Antalya ve Samsun'da Suruç anması: Bu kanın sorumlusu hükümettir

Antalya ve Samsun'da Suruç katliamının 6'ıncı yıldönümü dolayısıyla basın açıklaması düzenlendi.

Antalya Emek ve Demokrasi Güçleri, 20 Temmuz 2015'te Urfa'nın Suruç ilçesinde Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu'nun (SGDF) çağrısıyla Kobane'ye insani yardım götürmek için bir araya gelenlere dönük IŞİD'in düzenlendiği canlı bomba saldırısında yaşamını yitirenleri anmak ve katliamı protesto etmek için bir araya geldi.

'KATLİAM DEVLETİN BİLGİSİ DAHİLİNDE İŞLENDİ'

Attalos Heykeli önünde yapılan açıklamada söz alan HDP Kadın Meclisi üyesi Selma Yavuz, katliamın üzerinden 6 yıl geçmesine rağmen yargılamanın ilerlemediğini vurguladı. Yavuz, "Bu ülkede özgürlük ve eşitlik mücadelesinden, halklarımızın bir arada yaşama iradesinden korkanlar; iktidarlarının her sallandığında yeni bir katliamla bu ülkede direnenlere, ezilenlere, mücadele edenlere, yeni bir yaşamın mümkün olduğunu anlatanlara saldırmaktan, katletmekten geri durmadı. Suruç katliamı ve 33 düş yolcusunun katledilmesi de bunlardan biridir. Bu katliam, bundan öncekiler gibi devletin bilgisi dahilinde işlenmiştir ve katiller aynı devlet aklı ile korunmaktadır. Bu yüzden Suruç katliamının 6. Yılında Suruç için adalet herkes için adalet diyoruz" diye konuştu.

BÜLBÜL: BU KANIN SORUMLUSU HÜKÜMETTİR

HDP Antalya Milletvekili Kemal Bülbül de Suruç katliamının gençliğe, sosyalistlere ve insanlığa karşı işlenmiş bir suç olduğunu ifade ederek, "Bu suçun faili Suruç Kaymakamı ve yargıda olup da yargısal faaliyetleri yapmayanlardır. Bu gün iktidarda olan ve aslında fiilen demokratik, insani ve ahlaki olarak 7 Haziran’da iktidarı biten AKP, Suruç katliamını, Gar Katliamını yapılıp Türkiye kan deryasına çevirdi. Türkiye’de meydanlar kanlıdır dedik. Bu kanın sorumlusu hükümettir" dedi.

SAMSUN'DA ANMA

Samsun Emek ve Demokrasi Güçleri de Suruç'ya yaşamını yitirenleri anmak için Süleymaniye Geçidi'nde bir araya gelerek basın açıklaması gerçekleştirdi. Kitle adına açıklamayı İrem Gülçiçek okudu.

Gülçiçek, 6 yıl önce Kobane'nin savaşta ağır yaralar almasına rağmen halkların ortak direnişiyle birlikte IŞİD çetelerine karşı zafer kazanıldığını hatırlattı. Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu'nun (SGDF), Kobane ile dayanışma ve yaşamı yeniden inşa etme çağrısı yaptığını anımsatan Gülçiçek, "Kobane’nin yaralarının dayanışma ile sarılmasından korkanlar, işbirlikçi IŞİD aracılığı ile 20 Temmuz 2015’de Urfa’nın Suruç ilçesinde Amara Kültür Merkezi’nde 33 düş yolcusunu bir canlı bombayla aramızdan aldı" dedi.

DURUŞMALARDA AİLELERİN VE AVUKATLARIN TALEPLERİ YERİNE GETİRİLMEDİ

Katliamdan sonra açılan davada, kısmi adımların dışında, elle tutulur bir gelişme olmadığına dikkat çeken Gülçiçek, avukatların ve ailelerin duruşmalarda dile getirdikleri taleplerin ise yerine getirilmediğini söyledi. Gülçiçek, "Dosyada olan eksiklikler aradan 6 yıl geçmesine rağmen tamamlanmadı. Açılan idari davada katledilen arkadaşlarımız ve yaralılar suçlanmaya çalışılıyor. Antep bölge idare mahkemesinin verdiği karara göre Suruç’ta katledilenler oraya gittikleri için yüzde 50 suçlu yani diğer bir deyişle, savaştan çıkan bir halka yardım eli uzatanların katliamdaki suçu, canilikleri dünya çapına yayılan, insanların kafalarını kesen, Şengal halkına insanlığa sığmayacak işkenceleri yapan eli kanlı örgütle aynı oranda. 33 düş yolcusunu katillerle bir göremezsiniz. Bu durum katliamı meşrulaştırmaktan başka bir anlam taşımamaktadır" diye belirtti.

Her yıl olduğu gibi hukuksuzluk içerisinde adalet arayışlarını sokakta dayanışmayla sürdürmeye devam edeceklerine vurgu yapan Gülçiçek, adalet çığlıklarını Roboski Katliamı, Cumartesi Aileleri, Şenyaşar ailesi, Rabia Naz, Deniz Poyrazı ve daha nice adalet bekleyenlerin çığlığı ile birleştirdiklerini belirti. (MA)