İstanbul'da 261 cenaze kaldırıma defnedilmiş

İstanbul'da 261 cenaze kaldırıma defnedilmiş
Kazılan yerin sol tarafında da daha önce kanalizasyon çalışmalarının yapıldığı ve çalışmanın yarım kalması nedeniyle boruların açık bir şekilde bırakıldığı görülüyor.

Bitlis'teki Garzan Mezarlığı’ndan çıkarılan 261 cenazenin, İstanbul Kilyos Mezarlığı'ndaki kaldırım kazılarak, 18 mezarlık için açılan bir alanda üst üste defnedildiği ortaya çıktı. Aileler ve STÖ temsilcileri, söz konusu durumu "düşman hukukunun yansıması" olarak değerlendirdi.

Bitlis’in Yukarıölek (Oleka Jor) Mahallesi’nde, 19 Aralık 2017 tarihinde uygulanan sokağa çıkma yasağı sırasında yıkılan Garzan Mezarlığı’ndan 282 cenaze çıkarıldı. Uzun süre nereye götürüldükleri bilinmeyen cenazelerin, 2 Ocak 2018 tarihinde Bitlis Valiliği tarafından yapılan açıklamayla İstanbul Adli Tıp Kurumu'na (ATK) götürüldükleri ortaya çıktı. ATK'de bir süre bekletilen cenazelerin, daha sonra Kilyos Mezarlığı'ndaki kimsesizler için ayrılan parsellere defnedildiği belirtildi. 

Duruma tepkili olan aileler ise, cenazelerini almak için kan örneği verdi. Ancak, 2 buçuk yıl geçmesine rağmen ailelerin çoğu cenazelerini alamadı. Şu ana kadar sadece 21 cenazenin kimlik bilgileri tespit edilerek, ailelerine teslim edildi. 261 cenaze ise halen ailelere teslim edilmedi. 

CENAZELER KALDIRIMA DEFNEDİLMİŞ 

Erdoğan Alayumat'ın Mezopotamya Ajansı'nda yer alan haberine göre, halen teslim edilmesi beklenilen cenazelerin defnedildiği yerle ilgili dikkat çekici bir ayrıntıya ulaşıldı. Cenazelerin, Kilyos Mezarlığın’da aile mezarlıkları için ayrılan parsel ile yol arasında bulunan kaldırıma defin edildiğini ortaya çıktı. Kazılan kaldırımda 18 mezarlık için alan açıldığını ve 1’den 18’e kadar numaralandırılmış bu daracık alana 261 cenazenin üst üste defnedildiği öğrenildi. 

KANALİZASYON BORULARI GEÇİYOR

Cenazelerin gömüldüğü kaldırımın yaklaşık 3 metre derinliğinde kazıldığı ve sol tarafına yutong tuğlalarla duvar örüldüğü görülüyor. Ayrıcı, cenazelerin defnedildiği yerin üzeri 30 santimlik beton bloklar ile kapatılarak, üstü toprakla örtülmüş. Toprağın üstü ise, kaldırım taşlarıyla kapatılmış ve etrafı pislik içinde. 

Kazılan yerin sol tarafında da daha önce kanalizasyon çalışmalarının yapıldığı ve çalışmanın yarım bırakılması nedeniyle boruların açık bir şekilde bırakıldığı açıkça görülüyor. 

MEVZUATA UYGUN DEĞİL 

Cenazelerin bu şekilde gömülmesinin "kabul edilemez" olduğunu belirten Özgürlük İçin Hukukçular Derneği üyesi avukat Serhat Çakmak, hukuki mevzuata uyulmadığını ifade etti. Çakmak, "Cenazelerin üst üste defnedildiği, yeteri kadar derine gömülmediği, yol kenarında defnedildiği, hafif bir yağmurda mezar bütünlüğünün bozulabileceği açıkça görülebilmektedir" dedi. Cenazelerin üst üste defnedilmesinin "Umumi Hıfzıssıhha" Kanunu’nun 223’üncü maddesine aykırı olduğuna dikkati çeken Çakmak, ilgili kanun maddesine şöyle değindi: "Mezarlıklarda her mezara bir ölü defnolunur ve mezarlıkların mebni olduğu arazinin tabiatına nazaran tayin olunacak zaman mürur etmeden aynı mahalde ikinci bir ölünün defnine ruhsat verilmez." 
 
GÖMME VE GÖMÜLME HAKKI 
 
Cenazelerin Garzan Mezarlığı'ndan çıkarılmasıyla başlayan hukuka aykırılıkların tüm aşamalarda devam ettiğini vurgulayan Çakmak, Kilyos Mezarlığı'ndaki uygulamayla bu hukuksuzlukların iyice gün yüzüne çıktığını belirtti. Devlet yetkililerinin hukuku uygulama kaygılarının olmadığını sözlerine ekleyen Çakmak, "Devlet yetkililerinin bu uygulamalarla gömme ve gömülme hakkını hiçe saydığı, bununla birlikte ölünün yakınlarına eziyet ettikleri, bununla amaçlanan toplumsal hafızayı yok etme niyeti taşımaktadır. Tüm bu hukuksuzluklar düşmanla savaş hukukunun yansımalarıdır" şeklinde konuştu. 

