‘Kayıp katliam’ Zilan’ın kıyıya vuran kemikleri

‘Kayıp katliam’ Zilan’ın kıyıya vuran kemikleri
Van Erciş’te Koçköprü baraj gölünün sularının çekilmesiyle ortaya insan kemikleri çıktı. Bu kemiklerin 1930 yazında gerçekleştirilen Zilan katliamının kurbanlarına ait olduğunu bilmeyeniniz yoktur sanırım. Devletin savcısı da bunu iyi biliyor.

SEDAT ULUGANA


Geçenlerde Van’da ve Erciş’te bulunan değerli gazeteci arkadaşlar Koçköprü barajının sularının geri çekilmesiyle birlikte ortaya çıkan insan kemiklerine dair bir dizi haber yaptılar.

Bazı değerli avukatlar da incelemenin başlatılması için savcılığa başvurmuşlar.

Aradan haftalar geçmiş, savcı kendilerine bir cevap vermemiş.

Bu kemiklerin 1930 yazında gerçekleştirilen Zilan katliamının kurbanlarına ait olduğunu bilmeyeniniz yoktur sanırım. Devletin savcısı da bunu iyi biliyor.

Devletinin 93 yıl önce öldürdüğü insanların kemikleriyle yüzleşmeye cesareti olmasa gerek. Zira kemiklere saplanıp kalmış mermilerin ordu malı olduğu gerçeğinin resmi kayıtlara girmesinden korkuyor. Erciş’te CHP de bir türlü %1’i geçmiyor ki. AKP’nin şefkat simsarları -Dersim örneğinde olduğu gibi- Zilan’ı da azıcık gündeme getirsin ki bakarsınız savcı da cesaretlenir. Velhasıl vesayet bu minvalde de devam ediyor ve Zilan “kayıp katliam” olmayı sürdürüyor.

1930 YILINDA BİR YAZ BOYUNCA SÜRDÜ

Zilan Katliamı 1930 yılının yaz mevsimi boyunca sürer. Daha sonra genelkurmay başkanı olan kolordu kumandanı Salih Omurtak, katliam harekâtını yöneten kurmay heyetin başında bizzat bulunur.

Yaklaşık 60 köy hem havadan hem de karadan bombalanır. Ahali kaçmanın imkânsız ya da zor olduğu vadilere toplatılarak topluca katledilir. Katledilenlerin çoğunluğunu kadınlar ve çocuklar oluşturur.

Köylerden kaçıp dağ kovuklarına sığınanların büyük bir kısmı da daha sonra bulunarak katledilir. Cenazeler çürümeye terk edilir. Tanıkların beyanlarına göre bu cenazeler sahipsiz kalmış köpek sürülerine ve yırtıcı hayvanlara yem olur. 1930 sonbaharında muhit tamamen boşaltılır. Sağlam kalan evler ve ekinler ateşe verilir. Bütün sürülere el konulur ve Zilan “Yasak bölge” ilan edilir. Demokrat Parti 1950’de yasağı kaldırılır. Yirmi yıl sonra köylerine dönebilenler, ailelerinin kemiklerini toplu bir şekilde gömerler.

Boynuzi, Koşk, Pirneşin, Peluxlu, Burhan, Şorik, Gomik, Murşut, Sarkoy, Milk, Kunduk, Şeytanava köylerinin bütün ahalisi katledildiği için bu köyler bir daha kurulmaz. 1980lerin ortasında bölgeye Afganistan’dan getirilen Kırgızlar yerleştirilir. Boynuzi, Koşk, Pirneşin, Peluxlu, Burhan köylerinden oluşan geniş bir arazi Kırgızlara verilir. Kırgızlarla meskûn devasa köye de Ulupamir ismi verilir ve akabinde köy koruculaştırılır.

1978’de katliamların en yoğun şekilde icra edildiği muhite Koçköprü Barajı’nın temelleri atılır. Baraj inşaatı 1992 yılına kadar devam eder. Şorik, Gomik, Murşut, Sarkoy, Milk, Kunduk, Şeytanava köylerinin arazilerinin bir kısmı böylece sular altında kalır. Devlet arazilerinin kalan kısmı üzerine de “Altındere Harası” ismi ile at yetiştirme çiftliği kurar

Haritada kırmızı mürekkeple işaretlediğimiz noktalar katliamın gerçekleştiği merkezlerdir. Tahminen en az dokuz katliam yeri zamanla sular altında kalır. Zaman zaman taşan Zilan Deresi’nin taşıdığı kemikler de cabası…

Koçköprü Baraj gölünün ne kadar çekildiğini bilemiyorum. Lakin en az iki bin insanın iliklerine devlet mermisi işlenmiş kemiklerinin yıllardır gölün dibinde yattığını biliyorum.

Yine bu kemiklerden bazılarının Mihemedê Nado’nun (Mehmet Kaçmaz) başından vurulan nişanlısı Dilber’e, Heci Heyder’in (Haydar Özer) hamile yengesine ve Tahir Nas’ın 40 günlük kardeşi Hüseyin’e ait olduğunu biliyorum.


Sedat Ulugana: 1985 yılında Adilcevaz'da doğdu. Lisans eğitimini Selçuk Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü'nde tamamladı. Yüksek lisansını Mardin Artuklu Üniversitesi Kürdoloji alanında yaptıktan sonra, École des Hautes Études en Sciences Sociales'den siyasi tarih alanında doktora derecesi aldı. Ağrı Kürt direnişi ve Zîlan katliamı, 1926-1931 kitabının yazarı.

Öne Çıkanlar