'Afrin, Kerkük'ün devamı'
Afrin’e yönelik harekata tepkiler sürüyor. Diyarbakır’da bir araya gelen siyasi parti temsilcileri harekatın bir an önce durdurulmasını istedi.
Remzi BUDANCİR
ARTI GERÇEK- Türkiye’nin Afrin’e yönelik başlattığı harekat 3’üncü gününde. TSK'nin ÖSO desteğiyle sürdürdüğü harekata tepkiler var. Dün Diyarbakır’da Afrin’e yönelik basın açıklaması yapmak isteyen HDP, DBP ve DTK polis engeli ile karşılaştı. HDP parti binasını ablukaya alan polis, basın açıklaması yapılmasını engelledi. Kimsenin bina dışına çıkmasına izin vermedi.
AFRİN OPERASYONUNA TEPKİ
Tepkiler bugün de devam etti. HDP ve DBP parti binasında basın açıklaması yapmak istedi. Polis sabah erken saatlerde HDP binasını ablukaya alınca açıklama yeri değişti. HDP, DTK, DBP, AZADİ İnisiyatifi ve ÖSP AZADİ İnisiyatifi binasında ortak açıklama yaptı. Binanın önünü polis ablukaya aldı, çevik kuvvet bina girişini tuttu. Binaya giren ve çıkanlar polis kamerası tarafından kayıt altına alındı.
Ortak basın açıklamasını okuyan DBP Eşbaşkanı Mehmet Aslan, Türkiye’nin bölgede Kürt kazanımlarını hedeflediğini söyledi. Bunun amacının Kürtlerin kendi kendini yönetme mücadelesinin önünü kesmek olduğunu ifade eden Aslan, "Şu da çok iyi bilinmelidir ki Afrin’e yönelik geliştirilen bu saldırı Kürtleri yok etme politikasının bir parçasıdır. Kürt halkı kendi toprakları üzerinde yaşayan en eski yerleşik halklarından birisidir. Kendi toprakları üzerinde bütün halkların olduğu gibi Kürt halkının da toplumsal, tarihi ve siyasi olarak kendisini yönetme hakkı vardır. Bu hakka sahip çıkma başta Kürt halkının kendisi olmak üzere, tüm demokrasi güçlerinindir" dedi.
"SAVAŞ DEĞİL, DİYALOG VE BARIŞ OLMALI"
"Bu saldırılar iddia edildiği gibi sadece Afrin veya bir kesime karşı değil, hepimize karşı geliştirilen saldırılardır" diyen Aslan, AKP’ye şu çağrıda bulundu: "Şimdiye kadar bu ülkede Kürtlere karşı yürütülen yok sayma ve savaş politikalarıyla hiçbir sorun çözülmemiştir. Türk Devleti bölgede yaşayan Kürt halkı ve diğer halkların temsilcileriyle barış ve diyalogu esas alarak sorunları çözme yolunu seçmelidir. Bu yöntem seçilmezse toplumlar arası sorunlar gittikçe derinleşecek ve büyüyecektir. Her zaman barış ve huzurdan bahsedenler, barış ve huzur yöntemlerini devreye sokmak zorundadırlar, savaşı değil…"
TAŞÇIER: AFRİN’İ ANLAMAK İÇİN CUMHURİYET TARİHİNE BAKILMALI
Basın açıklamasının ardından Artı Gerçek’e konuşan HDP Diyarbakır Milletvekili İmam Taşçıer, Afrin’e yönelik operasyonun Kürt kazanımlarına yönelik bir girişim olduğunu söyledi. Afrin’e yönelik operasyonunun anlaşılabilmesi için Cumhuriyet tarihine bakılması gerektiğini savunan Taşçıer, "Cumhuriyet kurulduğundan bu yana Kürtlerin hiçbir hakkı olmamış. Ne ana dilde ne de temel hak ve özgürlüklerde… Devletin resmi kayıtlarına göre 28 tane isyan var. Sadece Türkiye’de değil, hem Suriye’de, hem Irak’ta hem de İran’da benzer durumlar yaşandı. Kürtlerin son 100 yıldır uğradığı zulüm bu günlerde de görülüyor" dedi.
