AKP: Bartın’la ilgili çalışmalar kamuoyuna şeffaf şekilde paylaşılacak
AKP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik,, MKYK gündemine dair açıklamalarda bulunuyor.

AKP Merkez Karar Yönetim Kurulu (MKYK), Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında toplandı. Parti genel merkezinde 17.10’da başlayan toplantı sona ermesinin ardından AKP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, MKYK gündemine dair açıklamalarda bulunuyor.
Amasra'daki maden faciasıyla ilgili "Her türlü araştırma yapılacaktır. Çip sisteminin olduğu şeklindeki değerlendirmelerle birlikte bu acı olay nasıl meydana geldi? Her boyutuyla değerlendirilerek bütün boyutlarıyla açığa çıkarılacak kamuoyuyla şeffaf bir şekilde ortaya çıkarılacaktır. Parti olarak bütün süreci hassasiyetle takip edeceğiz" diyen Çelik, "Sayın Cumhurbaşkanımız ilk andan itibaren süreci takip etti" ifadelerini kullandı.
AKP'li Çelik'in konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
"Anayasa ile ilgili konular gündemde. Başörtüsü konusunun bir anayasa değişikliği olması gerektiğini belirtip aynı zamanda bu değişikliğin ve aile ile ilgili düzenlemeleri de kapsaması gerektiğini ifade ettik.
28 Ekim’de Cumhuriyet Bayramı’mızdan bir gün önce Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından bir “Türkiye Vizyonu” konuşması yapılacak.
NATO AÇIKLAMASI
Terörle mücadelede yürüttüğümüz çalışmalarının dünya tarafından nasıl takip edildiğini görüyoruz. Bütün bunlar hukuk içerisinde sürüyor. Kara propaganda faaliyetlerinin ehemmiyeti ve temeli yok. NATO ülkesi olarak egemen bir devlet olarak toprakları koruma konusunda kararlılığımızı sürdürdüğümüz gibi aynı zamanda Avrupa ve NATO'nun ortak güvenliğinin merkezini teşkil ettiğini hiç kimsenin unutmaması gerekiyor.
Bu eleştiriyi getiren ülkelerin kendi milli güvenliği açısından da sakıncalı yaklaşımdır. TBMM'de bu tip mücadeleler için verilen tezkerelere hayır oyu veren partilerin terör konusunda ya ilkesiz ya bilgisiz şekilde davrandığı, Türkiye Cumhuriyeti'nin mücadele ettiği kesimlerden, odaklardan yana tutum ortaya konduğu çeşitli vesilelerle görüldü.
Türkiye açısından terörle mücadele bir tercih değil zorunluluktur. Müttefiklerimizin çeşitli konularda bu meseleyle ilgili olarak yayınladıkları rapor ve açıklamalarda çifte standart ya da ilkesiz tutum sergilemesi devam ediyor. ABD Ekim 2019'dan bu yana ulusal acil durum başlığı ile raporlar yayınlanıyor. En son bir raporda Barış Pınarı ve diğer harekatlarımıza dönük olarak temelsiz, mesnetsiz, haksız hukuksuz çalışmalar olduğunu görüyoruz. ABD'den böyle bir rapor nasıl çıkabiliyor, ayrıca değerlendirilmesi gerekir.
Türkiye'nin PYD/YPG'ye karşı yürüttüğü mücadelenin ABD'nin DAEŞ'e karşı yürüttüğü mücadeleyi zaafa uğrattığı gibi ifadeler var. Kendisine dayanak aldığı yerin PYD/YPG terör örgütü olması son derece vahimdir. O zaman dünyada kime karşı terörle mücadelen bahsedeceksiniz. Başkaları da DEAŞ'ı kullanmaya kalkarsa o zaman ABD'nin ilkeli ve kararlı tutumdan bahsedebilir mi? ABD'nin taahhüdüne bağlı olması gerekir. Orada terörle mücadele konusundaki açıklamalarının, hükümlerinin yerine getirilmesi gerekir.
Şunu hiç kimse aklından çıkarmamalıdır, Türkiye'nin sınırlarına, insanımıza, devletimize herhangi tehdit gördüğümüzde bedeli ne olursa olsun sonu nereye giderse gitsin bunu yok etmeye, gereken cevabı vermeye kararlıyız. Şimdiye kadar verdik, bundan sonra da vereceğiz. Türkiye'nin ulusal güvenliği konusunda şaka yapmadığını, hiç kimsenin icazetini duymaya ihtiyacı olmadığını, kim ne derse desin ulusal güvenliğin yerine getirme noktasında açık ve net tutumda olduğunu görülmüştür.
