'Ankara kulislerinde Erdoğan sonrası konuşuluyor'
Erdoğanla ilgili iki çarpıcı iddia ortaya atıldı. Birincisi Erdoğan sonrasının AKP'de konuşulduğu, ikincisi de Erdoğan'ın ABD'ye giderken tutuklanmaktan korktuğu
GÜNCEL- Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan hakkındaki iddiaların ardı arkası kesilmiyor. Yeniçağ gazetesi köşe yazarı ve Ankara temsilcisi Ahmet Takan, Erdoğanla ilgili iki çarpıcı iddia ortaya attı.
İlkine göre, Erdoğan ABD'ye gitmeden önce diplomatik dokunulmazlığının garanti altına alınması için bir çalışma yaptırdı. Gelen kapsamlı bilgilendirmede, büyükelçilikler ve yerleşkelerinin kesin bir diplomatik dokunulmazlığa sahip olduğu belirtildi. Böylece Erdoğan, tıpkı Reza Zarrab ve diğer Türk yetkililer gibi ABD'de tutuklanma korkusundann kurtulmuş oldu.
İkinci iddia ise, Ankara kulislerinde Erdoğan sonrasının çoktan konuşulmaya başlandığı. Bunun için de yine bilindik bir isim zikrediliyor: Abdullah Gül. Son günlerde Gül'ün İstanbul'daki ofisinin AKP'li bazı siyasetçilerin yeni "Kabe"si olduğu iddiaları ortaya atılıyor.
Takan'ın yazısının ilgili bölümleri şöyle:
Başkentte iktidarın derin kulislerinde şu günlerde birinci gündem maddesi; "Tayyip Erdoğan sonrası.." Ancak bana az bir şey müsaade edin. Gazetecilik mesleğinin ilkelerine sadık kalarak yine genele göre ana gündem maddelerini izleyerek devam edeyim;
Kabin ekibi gazeteciler, New York dönüş yolunda kendilerine dikte ettirilenlere sadık kalarak, "dünya lideri"nin BM Genel Kurul toplantılarında ne kadar mühim işler yaptığını, Trump ile görüşmesini de kronometreyi en az 5'e katlayan içerikle yurdum insanına aktaracaklardır. Herhalde Zarrab dosyasına da değineceklerdir!.. İşte tam bu noktada, Ankara ikametgahlı gazeteci olarak ABD seyahati öncesine dönmek ve çok önemli bir kulis haberini aktarmak istiyorum. Pek de iyi hatırlayacağınız üzere, bu kritik seyahat öncesinde Zarrab dosyasına, eski Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, eski Halkbank Genel Müdürü ve bir yardımcısı eklenip haklarında da tutuklama kararı çıkınca sarayın çarşı pazarı karışmıştı. Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı korumalarının hakkında yakalama kararı veren ABD'nin Başkanı Trump'dan seyahat öncesi randevu koparan R. Erdoğan'ın uçağa binene kadar gidip gitmeyeceği soru işareti olmuş ve tartışılmıştı. Saraydaki kaynaklardan öğrendiğime göre, Erdoğan işi garantiye almış!.. Nasıl?.. Seyahat planlamaları yapılırken, saraydaki hukuk danışmanlarından ve bazı uluslararası hukukçulardan "diplomatik dokunulmazlık" konusunda esaslı bir rapor istemiş. Sonuca gelelim. Sarayın hukukçuları (mealen) şöyle demiş;
"New York'ta yapılacak BM Genel Kurul toplantıları diplomatik dokunulmazlık kapsamındadır. Diplomatik dokunulmazlığın güvencesi de Birleşmiş Milletler'dir. Bir ülkedeki yabancı Büyükelçiliklerin ve yerleşkelerinin diplomatik dokunulmazlık kapsamında olduğu gibi..."
Arif'e tarif etmeye gerek yok!.. Geçelim, heyecanla beklediğiniz ve iktidar kulislerinde konuşulan "Tayyip Erdoğan sonrası" ile ilgili havadislere... Abdullah Gül hareketliliği yeniden alevlendi. Zarrab dosyasının kalın ayrıntıları tesadüf mü oldu?.. Bilemem. Abdullah Gül'ün son zamanlarda İngiltere ağırlıklı dış gezileri ile beraber İstanbul'daki ofis ve evinin ziyaretçilerle dolup taştığı konuşuluyor. İstişareci ziyaretçiler arasında AKP'nin eski/yeni deve dişi gibi isimleri sıralanıyor. Aralarında bir de AKP Genel Başkan Yardımcısı ismi zikrediliyor. "Hazırlanıyor. Gör bak Abdullah Gül bu sefer çok ciddi bir çıkış yapacak" diye iddiaları var. Gül'ün sosyal medya üzerinden verdiği mesajlara bel bağlamışlar. Gül'ün, Erdoğan "TEOG kaldırılsın" talimatı verdikten sonra, "gündemde olan sınav sistemi değişikliğinin çok boyutlu bir çalışma ile yapılmasını ve özellikle fırsat eşitliği ilkesini korumasını umuyorum" şeklindeki twitter mesajından çok büyük manalar çıkarıyorlar:)) Abdullah Gül'ün kamuoyuna açık mesajlarının daha da sertleşeceğini ileri sürüyorlar. Gül'cülerin ihtiyatlı olanları(!) ise bayrak değişiminin Barzani referandumu sonrasında olabileceğine yönelik umut besliyorlar... Tarafsız gözlemciler ise, Şaban Dişli'nin Cumhurbaşkanı Başdanışmanı, Prof. Dr. Ali Erbaş'ın Diyanet İşleri Başkanı olmasının ardından bu kulisleri tazelenen nikâhın üst yapı çalışmaları olarak değerlendiriyor.
Yazının tamamını buradan okuyabilirsiniz: