29 gazeteci 8 ay sonra hakim karşısında

Dava, mahkeme başkanı ile sanık avukatları arasındaki tartışmalarla başladı. Avukatlar, mahkemenin usul hatası yaptığını, iddianamenin bile okunmadığını...

29 gazeteci 8 ay sonra hakim karşısında

Dava, mahkeme başkanı ile sanık avukatları arasındaki tartışmalarla başladı. Avukatlar, mahkemenin usul hatası yaptığını, iddianamenin bile okunmadığını söyledi. Reddi hakim talebi reddedildi.

HABER MERKEZİ- "Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY)" üyeliği suçlamasıyla haklarında dava açılan 29 gazeteci 8 ay sonra ilk kez hakim karşısına çıktı. Duruşmada heyet başkanı İbrahim Lorasdağı'nın soruşturma aşamasında, dosyadan aralarında Atilla Taş'ın da bulunduğu 4 kişiyi tutukladığı ortaya çıktı. Soruşturma aşamasında karar veren hakimin kovuşturma evresinde görev yapamayacağını savunan avukatlar durumun usulsüzlüğünü dile getirerek reddi hakim talebinde bulundu. Ancak talep, red delillerinin oluşmadığı gerekçesiyle reddedildi.

Evrensel’de yer alan habere göre ‘FETÖ'nün medya yapılanmasına ilişkin yürütülen soruşturma kapsamındaki iddianameyi, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu savcılarından Murat Çağlak hazırladı. 29 gazetecinin 196 sayfalık iddianamesinde, 28 kişi örgüt üyeliği, ‘FuatAvni' hesabının kurucusu olduğu iddia edilen Said Sefa ise örgüt yöneticiliği ile suçlanıyor. 29 gazetecinin yargılandığı dosyada 26 kişi tutuklu, 1 kişi ise tutuksuz yargılanıyor. Dosya kapsamında yargılanan gazeteciler Said Sefa ve Bülent Ceyhan ise firari durumda.

DURUŞMAYI ÇOK SAYIDA KİŞİ İZLEDİ

Çağlayan'daki İstanbul Adliyesi 25 Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın ilk duruşmasında tutuklu yargılanan Abdullah Kılıç, Ahmet Memiş, Ali Akkuş, Atilla Taş, Bayram Kaya, Bünyamin Köseli, Cemal Azmi Kalyoncu, Cihan Acar, Cuma Ulus, Davut Aydın, Emre Soncan, Gökçe Fırat Çulhaoğlu, Habib Güler, Halil İbrahim Balta, Hanım Büşra Erdal, Hüseyin Aydın, Muhammed Sait Kuloğlu, Murat Aksoy, Mustafa Erkan Acar, Mutlu Çölgeçen, Oğuz Usluer, Seyid Kılıç, Ufuk Şanlı, Ünal Tanık, Yakup Çetin, Yetkin Yıldız ile tutuksuz yargılanan Muhterem Tanık hazır bulundu. Duruşmayı CHP Milletvekilleri Mahmut Tanal, Sezgin Tanrıkulu, Şafak Pavey ve Selana Doğan, Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) Türkiye Temsilcisi Erol Önderoğlu, Evrensel gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Fatih Polat ile aralarında çok sayıda yabancı gazetecinin de olduğu kalabalık bir medya çalışanı izledi.

AVUKATLAR REDDİ HAKİM TALEBİNDE BULUNDU

Duruşma yargılanan gazetecilerin kimlik tespitiyle başlayarak heyet başkanının sanık gazetecilere haklarını hatırlatmasıyla devam etti. SEGBİS sistemi ile yapılacak olan duruşmaya hakimin sanıkların haklarını hatırlatmasından sonra geçilmesine usulen itiraz eden avukat Ömer Kavili, "Hakları hatırlatırken SEGBİS'i en başında başlatmadınız. Beyanımızın tutanağa eksiksiz geçmesi için SEGBİS açılmasını talep ediyoruz" dedi. Kavili, müvekkili Cuma Ulus hakkındaki delillerin kaybolma riski olduğunu belirterek, yalnızca iddianame değil, iddianame ekleriyle birlikte bütün bir dosyanın müvekkiline verilmesini talep etti. Kavili'nin talebi reddedildi.