Madem bu raporlar vasıtasıyla terör örgütlerine destek veriliyorsa, bunu müttefiklerimiz yapıyorsa Türkiye'nin kendi bildiğini yapmaktan, terör örgütlerinin bulundukları her yerde darmadağın etmekten başka yapacağı şey yoktur. Herhangi mütecaviz yaklaşıma izin vermeyeceğimizi bir kere daha ortaya koymuş oluyoruz.
DOĞALGAZ MERKEZİ
2 hafta içerisinde en önemli gündem maddelerinden bir tanesi Cumhurbaşkanımızın Kazakistan ziyaretiyle ortaya çıkmıştır. Kazakistan'la Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği toplantısı yapıldı. Orada da görüldüğü gibi Afganistan meselesinden diğer meselelere kadar Cumhurbaşkanımızın da net şekilde ortaya koyduğu gibi en kapsamlı barış perspektifine sahip olan ülke Türkiye'dir.
Azerbaycan Devlet Başkanı sayın Aliyev'in ve Azerbaycanlı kardeşlerimizin desteği ile yürütülen Ermenistan'la görüşmeler Türkiye'nin bölge barışına katkı sunmak için ilkeli ajandayı ortaya koyması bakımdan önemlidir. Putin'in Türkiye'nin gaz merkezi olması şeklindeki yaklaşımı dikkat çekti. Cumhurbaşkanımızın bununla ilgili bakanlıklar görüşsün, adımızı atalım dedi.
Tahıl krizi nasıl tahıl koridoruyla aşılmışsa, insanların sıkıntıya düşmemesi için Türkiye bir enerji üssü olarak üzerine düşeni yapmaya hazır olduğunu ifade etti. Asya'daki başka aktörler de Türkiye'nin güvenilir bir ortak olduğunun altını çizerek Türkiye'nin gaz dağıtım merkezi, enerji üssü olması konusunda en güvenli ve verimli, mekan ve ülke olduğu konusunda herkes hemfikir.
Önümüzde Türkiye'nin merkezde olduğu Cumhurbaşkanımızın yürüttüğü inisiyatif vasıtasıyla gaz koridoru söz konusu olabilecektir. Herkesi sağduyulu şekilde yaklaşmasını ve Türkiye'ye destek olmasını davet ediyoruz.
Filistin'de uzlaşı konferansının başarıya ulaşmasını, alınan kararların uygulanmasını, etkili şekilde hayata geçirilmesini destekliyoruz. Bu arada teşkilat başkanlığımız şehir buluşmaları, 'İlk oyum Erdoğan'a, ilk oyum AK Parti'ye' toplantılarını sürdürüyor. Bütün arkadaşlarımız bu buluşmalara yoğun şekilde katılıyor.
Vatandaşlarımızı dinlemek, onlara mesajımızı ulaştırmak, üzerinde çalışmak üzere kıymetli sonuçlar doğuruyor. Çalışmalarımız aynı şekilde devam edecek."
Çelik açıklamasının ardından gazetecilerin sorularını cevapladı. Kılıçdaroğlu'nun ABD gezisine dair soruya Çelik şöyle yanıt verdi:
"Kendini destekleyenler, son derece manasız ve başarısız ziyaret olduğunu söylediler. Kendi partilerini yönetirken son derece otokrat yaklaşımlar olduğunu görürüz. Bu kadar şeffaflık diyen birisi geziye katılanları da atlatarak 8 saat ortadan kayboluyor. Tabii bu bizi ilgilendirmiyor. Bu kadar büyük bir gezi, Türkiye'nin geleceğine katkı sağlayacağım dediğiniz gezinin tek konuşulan maddesi oraya giden gazetecilerden de habersiz şekilde ortadan kaybolması oldu. Şeffaf bir gezi olmuş.
CHP'li tarafından 'aday olacak kişinin sadece kapasitesine bakılmaz, ulusal ve uluslararası aktörlerin kimi işaret ettiğine de bakılır' cümlesi kurdu. Bunu hangi CHP'li büyükşehir belediye başkanı söylemiştir."
Ayrıntılar geliyor...