‘MEZARLIK DEĞİL ÇÖPLÜK’

Kardeşi Ferhat Can’ın (Ferhat Garzan) cenazesini uzun uğraşlar sonucu Malatya Kimsesizler Mezarlığı'ndan alarak, Garzan Mezarlığı'na defnettiklerini hatırlatan Hanifi Can, buradan çıkarılan cenazelerin akıbetine ilişkin ise uzun bir süre haber alamadıklarını belirtti. Can, 2 yıl aranın ardından cenazenin Kilyos Mezarlığı'na defnedildiğini öğrendiklerini paylaştı. Mezarlığa gittiklerinde, mezardan çok çöplükle karşılaştıklarını söyleyen Can, "Garzan Mezarlığı'nın yıkılmasıyla birlikte bir yıkım yaşamıştık. Cenazelerin Kilyos’ta gömüldüğü yeri görünce ikinci bir yıkım daha yaşadık. Mezarlık değil kaldırımı kazıp cenazeleri üst üste gömmüşler" dedi. 

‘SAYGISIZLIK HALA DEVAM EDİYOR’

Mezarlıkların tahrip edilmesinden sonra cenazelere yapılan saygısızlığın halen devam ettiğine dikkat çeken Can, "Yeri belli olan cenazemizi bizden habersiz kaçırdılar. Sonra götürüp çöplüğe üst üste gömdüler. Bizler her fırsatta cenazelerin gömüldüğü yerin kimsesizler mezarlığı değil bir çöplük olduğunu kamuoyuna ve basına söyledik ama sesimizi duyan olmadı. Bu yapılanlar hiçbir kitapta yazmıyor. Bu devlet kendine muhafazakar ve İslamcı diyor ama İslam dininde cenazeye eziyet etmek yok. Diğer inançlarda cenazeye eziyet etmek yok" şeklinde konuştu. 

‘TÜM İNANÇLARDA USULÜNE GÖRE GÖMÜLÜR’

İstanbul Din Alimleri Derneği Başkanı Ekrem Baran ise, tüm canlılar içinde insanın en değerli canlı olduğuna işaret ederek, yaşamda verilen değerin öldükten sonrada verilmesi gerektiği üzerinde durdu. Baran, "Hz. Muhammed’in önünde Yahudi birinin cenazesi geçtiğinde ayağa kalkmış yanındakiler ‘efendim bu cenaze bir Yahudi’nin cenazesi’ demiş. Peygamber efendimiz ‘Yahudi olsa bile bir insandır’ cevabını vermiş. Savaşlarda ölenler içinde bu geçerlidir. İki taraf birbiriyle savaşır anca yerde kalan ölülerin artık dünya ile bir bağlantısı kalmamıştır. Onun için hangi inançtan olursa olsun cenazesinin usulüne uygun bir şekilde defnedilmesi gerekir" dedi. 

‘HER DİNDE KUTSALDIR’

Bütün semavi dinlerde mezarın kutsal olduğunu ifade eden Baran, tüm dinlerde mezara yapılan saldırının aynı zamanda o inanca yapılmış bir saldırı olduğunu ifade etti. Yaşamını yitiren biri için yapılması gerekenlerin belli olduğunu söyleyen Baran, "Bütün inançlarda ölen birinin gömülme hakkı vardır. Bir mezarı mutlaka olmalı ve o mezar kutsaldır. Gelişi güzel gömülmez, onu sembolize eden simgeler olur ya da vasiyeti üzerine mezar taşlarına bir şeyler yazılır. Mezar taşında olan yazılar bahane edilerek mezara zarar verilmez, çünkü ölen kişi sağken insan olduğu için belli dokunulmazlıklara sahipse ölünce de bu dokunulmazlıklara sahiptir. Yasada ya da bir yerde adı konulmuş bir yasa değil ama İslam hukukunda mezar dokunulmazdı" diye konuştu. 

‘KABUL ETMEMİZ MÜMKÜN DEĞİL’

Geçmişte Garzan Mezarlığı, şimdi ise farklı mezarlıklara saldırılar yapıldığına değinen Baran, bunun hiçbir inanç ve vicdanda yeri olmadığına işaret ederek, "Bizler cenazelere ve mezarlıklara bu yapılanları kabul etmiyoruz. Mezarlıklara yapılan saldırı hem halkın değerlerine hem de İslami değerlere dönük bir hakarettir. Bizler bu tutumu kabul etmeyeceğiz" ifadelerini kullandı. 

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar