Afet bölgesinde kriz: Enkaz altı kadar üstü de acı içinde
Depremin üzerinden beş gün geçti. Enkaz çalışmaları görece hızlansa da yeterli noktaya ulaşamadı. Hatay’daki en büyük sorunlardan biri dışardan yardıma gelenlere rehberlik edecek bir aklın olmayışı. Enkazlarda yaşananlar objektifimizde...
Osman ÇAKLI
Hatay- Depremin etkilerinin sürdüğü Antakya ve Defne ilçelerinde enkaz çalışmaları hız kazansa da henüz çalışmalar bütüne yayılmış değil. Sıcak yemek noktalarının artırıldığı Antakya ve Defne’de enkazın altında olduğu gibi üstünde de kriz yaşanıyor. Gelen yardımlar merkezlerde toplanıyor, fakat ihtiyaç sahiplerine dağıtılması noktasında örgütlenmiş bir çalışma neredeyse yok. Afet bölgesinde aynı anda yaşanan sorunları en iyi ifade edebilecek kelime ‘çoklu kriz.’ Enkaz başında tedirgin ve hüzünlü bekleyişlerden, yanına alabildiği kadar eşyasıyla yollara düşen afetzedelere, başka ülke ve şehirlerden gelenlerden, enkaz çalışmaları hızlansın diye dayanışma gösterenlere kadar afet bölgesinde yaşananlar Artı Gerçek objektifinde.
Antakya ve Defne sokakları, her türden canlı yaşamı için bütün niteliklerini kaybetmiş durumda. Ancak her şeye rağmen hayatta kalma güdüsü hakim. Başka bir afet bölgesi olan Urfa’dan gelen kadınlar Antakya’daki yakınları için enkazın önünde ağıtlar yakıyor.
Erkekler ise vinçlerin enkazda çalışması için caddede park halinde olan araçları el birliğiyle kaldırarak yolu açıyor.
Ne yapacağını bilmeyenler de var. Onlar da başları önde, düşünceli şekilde oturuyor.
Hava her ne kadar güneşli olsa da soğuğun ve günlerce beklemenin getirdiği yorgunluğa eşlik eden iştahsızlık, yetersiz beslenme insanların üşümesine neden oluyor. Buna rağmen enkazdan ayrılmayanlar battaniyelere sarılarak bekleyişine devam ediyor.
Enkaz altından gelen ses alanda heyecan uyandırınca, insanlar yaşam koridoru oluşturuyor. Ambulansa “sedye yukarı” çağrısı yapılıyor. Sedyeyi taşıyan sağlık görevlileri koşar adımla enkaz üstüne çıkıyor. Battaniyeler hazır, enkazdan çıkarılacak kişi bekleniyor.
Ancak saatler ilerledikçe enkaz altından kötü haberler peşi sıra geliyor. Vefat edenler kefene dahi sarılmadan enkazdan çıkarılıyor. Ölü sayısı tahmin edilemez boyutta olduğundan, ambulanslar yetersiz kalıyor. Keza cenaze araçları da. Ölüler, kaldırımlarda gömülmeyi bekliyor. Kimi sahipsiz kimi sahipli. Antakya’da kaldırımda yatan bir ölüyü, yakını olmayan dört kişi alarak sağlık görevlilerine teslim ediyor. Fakat bu ölülerden DNA örneği alınmadığına dair şüpheler kentte çok yaygın.
Enkazda çalışanlar arasında Çinden gelen ekipler arama kurtarma köpekleriyle çalışıyor. Bir apartmanda beş ölüyü ve iki canlı insanı bulan bir köpek çevredekilerin ilgisine mazhar oluyor.
Hatay’da artık barınacak evi olmayanlar, yanlarına aldıklarıyla şehri terk eden yollara düşüyor. Şartlar oldukça kötü olduğundan ulaşım için otobüs bulmak o kadar kolay değil. Bir aile, çantasına sığdırdıkları dünyalarıyla birlikte yaya olarak yollara düşüyor.
Deprem yalnızca insanlar için değil hayvanlar için de travmatik bir hadise olmuş. Hangi hayvanın yanına yaklaşmaya çalışsak korkularından kaçıyorlar. İnsanlarla ilişki kurmuyorlar ve taşların, beton blokların arasında yalnız başlarına yaşamaya çalışıyor.
Defne ilçesinin Armutlu Mahallesi’ne geçiyoruz. Ara sokaklar, yaprak iki ortadan ikiye açılan binalarla ve onların molozlarıyla dolu.
Armutlu Mahallesi ile Antakya’nın çeşitli mahallelerindeki enkazlarında çalışmak için gönüllü gelen maden işçileri İl Jandarma binası önünde ön toplantı yapıyor. Kazmalarını çıkarıp enkazlara dağılmak için hazırlanıyor. Şefleri neler yapılabileceğini, nasıl iletişim kuracağını ve gelen ihbarları sıralıyor.
Armutlu’daki enkazlara giden maden işçileri, saatlerce çalışmanın ardından yorulup dinlenmeye çekilmek için mola veriyor. Madenciler, binaların katlanarak yıkıldığını ve herkesin giremeyeceği bir sıkışmanın olduğunu anlatıyorlar.
Armutlu’daki başka bir enkazda depremin ardından geçen 104’üncü saatte 58 yaşındaki Cemal’i sağ olarak çıkaran yine madenciler oluyor. İşte o ekip üyelerinden yalnızca biri.
Gözyaşı zaman zaman sevince, zaman zaman hüzne eşlik ediyor. Saatler ilerledikçe enkaz altından “belki” canlı çıkar diye bekleyen insanlarda artık “enkaz kaldırma” kararının alınma ihtimaline karşı duyulan tedirginlik hakim.
Enkaz kaldırma çalışmaları, içinden canlı çıkar mı diye bir umutla izleniyor. Depremde pert olmuş bir otomobil vinç tarafından kaldırılıyor.