Atık kâğıt işçileri: Önce açlık noktasına getirildik, şimdi de evlerimizden atılmak isteniyoruz
Tam kapanma kararının ardından maddi destek alamayan atık kâğıt işçileri çöpten topladıkları ekmekler ile hayatta kalmaya çalışıyor.
Seda TAŞKIN
ARTI GERÇEK- Günlük Coronavirus (Covid-19) vaka ve can kaybı sayılarının tırmanışa geçmesinin ardından, 29 Nisan akşamından 17 Mayıs sabahına kadar 'tam kapanma' kararı alındı. Kapanmanın ardından maddi destek alamayan halk ise hayatta kalma mücadelesi veriyor. Ankara’da Dikmen Köyü’nde yaşayan atık kâğıt işçileri bu süreçte marketlerden topladığı çürümüş sebze ve ekmekle karınlarını doyuruyor. Diğer yandan Ankara’nın merkezinde kalmış, gün geçtikçe yok olmaktan kendisini kurtaramamış bir yer olan Dikmen Köyü yeniden yıkım süreci ile karşı kaşıya. Dikmen Köyü sakinlerine kentsel dönüşüm kapsamında evlerini boşaltmaları için süre verilirken, Haziran ayında evlerini boşaltması istenen vatandaşlar ise gidecek yerlerinin olmadığını söylüyor.
‘BİZ AÇIZ AÇ!’
Uzun yıllardır geçimini atık kâğıtçılık yaparak sürdüren Ayten Solmaz, pandemi sürecindeki kısıtlamadan kaynaklı bir süredir mesleğini yapamıyor. Duyma engelli olan Solmaz’ın eşinin geçirdiği rahatsızlıktan kaynaklı eve maddi desteği kendisi sağlıyor. Tam kapanma süreci ile birlikte işini yapamadığını söyleyen Solmaz, "Çocuklarımızın haline bakın. Bir yerden gelirimiz yok. Salgın yüzünden kısıtlamalar geldi ve biz açız aç" diyerek devletin maddi destekte bulunmamasına tepki gösteriyor.
‘ÇÖPLERDE ASILI OLAN EKMEKLERLE GEÇİNİYORUZ’
Yaşadıkları yoksulluk yetmez gibi evlerinden de edilmek istendiğini söyleyen Solmaz, "Bu zorluk içinde başımızı soktuğumuz bir evimiz var ama onu da yıkmak istiyorlar. Eğer burası yıkılırsa biz nereye gideceğiz. Eve katkı sağlayan bir oğlum vardı ama o da çalışamıyor. Biz Müslümanız, bizde yalan olmaz. Çöpler asılı olan ekmeklerle geçiniyoruz. Bayat ekmek ve yiyeceklerle hayatta kalmaya çalışıyoruz. Türkiye’de çok yanlış var, lütfen bu yanlışı düzeltsinler. Kendi fakirine iyi niyetli davranmalarını istiyoruz. Çoluk çocuk perişan, gençlerimiz işsiz, ne yapacağımızı bilmiyoruz. Bize yardım etsinler. Biz insan öldürmüyoruz, gasp etmiyoruz kimseyi, kötü bir şey yapmıyoruz. Anlımızın teriyle kâğıt topluyoruz. Anlımızın teriyle ekmeğimizin peşindeyiz ama ona da devlet engel oluyor. Niçin? Buraları da yıkarlarsa bu yoksulluk içinde nereye gideceğiz. Bize el uzatmıyorlar, iş vermiyorlar ne yapacağız?" diye soruyor.
‘ORUCUMUZU BAYAT EKMEĞİ ISLATARAK AÇTIK’
Atık kâğıt işçisi Emine Kaya ise ‘tam kapanma’ süreciyle birlikte çok büyük sıkıntılar çektiklerini anlatıyor. ‘Orucumuzu bayat ekmeği ıslatarak açtık’ diyen Kaya, diğer yandan yasaklardan kaynaklı markete gitme konusunda da sıkıntı çektiklerini dile getiriyor. Marketlerin kapılarına koyulan ezilmiş ve çürük sebzeleri topladıklarını aktaran Kaya sözlerine şöyle devam ediyor:
"Ne yapalım eğer yoksa, biz ne yiyelim? İftarımızı çay ve ekmekle açıyoruz. Devlet yardım kolisi getirirse onu yiyeceğiz. Onun için burada sokakta oturuyoruz. Bu süreçte atık kâğıt işi de yapamıyoruz. Polisler gördüğü zaman geri çeviriyor. Peki biz çalışamazsak ve evde de yiyecek yoksa ne yapacağız? 7 kişiyi doyurmak zorundayım. Yardım talebinde de bulundum ancak ret geldi. Devlet patates soğan yardımında bulundu ama yağ olmazsa ne yapalım biz patatesi soğanı! Ekmek bulduğumuz zaman yiyeceğiz bulmadığımız zaman da yatacağız. Somun ekmek yiyoruz. Başka bir şey de yok."
‘İŞE ÇIKMAZSAM KİM BANA PARA VERECEK?’