Afrin’e yönelik başlatılan askeri harekatı, geçmişten bu güne uygulanan Kürt karşıtı politikanın devamı olarak nitelendiren Taşçıer, "Afrin 300-400 bin nüfuslu bir şehir. 80 milyon nüfuslu bir ülke gidiyor orada onların kendi kendini yönetmelerini istemiyorum, onları dizayn edeceğim diyor. Buradan oraya 72 uçakla, tanklarla, toplarla, 7-8 milyonluk ordusuyla oranın üzerine gidiyor. Bunun kabul edilir bir tarafı yok. Bu savaştır, gözyaşıdır ölümdür. Hiçbir toplum ölüm ve gözyaşı ile bir şey kazanmamıştır. Bu savaştan medet umarak geliştirilecek politikalar doğru politikalar değildir. Sorunlar diyalog yoluyla çözülmeli" diye konuştu.
"AFRİN, KERKÜK’ÜN DEVAMIDIR"
Taşçıer, Türkiye’nin Kürt karşıtı politikasının devam ettiğini belirterek Kerkük sürecinde yaşananları örnek gösterdi: Türkiye’nin Irak Federal Kürdistan bölgesi ile ilişkileri çok iyiydi. Türkiye en büyük yatırımını oraya yapıyordu. Buna rağmen Türkiye, Kerkük meselesinde hiç görüşmediği İran’la, Irak’la işbirliği yaparak oranın Kürtlerin elinde kalmaması için elinden gelen çabayı sarf etti. Bunu övünerek anlatıyorlar. Bu anti Kürt politikasıdır. Afrin’e yönelik operasyon bu politikanın bir devamıdır. Burada da Kürtlerin birliği önemli. Kürtler burada birlik olmuş olsaydı eğer Kerkük elden gitmemiş olsaydı bugün Afrin yaşanmayacaktı. Afrin olayı, Kerkük olayından bağımsız değildir. Yaşananlara baktığımızda, iktidarın Kürtlere karşı topyekûn bir savaş ilan ettiği görüntüsü var. Irak, Suriye’deki durum burada da devam ediyor. Milletvekillerin tutuklanması, gözaltılar, baskılar bu savaşın bir parçasıdır."
"KÜRTLER KENDİNİ BU ÜLKENİN VATANDAŞI OLARAK GÖRMÜYOR"
Türkiye’nin Afrin başta olmak üzere uyguladığı politikanın Kürtlerde kırılmaya neden olduğunu ifade eden Taşçıer, şunları söyledi: "Türkiye’de ortalama 25 milyon Kürt var. Afrin’deki 400-500 bin Kürt de burada yaşayan Kürtlerin akrabasıdır. Bunu yapmak Türkiye’deki 25 milyon Kürt’te nasıl bir duyguya neden olur? Bunu düşünüyorlar mı? Açık söylemek gerekiyor, Diyarbakır’da, batıda veya herhangi bir kentte yaşayan bir Kürt, bu savaşı gördüğü zaman kendisini bu ülkenin vatandaşı olarak hissetmiyor. Bu ciddi kırılmalara neden oluyor. Kürtlere karşı uygulanan bu politikalar net görülüyor. Onun için kendini bu ülkenin vatandaşı olarak görmüyor. Kürt sorunu çözülmüş olsaydı bunlar yaşanır mıydı? Yaşanmazdı. AKP seçimlere yatırım anlamında bunu yapıyor. Çünkü gerginlik politikasını tırmandırarak seçimi kazanmak istiyor. Şunu net bir şekilde söylüyoruz. Bu politikaların kimseye kazancı olmaz. Sorunlar savaş ve yıkımla değil, diyalog ile çözülmeli. AKP’de bu politikasından bir an önce vazgeçmeli."