CHP TOPLUMSAL MUHALEFETİ KAPSAYABİLECEK Mİ?
Artı Gerçek - Musa Özuğurlu’yla Gündem Özel’in konukları Prof. Dr. Ferhat Kentel ve Artı Gerçek Yazarı İrfan Aktan, CHP’nin Özgür Özel döneminde eski yönetimden farklı olarak iktidarla ve toplumsal muhalefetle ilişkisinin nasıl şekillenebileceği ve Özel’in politik söylemi üzerine değerlendirmelerde bulundu.
CHP’nin sol bir siyasete mi yöneleceği yoksa Baykal CHP’sine mi döneceğini kestirmenin mümkün olmadığını söyleyen Aktan, İmamoğlu’nun bir nevi CHP Eş Başkanı gibi davrandığını ve bunun, Özel’in Parti’yi tek başına yönetmeyeceği, hizipleşmelerin olabileceği şüphesini doğurduğunu ifade etti; yerel seçimlerin en kısa zamanlı sınav olduğunu söyledi.
“Özel, toplumun gündemini konuşulabilir bir hale getirebilirse o zaman yenilik dediğimiz şey olur,” diyen Ferhat Kentel, toplumun ihtiyaç duyduğu şeyin kimliklerin saygı görmesi, sınıfsal olarak saygı görmek olduğunu belirtti, “CHP'nin devlet partisi olmaktan çıkıp gerçekten toplum partisi olmak gibi bir niyeti varsa o zaman devletin dilini bırakacak ve toplumun sesini duymaya çalışacak. Bu toplum, sesini duyurmaya çalışırken bir yandan da bir arada yaşamak istiyor. Karizma yapacağım diye ‘ben’ demeye kalkarsa Özgür Özel, muhtemelen bunu köstekleyecektir” yorumunu getirdi.
Kürt meselesinin çözümü konusunda CHP’nin yeni dönemde nasıl konumlanabileceğine ilişkin Aktan, ideolojik donanım ve kadronun belirleyiciliğine vurgu yaptı. “Özgür Özel kurultayda Kürt meselesine değindi, Demirtaş’a selam söyledi ama burada mesele şu: sizin bir programınız var mı? Kürt meselesinden ne anlıyorsunuz ve nereden çözmeyi düşünüyorsunuz? Kürt meselesini CHP, muhalefet partisi olarak zaten çözemez. Yapabileceği şey önce Kürt meselesini anlamak, sonra da çözüm konusunda iktidarı zorlamak yani mücadeleye dahil olmak. Önce mücadele ve mücadelenin bedelini göze alacaksınız. Böylesi bir siyasi riski göze alacak ideolojik arka plana sahipler mi, bunu biz yerel seçim sath-ı mailinde göreceğiz. Kürt meselesini çözmenin, Türk milliyetçilerini rahatsız etmesi matematiksel mutlakiyet içinde değil. Sizin bunu nasıl anlattığınıza bağlı.” dedi.
Ferhat Kentel ise “çözüm süreci”ni hatırlattı. O dönem hesap kitaptan öte, irrasyonel dilin karşısında birlikte yaşamanın mümkün olduğuna dair duygusal enerji oluştuğunu söyledi. Kentel, ”Belki şimdi de öyle bir zamandayız. CHP’nin içinde bu duygusal enerji oluşacak mı oluşmayacak mı? Popülist liderlerin çağında yaşıyoruz. Popülizmin üretmiş olduğu negatif diller karşısında çok önemli yaratıcılık gerekiyor. Bu yaratıcılık da 3-5 tane adamın reklam şirketleriyle oturup ‘şu sloganı yaparsak, şu afişi yaparsak iyi olur’uyla olacak şey değil. O sözün altının dolması o sözü konuşan birtakım insanları, o sözü taşıyan aktörleri dinlemekten geçer. O toplumsal-siyasi dili CHP’nin siyasi dilinin, Özel’in kişisel dilinin içine sokarsanız alternatif duygusal enerji oluşur” değerlendirmesini yaptı.