Başkanlığı sırasında Paris İklim Anlaşması’ndan çıkmış olan Donald Trump, Atlanta’da yaptığı bir konuşmada elektrikli arabaların yanında olduğunu söylüyordu. Trump açık açık "Buna mecburum çünkü Elon Musk beni çok destekledi" diyordu. Nitekim, Donald Trump’a yönelik ilk suikast girişiminden beri Musk onu destekleyeceğini söylüyordu. Son olarak da, seçmeni Trump lehine yönlendirme girişimlerine, 'piyango' ile seçime kadar her gün bir kişiye 1 milyon dolar vermeyi ekledi. Trump ise karşılığunda Elon Musk’a Beyaz Saray’da bir görev vereceğini söylüyor.
Bu arada Elon Musk da Trump’ın tescilli dezenformasyoncu dostlarının askıya alınmış hesaplarını “ifade özgürlüğü” adına tekrar aktive etti. Musk, bir yandan göçmen karşıtlığını köpürtüyor, bir yandan da dijital oy kullanma ekranlarının ne kadar tehlikeli olabildiğine dair paylaşımlar yapıyor. Bu arada Bolivya’da darbe olunca “İstediğimiz yerde darbe yaparız” diyebiliyor. Şimdilik Tesla için de Elon Musk için de işler yolunda gözüküyor. Ne de olsa Trump da devlet yönetimine bir "iş" (business), uluslararası ilişkilere de "iş anlaşmaları" olarak bakıyor...
Hakikatin ne olduğu veya olmadığı da çok önemli değil. Duymak, görmek istemedikleri her şey yalan haber (fake news)... Bu nedenle Elon Musk “Toplu ulaşım ne ki” mealinde paylaşımlar bile yapabiliyor. Covid-19 salgını sırasındaki kısıtlamaları da yerden yere vurabiliyor. Irksal ayrımcılığı savunan karikatürist Scott Adams’ı savunan paylaşımlar yapabiliyor. Gerçeklik yitimi adım adım yayılıyor.
Halbuki ne demişti Hannah Arendt?
“Totaliter yönetimin ideal öznesi ikna edilmiş bir Nazi ya da ikna edilmiş bir komünist değildir. Gerçek ile kurgu arasında (deneyimin gerçekliği) ve doğru ile yanlış arasında (düşünme standartları) artık bir ayrım yapmayan insanlardır.”