Atilla Taş ve Murat Aksoy'un avukatı Ali Deniz Ceylan, 25. Ağır Ceza Mahkeme heyeti başkanı İbrahim Lorasdağı'nın soruşturma aşamasında 1. Sulh Ceza Hakimliği'nde görev yaptığını ve Gökçe Fırat, Atilla Taş, Mutlu Çölgeçen ve Murat Aksoy'u tutukladığını hatırlattı. Avukat Ali Deniz Ceylan, soruşturma evresindeki hakimin kovuşturma evresinde görev yapamayacağını belirterek mahkeme heyetine, "Duruşmadan el çekin el çekmezseniz reddi hakim talebinde bulunacağız" dedi. Heyet başkanı, red delillerinin oluşmadığını iddia ederek reddi hakim talebini reddetti.

USUL TARTIŞMASI

Cihan Acar'ın avukatı Avukat Gülşah Kaya da iddianamenin ya da en azından iddianame özetinin okunmasını talep ederek "Böyle yargılama olmaz" diye tepki gösterdi. Avukat Ömer Kavili de, "Tutanağa iddianame ve ekleri okunmadığı halde okundu diye geçtiniz. Usul hatası yaptınız. Yargılamayı düzgün yürütme ödeviniz var. Sadece örgüt üyeliği diyemezsiniz müvekkilime. Örgüt üyeliğine hangi delillerin gösterildiğini yüzüne okuyun öyle savunma yapacağız" dedi.

Usul hatası yaptığını kabul etmeyen heyet başkanı, yargılamayı uzattığı gerekçesiyle iddianamenin okunmasında düzenlemeye gidildiğini ve suçlamanın genel çerçevesini söylediğini savundu. Usule aykırı işlem yapmadığını öne süren hakim, avukatları "Söz almadan konuşmak usulsüzlüktür" diyerek susturdu.

‘ESKİDEN ŞARKICIYDIM, GAZETECİLİKTEN TUTUKLUYUM’

Kimlik sorgusu sırasında mesleği sorulan Atilla Taş, "Eskiden şarkıcıydım. Şimdi gazetecilikten tutukluyum" dedi. Aylık geliri sorulan Taş, "Cezaevindeyim, para kazanmıyorum" diye cevap verdi.

‘FUAT AVNİ TANINAN BİR HESAPTI, BUNU TÜRKİYE BİLİYOR’

Ahmet Memiş savunmasında, Fuat Avni'yi tanıttığı yönündeki iddiaya yönelik "Benim, ‘fuatavni'yi tanıtma gibi bir durum söz konusu değildir. Zaten tweet attığım zamanlarda tanınan bir hesaptı, paylaşımları çok sayıda beğeniliyordu, bunu bütün Türkiye biliyor" dedi. Yaptığı bazı haberlerin ‘FETÖ’ aleyhinde olduğunu savunan Memiş, Fetullah Gülen'in ses kayıtlarıyla ilgili bir haber yaptığını ve bu nedenle Fetullah Gülen'in kendisine dava açtığını da iddia etti. Memiş, ByLock kullanmadığını, Bank Asya'dan 10 sene önce bir kredi kartı aldığını, ancak kullanmadığını belirtti.

‘SUÇLAMALAR YALAN’

Abdullah Kılıç ise savunmasında 21 yıllık gazeteci olduğunu ve üç ödül aldığını belirterek "45 yaşında terör örgütü üyesi olarak suçlanacağım hiç aklıma gelmezdi. Sadece gazetecilik yaptım. Suçlamalar yalan ve iftiradır" dedi. Kılıç, Habertürk'te Haber Koordinatörlüğü yaptığı dönemde 17 Aralık operasyonu fezlekelerinin elinde olduğu iddiasına ilişkin bir tanık ifadesine değinerek "O gün benim sabah saat 07.00'da kanalda olduğum ve söz konusu 17 Aralık fezlekelerinin bende olduğu tanıkların iftirasıdır. O gün, kanser hastası olan eşimin tedavisi için hastaneydim. Şayet benim kanalda olduğum tespit edilirse verilecek cezanın en üst sınırdan verilmesini kabul ederim. Fezlekeyi ne o gün, ne de sonra hiç görmedim" dedi.

