Ankara Barosu: Kaybedildiğine dair kuvvetli şüphe var
Ankara Barosu, 4 ayı aşkın süredir kayıp olan Mustafa Yılmaz’la ilgili raporunda, ‘yaşamını tehdit eden koşullar altında kaybolduğuna ilişkin kuvvetli şüphe bulunduğunu’ belirtti.
ARTI GERÇEK - Ankara Barosu İnsan Hakları Merkezi, 19 Şubat 2019 tarihinden bu yana kayıp olan Mustafa Yılmaz’a dair izleme raporunu açıkladı.
Eşi Sümeyye Yılmaz’ın başvurusu üzerine yapılan incelemede, Yılmaz’ın "yaşamını tehdit eden koşullar altında kaybolduğuna ilişkin kuvvetli şüphe bulunduğu" tespit edildi.
Sümeyye Yılmaz’ın anlatımına göre, hakkında "FETÖ" üyeliği iddiasıyla 6 yıl 3 aylık hapis cezası bulunan ve dosyası istinaf incelemesinde olan Mustafa Yılmaz, 19 Şubat’ta işe giderken kimliği belirsiz kişilerce kaçırıldı. Kamera kayıtlarına göre siyah renkli transporter marka bir araca bindirildi.
TÜM KAPILAR YÜZÜNE KAPANDI
Ankara Barosu İnsan Hakları Merkezi’nin raporunda, yapılan başvurular ve hukuki sürece dair bilgi verildi. Buna göre; Sümeyye Yılmaz, karakol, Emniyet, savcılık, Anayasa Mahkemesi, Kamu Denetçiliği Kurumu, Valilik, TBMM, İçişleri Bakanlığı, CİMER dahil resmi kurumlar ile çeşitli insan hakları kuruluşlarına başvurular yaptı. Başvurulardan bir sonuç çıkmazken, savcılık soruşturması da Yılmaz’ın kaçırıldığı veya zorla alıkonulduğuna dair herhangi bir delil bulunmadığını belirterek, kovuşturmaya yer olmadığına karar verdi. Bu karara yapılan itiraz üzerine Ankara 5. Sulh Ceza Hakimliği, dosyayı yeniden savcılığa gönderdi. Başsavcılık, bu kez "kendi iradesiyle evden ayrıldığının anlaşıldığını" belirterek, kovuşturmaya yer olmadığına karar verdi.
Sümeyye Yılmaz’ın talebine rağmen soruşturma kapsamında metro ve otobüs kamera kayıtları, MOBESE kayıtları, HTS, Baz, Sinyal ve GPRS kayıtları araştırılmadı.
Anayasa Mahkemesi’ne 30 Nisan’da yapılan başvurudan ise hala bir sonuç çıkmadı.
ZORLA KAYBETME ASLA MEŞRU GÖRÜLEMEZ
Ankara Barosu’nun raporunda, zorla kaybettirme vakalarında uygulanacak hukuki standartlar da sayıldı. Raporda, zorla kaybetme; "devlet görevlilerinin ya da devletin yetkilendirmesi, desteği veya göz yummasıyla hareket eden kişilerin ya da kişi gruplarının gözaltına alma, tutuklama, kaçırma ya da diğer herhangi bir biçimde özgürlükten yoksun bırakması ve bu durumdaki bir kimseyi, özgürlükten yoksun bırakmayı kabul etmenin reddedilmesi veya kaybedilen kişinin akıbetinin ya da nerede olduğunun gizlenmesiyle, hukukun koruması dışına çıkarması" olarak tanımlandı.
"Zorla kaybettirme yasağı uluslararası hukukta mutlak bir yasaktır" denilen raporda, savaş ve olağanüstü hal dahil hiçbir koşulda zorla kaybetmenin meşru görülemeyeceği, insanlığa karşı suç kapsamında kabul edildiği ve af veya benzeri önlemlerle cezalandırmadan muaf tutulamayacağı vurgulandı.
