30 yılı dolduran tutuklular 'iyi halli' olmadıkları gerekçesiyle salıverilmiyor
Edirne F Tipi Cezaevi’ndeki Ali Şen ve Ali Ekber Seven’in tahliyeleri ‘iyi halli’ olmadıkları gerekçesiyle engellendi. 30 yılını cezaevinde geçiren iki tutuklundan Şen 6 ay, Seven ise 3 ay daha cezaevinde kalacak.

Umut TAŞTAN
İstanbul - Edirne F Tipi Cezaevi’nde 30 yıllık tutukluluk süresini dolduran Ali Şen ve Ali Ekber Seven’in tahliyeleri engellendi. Koşullu salıverme şartlarını sağlamadıkları iddia edilen İdare ve Gözlem Kurulu kararlarında, Şen’in ‘gelecek planının olmaması’, mülakat görüşmelerinde ‘örgüt dili’ kullandığı ve eğitim-öğretim programlarına katılmadığı iddia edildi. Ali Ekber Seven’in infazı da işbirliğine yönelik olumlu bir davranış göstermediği ve pişmanlık içerikli beyanları olmadığı gerekçesiyle yakıldı. Şen ve Seven hakkındaki kurul kararına yönelik yapılan itirazlar da reddedildi.
“SİYASİ TUTUKLULARA ‘İYİ HAL’ YOK”
Müvekkillerinin tahliyelerinin İdare ve Gözlem Kurulu’nun insafına bırakıldığını belirten avukatlar Ceyda Gedik ve Direnç Yüksel, yaşanan durumu Artı Gerçek’e değerlendirdi. 24 Ekim 1993 yılında tutuklanan Ali Şen’in avukatı Direnç Yüksel, yaşanan sorunun Şen özelinde değil, siyasi tutsakların genel bir sorunu olduğunu belirterek şöyle konuştu:
“Bize gönderilen infaz erteleme kararında ‘müvekkilin tutarlı bir gelecek planının olmaması’ gerekçe gösteriliyor. Ali Şen, 30 yıldır cezaevinde ve ‘30 yıldan sonra dışarı çıktığında biz bunu tahliye edersek, herhangi bir şekilde geleceğini planlamamış olduğu için biz onu tahliye etmiyoruz’ diyorlar. Yine müvekkilin görüşmelerde ‘örgüt dili’ kullandığı iddia ediliyor ve kurumsal sorunlardan bahsettiği de yer alıyor kararda. Bizim lehimize aslında çok karar var, AİHM kararları var. Bu kararda ‘adli makamlarla iş birliği şartına bağlanırsa eğer tahliye, burada artık tutukluluk meşru bir gerekçeye dayanmış olmuyor’ ibaresi yer alıyor. Yani bir kişi cezaevine girdiyse kurumla işbirliği yapmak, verilen eğitimlere katılmak zorunda değil. Türkiye’de cezaevlerinde genellikle dini eğitim veriliyor. Bu müvekkillerimize de dayatılıyor ve katılmadıkları takdirde de koşullu salıverilmelerinin önünde bir engel oluyor.”
“TUTSAKLAR İÇİN TOPLUMSAL MÜCADELE ŞART”
Ali Şen’in tahliyesinin Nisan 2024’e ertelendiğini belirten avukat Yüksel, “O gün geldiğinde de yine aynı keyfiyet ve yasadışı kararın verileceğini düşünüyoruz. Ancak bu konuda kamuoyu oluşturulsa, toplumsal mücadele örgütlü bir şekilde yürütülürse kazanabiliriz diye düşünüyorum” dedi.
Tahliyelerin en fazla bir yıl uzatılabileceğini söyleyen Yüksel, farklı yöntemlerle bir yılında aşıldığını belirtti. Bu duruma karşı ortak tavır alınması gerektiğini belirterek şu ifadeleri kullandı:
“Geçmişte işlediği bir suçu ya da cezaevinde yaşanan bir durumu öne sürerek bu süreyi geçirdikleri de oldu. Baroların açıkçası bu konuda takınmış olduğu bir tavır yok, ayrıca onlardan bir umudumuz da yok. Ancak hukuk örgütleri Çağdaş Hukukçular Derneği, Özgürlük için Hukukçular Derneği ve İnsan Hakları Derneği açıkçası elinden geleni yapıyor. Ancak daha fazlası toplumla birlikte olabilir.”
"TOPLUMSAL TEPKİLERE DAHİL OLUNMASINDAN KORKUYORLAR"
Ali Ekber Seven’in avukatı Ceyda Gedik de siyasi tutuklulara yönelik özel bir politika izlendiğine vurgu yaptı. Devletin siyasi tutsakların dışarı çıkmasını istemediğini söyleyen Gedik, “Tutsakların dışarıda siyasi faaliyetlerine devam etmesinden korkuluyor. Özellikle bu ekonomik koşullarda her an bir ayaklanma patlak verebilecek noktadayken, onların da bu duruma dâhil olmasından korkuyor ve o yüzden infaz yakma yoluna gidiyor. Bu yüzden adli tutuklular çok rahat bir şekilde cezaevinden çıkabilirken siyasi tutsaklar kalıyor” dedi.
“SOYUT İDDİALARLA TAHLİYESİ ENGELLENDİ”
30 yıldır tutuklu bulunan Sever’in durumuna dikkat çekti. Sever hakkında ‘örgüt üyeliği’ suçlamasının olmadığını belirten Gedik, “Örgüt üyesi olmamasına rağmen örgüt adına suç işlemekten ceza aldı. Fakat buna rağmen cezaevinde bağımsız koğuşta kalmak istemeyip siyasi hükümlülerle kalmak isteyince cezaevi tarafından farklı bir muamele gördü” ifadelerine yer verdi. Sever’e ilişkin birkaç farklı ‘iyi halli’ olduğuna dair karar olduğunu vurgulayan avukat Gedik, “Daha öncesinde alınmış bu kararlara rağmen şartlı tahliyesi geldiğinde sayımlarda hiçbir aksaklık yaratmamasına, zorluk çıkarmamasına rağmen cezaevi yönetimine zorluk çıkarmak, tahrik etmek gibi soyut ve gerçek olmayan iddialarla tahliyesi üç ay sonraya ertelendi” dedi.
"TUTSAKLARIN DURUMU MÜNFERİT GÖRÜLÜYOR"
Çok sayıda siyasi tutuklunun benzer durumu yaşadığını ve daha fazlasının da yaşanabileceğinin altını çizen avukat Ceyda Gedik şu ifadeleri kullandı:
“Hukuki olarak mücadelemizi vermekle birlikte, Türkiye’de gündemleştirilmesi gerekiyor, kamuoyu oluşması lazım. Tutsakların bu durumu yeterince dikkat çekmiyor. Meclis, partiler ve baro tarafından bu yaşadığımız olaylar münferit görülüyor olabilir. Birkaç kişinin yaşadığı sorun olarak görülüyor olabilir ama böyle değil. Her anlamda gündeme getirmeliyiz, siyasi tutsakların şartlı tahliyesinin ertelenmesi, diğerlerinin de başına gelecek. 19 Aralık operasyonuyla alınmış, o günlerden beri hükümlü olmuş binlerce siyasi tutsak var. Bu insanların şartlı tahliyesi geldikçe biz hep aynı kararları görüyoruz. ÇHD, ÖHD ve İHD elinden geleni yapıyor ama daha fazlası gerekli.”