Niçin Yenikapı’da olacağım?
Ayhan Aydın
İnsan insan dedikleri
İnsan nedir şimdi bildim
Can, can deyü söylerlerdi
Ben can nedir şimdi bildim (Muhiddin Abdal)
Yıllar yılı Alevi - Bektaşî inancını, toplumunu yok sayarak, yok etmek isteyerek, Emeviler'den bu yana asimilasyon gayretlerine hiç ara vermeden sürekli devam eden devleti yönetenler, bu konuda bugün yeni bir adım daha atıyorlar.
Kültür Bakanlığı içinde, anti demokratik yol ve yöntemlerle ve arkasında karanlık bir zihniyetin olduğunu gördüğümüz bir şekilde, Alevi - Bektaşî toplumunun onayını almadan, onların temsil organları olan Alevi kurumlarına da danışılmadan Aleviler adına bir düzenleme yapılmaktadır.
Bu dayatmacı zihniyetle; Alevi- Bektaşi toplumu parçalanmak, cemevlerimiz, ocaklarımız, tekkelerimiz, kurumlarımız baskı altına alınmak, iktidar tarafından bir yandaş, fırsatçı, yağmacı bir Alevi - Bektaşî kitlesi yaratılmak ve Alevi kurumları tahakküm altına alınmak istenmektedir.
BU OYUN YENİ DEĞİL
Çoğu kişi hatırlamasa da, Kültür Bakanlığı; tüm itirazlara rağmen, Alevi ibadetinde on iki hizmetten birisi olan "Semah"ımızı, dayatmayla "somut olmayan kültürel miras" olarak 2009'da UNESCO'ya onaylatmıştı.
Bu iktidar döneminde Türkiye'de ve Balkanlar'da birçok Alevi - Bektaşî ocak ve tekke merkezi AKP. zihniyetindeki güç odaklarınca işgal edilmiştir.
Ben bir Alevi - Bektaşi olarak,
Devlet, bayrak, vatan, millet düşmanı değilim.
Ben bir Alevi - Bektaşi olarak,
Sünni ve her dinden insanla inancından, kültüründen dolayı hiçbir sorun yaşamıyorum.
Ben bir Alevi - Bektaşi olarak,
72 milleti bir nazarda gören, cümle alemle dost olmuş, aslanla ceylanı bağrına basan bir canım.
Ben bir Alevi - Bektaşi olarak,
Ülkem olan Türkiye'de özgürce inancımı yerine getirirken kültürümü olabildiğince serbest yaşamak istiyorum.
Ben bir Alevi - Bektaşi olarak,
İnancım üzerinde baskı, sindirme, ötekileştirme uygulamaları istemiyorum.
Ben bir Alevi - Bektaşi olarak,
Devleti yönetenlerce aşağılanmak, bürokrasiye yerleşmiş Alevi düşmanlığını her ortamda hissetmek istemiyorum...
Ben bir Alevi - Bektaşi olarak,
Bir başka inancın altında özünü kaybedecek gayretler karşısında sürekli kendimi savunuyor vaziyette olmak istemiyorum.
Ben bir Alevi - Bektaşi olarak,
Irkçı, baskıcı ve de demokrasi, özgürlük, cumhuriyet ve insan hakları düşmanları tarafından yönetilmek istenmiyorum.
Ben bir Alevi - Bektaşi olarak,
Laiklik benim karakterim, ekmeğim, aşımdır.
Laikliğin ve bilimsel eğitimin yok edildiği bir ülkede yeğenimin, çocuklarımızın, evlatlarımızın okumasını ve yetişmesini istemiyorum.
Ben bir Alevi - Bektaşi olarak,
Türkiye'nin bir din devletine, gerici tarikatlar, şeyhler, şıhlar, meczuplar cennetine dönüşmesini istemiyorum.
Ben bir Alevi - Bektaşi olarak,
Şimdiden AKP- Recep Tayyip Erdoğan baskıcı rejiminin âdeta sözcüleri olup, ırkçı - Şii- tutucu zihniyetleriyle - dilleriyle bu düzenin uygulamalarını övenlere karşın;
Erenlerimizin kurdukları bu ulu yolumuzun, evrensel insan severliğe dayanan öğretimizin bir çıkar, makam, mevki, para, nam yolu olmadığını haykırmak istiyorum.
Ben bir Alevi - Bektaşî olarak,
Hiç kimseye danışmadan kendilerini toplumun ve yolun üstünde görüp, devletin imkanlarını kullanarak, Alevi- Bektaşi toplumu üzerinde adeta tahakküm kurmak isteyen kişileri önderim olarak görmüyorum, görmek istemiyorum.
Yol cümleden uludur
Ayhan Aydın olarak; 30 yıldır hiçbir siyasi, makam - mevki hesabım olmadan sürekli, hiç durmadan ve sadece Alevi - Bektaşi Yolu için hizmet yürütürken, bu toplumun kültürel hafızasının- arşivinin oluşmasına katkı sağlarken, sağlığımdan olurken; zaman zaman dışlandığım, işsizliğe, yokluğa ve ekmeğe muhtaç bırakıldığım, toplum olarak da bu durumda olmamızın bir ölçüde sorumluları olan Alevi kurum başkanlarından da, bu kurumlardan da, bir beklentim yoktur.
Bununla birlikte, tüm hata ve eksikliklerine rağmen; ülkemizde ve tüm dünyada Alevi kurumları, Alevilikle ilgili kazanımların ana unsurları, dayanak noktaları olmuşlardır.
Alevîlik- Bektaşîlik ile ilgili tüm çalışmalar ancak ve ancak Alevi örgütleriyle birlikte yapılabilir.
Onları yok sayan, onların kurumsal kimliğine saygı göstermeden yapılan tüm girişimler Aleviliğin inkarı, asimilasyon gayretleri anlamına gelmektedir.
Ülkemi sevdiğim, özgür ve demokratik, lâik bir ülke için...
Ben bilimi, laikliği, insan haklarını, özgürlükleri, kültür, sanat ve edebiyatı kendisine rehber almış bir Alevi - Bektaşî, bu ülkenin bir vatandaşı olarak; sadece ve sadece, "Hakk - Muhammed - Ali" düsturuyla var olan yolumuzun aydınlıklar içinde geleneksel çizgisinde geleceğe aktarılmasını istediğim için,
AKP. - Recep Tayyip Erdoğan rejiminin Alevilik- Bektaşîlik adına yaptığı dayatmalara karşı olduğumu göstermek için,
Demokratik, laik, özgürlükçü, tam bağımsız bir ülke, çocukların yataklarına aç girmedikleri bir Türkiye özlemimi haykırmak için,
özümle, varlığımla, bilincimle,
25 Aralık'ta Yenikapı'da olacağım.
Cümle dostlara.
Sevgi, saygı ve muhabbetlerimle duyururum.