Devletin yaşam hakkını koruma ödevlerine de vurgu yapılan raporda, AİHM’in 1992 ve 1996 yıllarında özellikle PKK ile bağı olduğu düşünülen kişilerin kaybettirilmesinin yaşamı tehdit eder nitelikte olduğuna yönelik kararları hatırlatıldı. Raporda, "AİHM, böyle bir ihbar karşısında çabuk ve kararlı bir şekilde hareket etmeyen yetkililerin, kaybolan kişinin hayatını kurtarabilecek gerekli operasyonel önlemleri almadıkları anlamına gelebileceğini belirtmiştir" denildi.
Raporda, ayrıca devletin etkin soruşturma yükümlülüğü hatırlatıldı, "kaybın akıbetinin ortaya çıkarılmadığı sürece devlete devam eden bir etkili soruşturma yükümlülüğü yüklediği" kaydedildi.
KAYBEDİLDİĞİNE DAİR KUVVETLİ ŞÜPHE VAR
Raporda, Mustafa Yılmaz’ın kaybedilmesine dair özetle şu tespitler yer aldı:
-Zorla kaybettirildiği iddia edilen Mustafa Yılmaz, 'FETÖ/PDY' üyesi olmakla suçlanıyor. Bu nitelikleri itibariyle, Mustafa Yılmaz'ın yaşamını tehdit eden koşullar altında kaybolduğuna ilişkin kuvvetli şüphe vardır.
-Yılmaz’ın yaşamının korunması ve etkili soruşturma için bağımsız birimler tarafından, özenli ve çabuk hareket edilmelidir.
-Yetkililerin yaşam hakkını koruma ödevini ve etkili soruşturma ödevini uluslararası ölçütlere uygun bir şekilde yerine getirip getirmediği incelenmelidir.
-Savcılık, dördüncü ayını dolduran kayıp vakıasına ilişkin Sümeyye Yılmaz'ın ifadesini aldığı, Emniyet Müdürlüğü Kayıp ve Aranan Şahıslar Büro Amirliği’nin Yılmaz’a kaybedilme gününe ait olmayan bir kamera kaydı gösterdiği tespit edilmiştir.
SAVCILIK HİÇBİR ARAŞTIRMA YAPMAMIŞ
-Savcılık, kaçırıldığı bildirilen kişinin götürülebileceği jandarma, polis merkezi ve diğer binaları incelememiş, muhtemel görgü tanıklarını bulunmaya çalışmamıştır. Belirtilen tarihlerde ilgili jandarma ve polis merkezlerinde gözaltında tutulanlar soruşturulmamış, ifadeleri alınmamıştır. Kaçırma olayının gerçekleştiği iddia edilen bölgede görevli kolluk görevlilerinin ifadeleri alınmamış, mobese ve özel kamera kayıtları araştırılmamıştır. Kaçırılma esnasında kullanıldığı iddia edilen araca ilişkin bir araştırma yapılmamıştır. GPRS vb. yer bildirimi sağlayabilecek kayıtlar araştırılmamıştır. Başta MİT olmak üzere diğer kolluk birimlerinin bilgisine başvurulmamıştır. Kaçırıldığı iddia edilen kişinin yakınları, çevresinin ifadesine başvurulmamıştır.
YAŞAMI KORUMA VE ETKİLİ SORUŞTURMA YÜKÜMLÜLÜĞÜ YERİNE GETİRİLMEDİ
Mustafa Yılmaz’ın kaçırılmasına ilişkin yetkili makamların yaşamı koruma ödevi ve etkili soruşturma yükümlülüğünü gereğini yerine getirmediğini belirten Ankara Barosu İnsan Hakları Merkezi, eksikliklerin tamamlanması için soruşturmanın yenilenmesi gerektiğini vurguladı.
Rapor Ankara Barosu Yönetim Kuruluna da sunuldu. Aynı zamanda Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına sunulması talep edildi.