'11 çocuğumuzun karşılığı 15 ay mıdır?'
Aladağ yangını davasında yaşanan tahliyeleri Sosyal Haklar Derneği protesto etti. Avukat Atalay, 'Eğitimde Fetullahçıların yerini Süleymancılar alıyor' dedi.
Fatma YÖRÜR
ARTI GERÇEK - Aladağ’da bulunan kız öğrenci yurdunda 11 çocuk yanarak can vermişti. Geçtiğimiz hafta Aladağ davasında tutuklu 6 sanıktan 4 tanesi mahkemenin ara kararıyla tahliye edildi.
Adana'nın Aladağ ilçesinde 29 Kasım 2016'da Süleymancılara ait özel öğrenci yurdunda çıkan yangında 10 öğrenci, yurt yetkilisinin 6 yaşındaki kızı ve bir eğitmen olmak üzere 12 kişi yaşamını yitirmiş, bazı öğrenciler yaralanmıştı. Geçtiğimiz hafta Adana'da görülen davada tutuklu yargılanan 6 sanıktan 4'ü, yeni gelen bilirkişi raporuna göre ikinci dereceden tali kusurlu sayılınca adli kontrolle serbest bırakıldı.
Süreci hukuki açıdan da takip eden Sosyal Haklar Derneği İstanbul Galatasaray Meydanı'nda bir araya gelerek, "Sorumlular yargılansın" dedi.
SHD: '11 ÇOCUĞUMUZUN KARŞILIĞI 15 AY MIDIR!?'
Avukat Can Atalay açıklama öncesi "Burada basit bir sorunun cevabını arıyoruz." diyerek başladı sözlerine. Atalay: "11 kız çocuğunun canı 15 ay mıdır?" diye sorarak:
"Fetullahçılar dün eğitimi ele geçirmeye çalışıyordu tıpkı dün onların yaptığı gibi bugün Süleymancılar yoksulluğu istismar ederek yoksul ailelerin çocuklarını kendisine mülk etmeye çalışıyor ve bunun karşılığında sadece 15 ay yeterlidir diyorlar. Bu yeterli değil Süleymancılar sadece 1 ay yatıp tahliye edilmişlerdi SHD’nin ısrarlı takibiyle 14 ay daha tutuklu kaldılar. Kamusal laik eğitim şarttır diyen her kim varsa İstanbul Kadıköy, Beşiktaş, Ankara Çankaya'da laik kamusal eğitim nasıl şartsa Aladağ dağ köyünde yolu olmadığı için, okula ulaşım şansı olmadığı için göz göre göre bu yapılara mahkum edilen bu çocuklar için de şart. Laik Kamusal eğitime tüm yurtta sahip çıkmak zorundayız. Aladağ’a adalet istiyoruz. Aladağ’a adalet gelirse adalet mümkün olur." dedi
Sosyal Haklar Derneği Başkanı Melda Onur açıklamada: "11 kız çocuğu ve bir yetişkin yurttaşımızın öldüğü Süleymancılara ait kaçak yurdu işleten dernek yöneticileri olan Ramazan Keleş, Mahir Kılıç, Mustafa Öztaş ve yurt görevlisi Mahmut Deniz, serbest bırakıldılar.
Kozan Ağır Ceza Mahkemesi tahliye kararını Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesine yazılan talimata istinaden düzenlenen 22/01/2018 tarihli bilirkişi raporuna dayandırdı. Mahkeme kararına göre, söz konusu bilirkişi raporunda anılan sanıkların 2. dereceden tali kusurlu olduğu tespiti yapıldı. Mahkemenin tahliye kararının gerekçelerinden birisi de, "tutukluluktan beklenen gayenin bu sanıklar açısından gerçekleştiği"dir."
'ÇOCUKLARI SÜLEYMANCILARA MAHKUM EDEN KAMU GÖREVLİLERİ SORUMLUDUR'
Melda Onur açıklamada şu ifadelere yer verdi: "Kozan Ağır Ceza Mahkemesi, bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilip tarafların rapora itirazlarını dahi dinlemeden ve 26.02.2018 tarihinde yapılacak açık duruşmayı beklemeden, 06.02.2018 tarihinde verdiği bir ara kararla yurdun sahibi olan derneğin yöneticileri olan dört sanığı tahliye etmiş, yurt yöneticisi Cumaali Genç ve yurdun bağlı olduğu derneğin başkanı İsmail Uğur’un ise tutukluluk hallerinin devamına karar vermiştir.
Aladağ yurt yangının gerçekleştiği ilk günden itibaren söylediğimiz üzere, Süleymancılara ait yurdun yöneticileri, müdürü, denetim görevlerini yerine getirmeyen ve çocukların söz konusu yurtta kalmalarını fiilen zorunlu hale getiren kamu görevlileri başta olmak üzere; bütün sorumlular yargılanıp hak ettikleri ceza ile cezalandırılıncaya, Aladağ’a adalet gelinceye kadar, aileler ile birlikte yürüttüğümüz adalet mücadelesine devam edeceğiz.
Ancak Aladağ’da adaletin hukuki bir başlık olmaktan çok kamusal laik eğitimi kendi davası gören yurttaşların adalet için bir adım daha ileri atması ile mümkün kılınabileceğini biliyoruz. Adalet İstiyoruz!"
CHP Milletvekili Mahmut Tanal'ın da katıldığı açıklamada, Tanal sorumluluğun aşağıdan yukarı aranması gerektiğini belirterek: "Eğitimde adalet ülkenin her yerinde sağlanmadığı sürece bu sorunu aşamayız. Devlet eğitimi taşeronlara cemaate havale edemez, bu suçtur. Cumhurbaşkanına kadar bu suçta kamu görevlileri sorumludur." şeklinde konuştu.