Ankara Mimarlar Odası 'yakın markajda': Emekliliğine 35 gün kala savunması alınmadan ihraç edildi

Milli Eğitim Bakanlığı’nda mimar kadrosunda çalışan Mimarlar Odası Ankara Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Muteber Osmanpaşaoğlu, emekliliğine 35 gün kala, savunması alınmadan devlet memurluğundan ihraç edildi. Mimarlar tepkili: Kabul etmiyoruz.

Ankara Mimarlar Odası 'yakın markajda': Emekliliğine 35 gün kala savunması alınmadan ihraç edildi

ANKARA - Uzun süredir Ankara’da açtıkları davalar ve kent hakkını savunması nedeniyle iktidarın şimşeklerini üzerine çeken Ankara Mimarlar Odası’nda yeni bir ihraç daha yaşandı. Mimarlar Odası Ankara Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Muteber Osmanpaşaoğlu, emekliliğine 35 gün kala devlet memurluğundan savunması alınmadan ihraç edildi.

Daha önce Mimarlar Odası Ankara Şubesi Başkanı Tezcan Karakuş Candan ve Mimarlar Odası Ankara Şube Başkan Yardımcısı Ali Atakan’dan sonra bir yönetim kurulu üyesi daha devlet memuriyetinden ihraç edilmişti.

Ankara Mimarlar Odası, ihraçlara bir basın toplantısı ile tepki gösterdi. Çeşitli sivil toplum örgütleri, hukukçular ve gazeteciler katıldığı toplantıda konuşan Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan, “Mimarlar Odası’na baskı süreci için iktidar düğmeye bastı” dedi.

'BOYUN EĞMEYECEĞİZ, MÜCADELEMİZE DEVAM EDECEĞİZ'

Toplantıya katılan mimarlar, Milli Eğitim Bakanlığı’nda mimar kadrosunda çalışan Osmanpaşaoğlu'nun emekliliğine 35 gün kala ve raporlu olduğu bir dönemde savunması dahi alınmadan devlet memurluğundan hukuksuzca ihraç edilmesine şu tepkiyi gösterdi:

"Bu karar iktidarının hukuksuzluğunu savunamaz hale getirdiğimiz ve uluslararası ortamlarda AİHM’de yargılattığımız Atatürk Orman Çiftliği ve Kaçak Saray mücadelesinin sonucudur. Hukuksuz yapıyı teşhir ettiğimiz için hedef alındık. Sermayenin yüksek yoğunluklu yapılaşmalarına ve rant düzenine karşı, kamu kaynaklarını koruduğumuz için hedef alındık. Hukuksuzluk yanlarına kar kalmayacak. Biz Kurtuluş savaşında aç kaldığında çarıklarını yiyen askerlerin torunlarıyız. Bizi açlıkla ve baskıyla ıslah edeceklerini düşünüyorlarsa yanılıyorlar. Toplumsal muhalefeti anayasal haklarını kullanmaya davet ediyoruz. Boyun eğmeyeceğiz, mücadelemize devam edeceğiz."

Toplantıya Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Candan'ın yanı sıra Mimarlar Odası Başkan Yardımcısı Bülent Batuman, Mimarlar Odası Ankara Ankara Şube Başkan Yardımcısı Ali Atakan, devlet memurluğundan ihraç edilen Muteber Osmanpaşaoğlu’nun kızı Duygu Aslan, Mimarlar Odası Ankara Şube Sekreteri Nihal Evirgen, Eğitim Sen 2 Nolu Şube Başkanı Hüseyin Köklü, 29 Ekim Kadınları Derneği Başkanı Şenal Sarıhan ve dernek temsilcileri ve vatandaşlar katıldı.

CANDAN: MİMARLAR ODASINA BASKI İÇİN İKTİDAR DÜĞMEYE BASTI

Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Candan, konuşmasında şunları söyledi.

“Mimarlar Odası Ankara Şubesi, kurulduğu günden bu yana kent mücadelesinde kararlı bir duruş içinde, özellikle AKP iktidarının uyguladığı sermaye odaklı politikalara ve Cumhuriyet değerlerinin yok edilmesine karşı mücadeleye yürütmeye devam ediyor. Özellikle AOÇ ve Kaçak Saray mücadelesi iktidarının hukuksuzluğunu savunamaz hale getirdiğimiz, uluslararası ortamlarda AİHM’de yargılattığımız ve savunma verdiğimiz bir mücadele alanıdır.

