Antep'te 58 HDP ve DBP'linin cezaları onandı: 'Amaç Kürt siyasetini tasfiye etmek'
Sinan ŞAHİN
ANTEP - Antep'te 2019 ve 2020 yıllarında yapılan iki ayrı operasyonda 88 kişi gözaltına alındı. Halkların Demokratik Partisi (HDP) ve Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) yöneticilerinin de aralarında bulunduğu 54 kişi tutuklandı ve 5 bin sayfalık iddianame hazırlandı. Antep 2. Ağır Ceza Mahkemesi, 6 Ocak 2022'de 58 kişiye 'silahlı örgüt üyesi olmak' suçlamasıyla çeşitli hapis cezaları verdi. 30 kişi ise beraat etti. Avukatlar dosyayı İstinaf Mahkemesine taşıdı. İstinaf Mahkemesi, 27 Mayıs 2024'te 55 kişiye verilen hapis cezalarını onadı. İki kişi hakkında verilen beraat kararı da bozuldu.
CENAZE, TOPLANTI VE BASIN AÇIKLAMALARI SUÇ SAYILDI
İstinaf Mahkemesi, 671 sayfalık gerekçeli kararında toplantılara, cenazelere, basın açıklamalarına katılmayı, tutuklulara para yatırmayı, çeşitli sivil toplum örgütlerine üye olmayı ve faaliyetlerde bulunmayı suç saydı.
'YASAL SİYASİ FAALİYETLER KRİMİNALİZE EDİLİYOR'
Artı Gerçek'e konuşan davanın avukatlarından İHD Antep Şube Eşbaşkanı Bahri Oğuz, "Bu karar, bir partinin yasal bütün faaliyetlerini kriminalize etmektir. HDP ve BDP ile temas kuran herkes örgüt üyesi kabul edilmiş. Partinin maaşlı çalışanından il eşbaşkanına kadar herkes örgüt üyeliği suçundan cezalandırılmıştır. Suçlamalara dayanak olarak ileri sürülen deliller ise partinin sadece siyasal faaliyetleri değil ,rutin kültürel, sosyal faaliyetleri. Partiye temas eden herkes cezalandırıldı" diye konuştu.
'TAM BİR HUKUK FACİASI'
Davada yargılananları cenazelere hatta Nevroz kutlamalarına katılmalarının bile suçlama konusu yapıldığına dikkat çeken Oğuz, şöyle devam etti:
"Yasalara uygun kurulan bir siyasi partinin örgüt talimatı çerçevesinde hareket ettiği iddiasının iddianamede yer alması tam bir hukuk faciasıdır. Avukatların yargılama boyunca bu iddianame çerçevesinde yargılama yapılamayacağına ilişkin itirazları mahkemece kabul edilmedi. Yerel mahkeme, siyasi parti ve insan hakları faaliyetleri kapsamında kalan, hukukla bağdaşmayan akıl ve mantık dışı suçlamaları örgüt üyeliğinin delili kabul ederek hukuksuzluğu tescillemiştir."
'YARGI SOPA OLARAK KULLANILIYOR'
Karara itiraz edeceklerini belirten Oğuz, "Bu dosyanın bir şehirde Kürt siyaseti etkinliğinin tümden bitirmeye yönelik bir dava olduğu açıktır. Biz yargının siyasi bir sopa olarak kullanılmasını, araçsallaştırılmasını kabul etmediğimizi her zaman ifade ettik. Bu dosya özelinde de itirazlarımızı dosyayı temyize göndereceğiz. Beklentimiz bu yanlıştan derhal dönülmesidir" dedi.
'KİŞİLER SEÇİLMİŞ, PEŞİN PEŞİN CEZA VERİLMİŞ'
Davanın avukatlarından Dilan Coşkun da verilen kararla legal siyasetin cezalandırıldığını vurguladı. Coşkun, "Bu dosyanın PKK dosyası olmadığı, bir HDP dosyası olduğu teknik verilerden de ortaya çıkıyor. İddianamede 2 bin 975 defa PKK / KCK denilmiş, 6 bin 765 defa HDP denilmiş. Şahısların eylemi HDP ile ilişkilendirilmiş ve bu illegal bulunmuş. İddianamelerde somut delillerle, somut verilerle suç istinadı birleştirilerek kurulurken, bu iddianamede 628 defa 'değerlendirilmiştir' ibaresini görüyoruz. Burada, ceza hukukundaki 'delilden sanığa gidilir' ilkesinin aksine sanıktan delile gidilmiş. Kişiler seçilmiş, peşin ceza verilmiş. Kişilerle ilgili bir delil arayışına gidilmiş" diye konuştu.
'AMAÇ KÜRT SİYASETİNİ ANTEP'TEN TASFİYE ETMEK'
Dava ve cezalarla Kürt siyasetinin Antep'ten tasfiye edilmek istendiğini dikkat çeken Coşkun, şöyle dedi:
"Son dönemde Türkiye siyasi tarihi açısından Antep önemli bir il. IŞİD yapılanmasının merkez alındığı, 10 Ekim, Suruç, Diyarbakır Katliamlarının, Beybahçe Katliamının faillerinin hepsinin Antep üzerinden şekillendiğini görüyoruz. Burası aslında devlet için de politik bir kent. Amaç burada Kürt siyasetini tasfiye etmek. Çünkü iddianamede yer alan herkes Kürt legal siyasetinde yer alan kişiler. Bunun HDP kapsamında bir siyasi operasyon olduğunu değerlendirebiliriz."