Ankara JİTEM Davası görüldü: Husumet yok birbirimizi sevmeyiz

Ankara JİTEM Davası görüldü: Husumet yok birbirimizi sevmeyiz
Eski İçişleri Bakanı Mehmet Ağar’ın da aralarında olduğu 19 sanığın yargılandığı Ankara JİTEM Davası görüldü.

Seda TAŞKIN 


+GERÇEK - Ankara Bölge Adliye Mahkemesi (BAM) 1. Ceza Dairesi’nin verdiği bozma kararının ardından Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yeniden başlayan, eski İçişleri Bakanı Mehmet Ağar’ın da aralarında olduğu 19 sanığın yargılandığı "Ankara Jitem" davasının 2. duruşması yapıldı.

Duruşmada ifade veren Enver Ulu, "Ayhan Çarkın’ın ifadeleri iftiradır. Aramızda husumet yok ama birbirimizi sevmeyiz" dedi. 

"Ankara JİTEM" davası olarak adlandırılan, 19 kişinin 1990’lı yıllarda zorla kaybedilmesin veya infaz edilmesine ilişkin; eski İçişleri Bakanı Mehmet Ağar’ın da aralarında bulunduğu 19 kişi hakkında, "suç işlemek amacı kurulan silahlı örgüte üye olmak" ve "adam öldürmeye iştirak etmek" suçlarından Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada, bütün sanıklar hakkında beraat kararı verilmişti.

Karar, istinaf mahkemesine taşınmıştı. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Dairesi, 5 Nisan 2021 tarihli kararında; eski İçişleri Bakanı Mehmet Ağar, emekli Yarbay Korkut Eken ve eski özel harekat polisi Ayhan Çarkın gibi isimlerin de aralarında olduğu 19 sanık hakkındaki beraat kararlarını bozmuştu.

Bozma kararının ardından yeniden başlayan davanın ikinci duruşması, bugün; Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapıldı. Duruşmada sanıklardan Enver Ulu'nun SEGBİS yöntemiyle ifadesi alındı. Enver Ulu, ifadesinde şunlar söyledi:

"Ben 18 sen özel harekatta görev yaptım. Daha önce ifadelerimde de söylemiştim. Ben kanunlar çerçevesi dışına çıkan herhangi bir şey yapmadım. Ayhan Çarkın'ın ifadeleri, iftiradır. Ben hiçbir öldürme olayına katılmadım."

Enver Ulu'nun ifadesinin ardından söz alan mağdur avukatlarından Yusuf Alataş, sanık Enver Ulu'ya, "Ayhan Çarkın ile aranızda bir husumet var mı?" diye sordu. Ulu, soruya "Husumet yok ama birbirimizi sevmeyiz" diye cevap verdi.

Konuşmasına devam eden Avukat Yusuf Alataş, görülen duruşmanın talepleriyle örtüşmese, mahkemenin bu karara uyarak, eksiklikleri tamamlaması gerektiğine işaret etti. Alataş, "Ancak sayın mahkeme elimize iddianame tutuşturdu. Bunu okuduğumuzda ise bizim eksikliğimiz yok demek istiyor. Mahkeme aslında kararı verdi, fiilen bitti ancak usulen devam ediyor" dedi. Yargılamanın başından bu yana 50 yıllık bir süreç geçtiğini ve avukatlık hayatında benzer bir davaya tanık olmadığını söyleyen Alataş sözlerini şöyle sürdürdü: 

"Yargılanan da devlet, yargılan da devlet. Devlet geçmişiyle yüzleşmek istiyorsa bu mümkündür. Böle bir irade yoksa nasıl bir sona ulaştırmayı düşünüyorsunuz. Mehmet Ağar yargılandığı süre boyunca bir kez mahkemeye getirildi, onda da yurtdışı yasağını kaldırmak için yapıldı. Kimsenin bu duruşmadan dahi haberi olmadı. Güya işte duruşma görülüyor. Savcı soru dahi sormuyor. Mehmet Ağar ve diğerlerini Devlet Güvenlik Mahkemeleri’nde yargıladı. Planlı örgüt kurmaktan yargıladı, ceza aldı. Mahkeme bunun üzerinde dahi durmuyor. Sonra zaten yargıtayda görev değişti, zaman aşımı denilerek dosya düştü." 

"Gizli tanık ‘Ay ışığı’ neden hala bulunamadı?" diye soran Alataş, "Neden mahkeme bu kimdir diye sormuyor? Mahkeme ulaşamadık diyor. Öldü mü, hayatta mı belli değil. Devlet kendi gizli tanığını bulamıyorsa gerçekten ortada çok ciddi bir sorun var" dedi. 

Avukatın açıklamasının ardından konuşan Mehmet Ağar’ın avukatı ise, dosyada yeterli delilin bulunmadığını ve suçlamalar kabul etmediklerini söyledi. 

Sanık avukatının açıklamasının ardından mahkeme heyeti, BAM bozma kararında yeni bir celp yer almamakla birlikte, Emniyet Genel Müdürlüğüne müzakere yazarak, 1994 yılı ve öncesinde tüm polis teşkilatı envanterlerinde (Polis Özel Harekat dahi) UZİ marka silah bulunup bulunmadığı, bulunuyorsa silah taksim kovan irtibatını kuracak şekilde balistik raporların sorulmasını talep etti.

"Suçtan zarar görme ihtimaline binaen CMK'nın 337 ve devamı maddeleri gereğince müşteki Eren Baskın'ın katılma talebinin kabulü ile katılan, olarak dava ve daruşmalara kabülüne" diyen mahkeme heyeti, duruşmayı 22 Nisan 2022 saat 14.00’a erteledi.

NE OLMUŞTU?

90’lı yıllarda öldürülen iş insanı ve yazarların failleriyle ilgili 20 Aralık 2013’te Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca iddianame düzenlendi.

İddianameye göre sanıklar şu isimlerin öldürülmesiyle suçlanıyordu:

Abdülmecit Baskın, Namık Erdoğan, Metin Vural, Recep Kuzucu, Behçet Cantürk, Savaş Buldan, Haci Karay, Adnan Yıldırım, İsmail Karaalioğlu, Yusuf Ekinci, Ömer Lutfi Topal, Hikmet Babataş, Medet Serhat, Feyzi Aslan, Lazem Esmaeılı, Asker Smıtko, Tarık Ümit, Salih Aslan ve Faik Candan.

Davanın sanıkları ise şöyleydi: Mehmet Ağar, İbrahim Şahin, Korkut Eken, Ayhan Çarkın, Ayhan Akça, Ziya Bandırmalıoğlu, Ercan Ersoy, Ahmet Demirel, Ayhan Özkan, Seyfettin Lap, Enver Ulu, Uğur Şahin, Alper Tekdemir, Yusuf Yüksel, Abbas Semih Sueri, Lokman Külünk, Mahmut Yıldırım, Nurettin Güven, Muhsin Korman.

Sanıklar, "cürüm işlemek için oluşturulan silahlı teşekkülün faaliyeti kapsamında insan öldürmek" suçundan Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanıyordu.

Öne Çıkanlar