Mimarlar Odası Ankara Şubesi’ne ve şube yöneticilerine ilişkin ciddi bir baskı süreci için iktidar düğmeye basmıştır. Buna yetkilerin sınırlandırılması ve verilen mücadelede öne çıkmış yönetim kurulunu ve ekibini cezalandırma yaklaşım içinden olmasından görüyoruz. İktidar, bu amaçla daha önce Atakan’ın İller Bankası’nda çalışan Mimarlar Odası Ankara Şube Başkan yardımcısı Ali Atakan’ı devlet memurluğundan ihraç etti. İhraç sürecinin üstünden 1 yıl 9 ay zaman geçti, hala mahkeme sonuçlanmadı. Hemen arkasından ben devlet memurluğundan ihraç edildim.

'BU İHRAÇ KARARINI KABUL ETMİYORUZ'

Candan, kendi ihraç sürecinde TOGO ikiz kulelerindeki haksız ve hukuksuz bir kazanç olan imar planları için açtıkları iptali davasının etkili olduğunu hatırlatarak kendisinin ihraç edilmesi için Sinan Aygün’ün şikayetçi olduğunu İçişleri Bakanlığı kararıyla ihraç edildiğini ifade ederek sözlerini şöyle sürdürdü:

“Muteber Osmanpaşaoğlu’nun Milli Eğitim Bakanlığı’nda 43 yıllık meslek yaşantısı var, Ankara’nın başkent olduğu 13 Ekim doğumlu ve 35 gün sonra yaş haddinden emekli olacaktı. Fakat dün yapılan Yüksek Disiplin Kurulu’nda devlet memurluğundan ihracına karar verildi. Muteber Hanım, yargı süreçleri devam ederken, yargı kararları kesinleşmemişken gazetecilere her yıl verdiğimiz basın ödülü nedeniyle devlet memurluğundan ihraç edildi.

Haksız, hukuksuz olan ve masumiyet karinesinin ihlal edildiği, bu ihraç kararını kabul etmiyoruz. Savunma hakkının elinden alındığı bir süreçte Muteber Hanım raporluyken ihraç edildi. Bir devlet memuru raporluyken kendisini savunamaz. Savunma hakkı elinden alındı, avukatlarıyla bağlantı kurulması gerekirken, avukatlarıyla da bağlantı kurulmadan, savunma hakkı da elinden alındı Bunu kabul etmiyoruz, yargıya taşıyacağız. Kararlı mücadelemize devam edeceğiz. Bu iktidar adı gibi saygın ve kamuyu savunan muteber memurlar istemiyor."

‘KAMU YARARINI KORUDUĞUMUZ İÇİN HEDEF ALINDIK’

Kamu yararını gözeterek çalışan memurlar olduklarını aktaran Candan, bu süreçte basına dönük baskılar ve verdikleri basın ödülleri nedeniyle son ihraçların yaşandığına dikkat çekerek sözlerini şöyle tamamladı:

"Mücadelemizi haberleştiren gazetecilere her yıl Koruma Alanında Emre Madran basın ödülü veriyoruz. Hem gazeteciler suçlanıyor hem de gazetecilerle dayanışma içinde olanlara baskı var. AOÇ ve Kaçak Saray mücadelesi nedeniyle hala uluslararası ortamda kendisini savunamayan hukuksuz yapıyı teşhir ettiğimiz için hedef alındık. Sermayenin yüksek yoğunluk yapılaşmalarına ve rant düzenine karşı kamu kaynaklarını koruduğumuz için hedef alındık. Yöneticilerimizin büyük bir kısmı devlet geleneğinden geliyor, kamu kararını ve kamu kavramını biliyoruz. Yöneticilerimizin çoğu devlet memurudur. Bizde kamu malını koruma yaklaşımı var. Başkentin mimarlar odası kamucu bir bakış açısıyla mücadele ediyor. Kamu yararını koruduğumuz için hedef alındık. Bizim ekstra bir şey yapmamıza gerek yok, bir ses çıkarıyorsanız hedef haline geliyorsunuz, çok öne çıkmış değiliz. Toplumsal muhalefetin düşük profilli mücadelesi bizi çok öne çıkartıyor. Biz sadece görevimizi yapıyoruz oturduğumuz koltuğun hakkını veriyoruz." (Artı Gerçek)