‘HAKAN FİDAN BENİ TEBRİK ETTİ’

MİT Müsteşarının savcılığa çağrılması haberinin ise ilk olarak başka sitelerde yayınlandığını, bunu teyit edebilmek için de dönemin İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Turan Çolakkadı'yı telefonla aradığını, Çolakkadı'nın da haberin yalan olduğunu söylediğini anlatan Kılıç, "Bunun üzerine MİT Müsteşarının savcılığa çağrıldığı haberinin yalanlandığını son dakika olarak verdik" dedi. Kılıç, MİT krizi ile ilgili olarak Cumhurbaşkanlığı'nın bir resepsiyonunda karşılaştığı Hakan Fidan'ın sorumlu haberciliğinden dolayı kendisini tebrik ettiğini de sözlerine ekledi.

‘ZAMAN GAZETESİ YAYIMLAMAYINCA BAŞBAKAN'A GÖTÜRDÜM’

Abdullah Kılıç, ‘FETÖ'nün yayın organlarında çalıştığını ancak bu sürelerde de cemaati eleştiren yazılar da yazdığını ifade ederek "Basın İlan Kurumu'nun üç tane gazete çıkaran bazı kuruluşlara yüksek miktarlarda ödemeler yaptığını ortaya çıkardım. Ancak o dönem Zaman Gazetesi'ndekiler haberde ismi geçen Alaaddin Kaya'dan dolayı bu haberi yayımlamadılar. Ben de haberi önce Cumhurbaşkanlığı Sekreteri'ne götürdüm. Onlar da beni Başbakanlığa yönlendirdi. Dönemin Başbakan'ı Erdoğan da Basın İlan Kurumu'na operasyon düzenletti" şeklinde konuştu. Bylock kullanmadığını, Bank Asya'daki hesabın ise Meydan Gazetesi'nde çalıştığı dönemde maaş olarak yattığını söyleyen Kılıç, 15 Temmuz darbe girişiminde Yalova'da bulunduğunu, en yakın birliğin önüne giderek burada darbe karşıtı nöbet tuttuğunu ifade etti. Kılıç, "Darbe başarılı olsaydı, ben yine tutuklanacaktım" dedi.
İDDİANAME…

İddianamede, Twitter'de "Fuat Avni" hesabını açan firari sanık Said Sefa'nın "Darbeye teşebbüs ve silahlı örgüt yöneticiliği" suçundan ağırlaştırılmış müebbet ve 15 yıla kadar hapsi talep ediliyor. 196 sayfalık iddianamede, Fuat Avni hesabının "örgütün kara propaganda ve dedikodu hesabı" olduğu vurgulanıyor. İddianamede, Abdullah Kılıç, Ahmet Memiş, Ali Akkuş, Atilla Taş, Bayram Kaya, Bülent Ceyhan, Bünyamin Köseli, Cemal Azmi Kalyoncu, Cihan Acar, Cuma Ulus, Davut Aydın, Emre Soncan, Gökçe Fırat Çulhaoğlu, Habib Güler, Halil İbrahim Balta, Hanım Büşra Erdal, Hüseyin Aydın, Muhammed Sait Kuloğlu, Muhterem Tanık, Murat Aksoy, Mustafa Erkan Acar, Mutlu Çölgeçen, Oğuz Usluer, Seyid Kılıç, Ufuk Şanlı, Ünal Tanık, Yakup Çetin ve Yetkin Yıldız'ın ise "Silahlı örgüte üye olmak" suçundan 5'er yıldan 10'ar yıla kadar hapisleri isteniyor. Şarkıcı Atilla Taş'ın FETÖ / PDY'nin basın kuruluşu olduğu değerlendirilen ve kapatılan Meydan Gazetesi'nde köşe yazarlığı yaptığı, yazıları ve sosyal medya paylaşımları nedeniyle her ne kadar örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek suçundan tutuklanmış ise de fiilen örgütle irtibatı sebebiyle kapatılan TV kanallarına giderek destek olması gibi hususlar dikkate alındığında örgüt üyesi olduğu kanaatine varıldığı ifade ediliyor.

iddianame dava gazeteciler Hata Hakim İlk Kez