Ayşe Ateş'ten mahkeme kararına tepki: Bu olayı 'FETÖ yaptı' diyerek kapatmak istiyorlar
Artı Gerçek - Eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş’in öldürülmesine ilişkin açılan davanın ilk duruşmasında mahkeme, 10 sanığın tahliyesine karar verdi, dava 19 Temmuz'a ertelendi. Kararın ardından açıklama yapan Sinan Ateş'in eşi Ayşe Ateş mahkemeye tepki gösterdi.
Ateş'in mahkeme sonrası yaptığı açıklama şöyle:
"Öncelikle sizlerden şu anda burada dudağımdan dökülecek her sözün kanayan bütün vicdanlar için adalet dilenen birer yoksulluk olarak kayda geçmesini talep ediyorum. Dost dediklerimizden gördüğümüz onca vefasızlıktan ve alçaklıktan, Düşman bildiklerimizin gösterdiği bunca merhametten ve şefkatten sonra Hayatta tutunduğum tek dalın iyilik olduğunun, insanları iyiler ve kötüler olarak ayırdığımın altını da bir kez daha çizmek istiyorum.
'EKSİK İDDİANAMEYLE YAPILAN YARIM MAHKEME'
Sincan yerleşkesinde beş gün boyunca sanıkların ve müdafilerin siyasi bir cinayeti alacak verecek davasına indirgeme çabalarına sahne olan, basın yayın ve sosyal medya destekli kumpas tiyatrosu bugün sonlandı. Malumunuz olduğu üzere kapsadığı şüpheliler, şüpheliler arasındaki bağlantılar ve ihtiva ettiği deliller bakımından bütünüyle ilişkili olmasına karşın birbirinden ayrılan iki ayrı dosya var.
Bu yüzden biz Sincan’daki bu yargılamaya eksik iddianameyle yapılan yarım mahkeme diyoruz.
Olumlu olsun ya da olmasın alınan her kararı da hukuki olarak eksik bulduğumuzu aziz milletimize beyan ediyoruz.
Bunun sebeplerini sıralamam gerekirse;Bildiğiniz üzere bir emniyet mensubu tarafından Tolgahan Demirbaş’ın Olcay Kılavuz’un evinde gözaltına alınmış olmasına rağmen tutanakların değiştirildiğine dair bir suç duyurusu yapıldığı basına yansıdı. Diğer taraftan, önceki dönemde dosyaya bakan savcılar hakkında FETÖCÜ oldukları gerekçesiyle HSK’ya suç duyurusunda bulunuldu. Bu suç duyurusunun en önemli dayanağı da torbacıların, kiralık katillerin beyanlarıydı.
Düne kadar eksik iddianameyi beğenip bize nispet yapanlar ise bugün beğenmez oldu. İddianamenin, hakkında suç duyurusunda bulunulan savcıların soruşturma süreci boyunca ortaya koyduğu tablo üzerinden hazırlandığının bilinmesine rağmen, Meclis kürsüsünden yapılan “İddianame bir an önce kabul edilmeli, yargılama başlamalı!” çağrısı akla gelen yeni bir senaryoyla bir anda unutuldu.
Hatırlayınız:
Çok değil, birkaç hafta önce sosyal medyada Burak Bekiroğlu isimli bir şahıs, yapmış olduğu paylaşımda beni etiketleyerek “Eğer bir daha konuşursan seni FETÖ’ye öyle bir monte ederim ki 100 avukat tutsan kurtulamazsın. Seni Pensilvanya’ya gömerim.” şeklinde tehditlerde bulunmuş, bu cinayeti de firari FETÖ İmamı olduğu bilinen Mustafa Özcan’ın azmettirdiği iddiasını ortaya atmıştı. Üstüne bir de zihnimi okuyarak “Bu gerçeği sen de biliyorsun.” demişti. Ben, tehditlerine ilişkin avukatlarım aracılığı ile kendisi hakkında suç duyurusunda bulundum. Kendisi ise bu cinayeti firari FETÖ İmamı Mustafa Özcan’ın azmettirdiğine dair bilgi ve belgeleri henüz savcılığa teslim etmedi.
Peki, sonra ne oldu?
Müdafiler bu cıvık iddiaları ısıtıp duruşma salonunda önümüze koydular. Bulgu ya da belge sunmadılar. Tıpkı Sinan’ı çocukluğu Selman’ın öldürdüğüne dair kiralık katil beyanını esas alarak konuşanlar, bu beyanlarla aklandığını iddia edenler gibi…
Müdafilerin duruşma boyunca yaptığı sorguların çerçevesi sosyal medyada belirli bir odak tarafından günler önce öne sürülen iddia ve ithamları kapsıyordu. Dün X hesabım üzerinden bununla ilgili belgeli bir paylaşım yaptım. Gerçekleri görmek isteyenler oraya bakabilirler.
'BU OLAYI 'FETÖ YAPTI' DİYEREK KAPATMAK İSTİYORLAR'
Ayrıca dün sabah yaptığım basın açıklamasında da duruşma esnasında maruz kaldığımız bu saldırıya dikkat çekmiştim. Hemen akabinde karanlık gücün satılık kalemleri “Ayşe Ateş, FETÖ İmamı’nı savundu” şeklinde tezvirat yapmaya başladı. Çünkü bu olayı “FETÖ yaptı” diyerek kapatmak istiyorlar. Tezgâhı açmışlar, mAksi beyanlarınızı “FETÖ’yü, FETÖCÜleri, FETÖ İmamı’nı savunmak” olarak pazarlıyorlar.
Aslında diyorlar ki biz ne diyorsak onu kabul edecek, çizdiğimiz çerçevenin dışına çıkmayacaksın.
Çıkarsan seni mahvederiz. Çıktım, çıkıyorum, çıkacağım! Çizdiğiniz çerçeveyi de paramparça edeceğim!
Müşahede ettiğimiz süreç bizi şu sonuca ulaştırdı:
Hem katledilmeden hemen önce resmî hesaplar üzerinden hem de katledildiği andan itibaren açılan sahte hesaplar aracılığıyla Sinan’la alakalı olarak yürütülen karalama kampanyalarının, FETÖCÜ iftiralarının merkezinde, kurgulanan ve içinde bulunduğumuz süreçte sergilenen bu tiyatro varmış.
“Biz bunu öldürdükten sonra savcı, emniyet mensubu; ana, bacı, eş demeden karşımıza kim çıkarsa FETÖCÜ ilan eder. Sinan da FETÖCÜ’ydü. Bu bizi hedef almak için gerçekleştirilmiş örgüt içi infaz, der ve elimizdeki gücü kullanarak da üzerini bu şekilde kapatırız.” şeklinde bir plan yapılmış.Bunu iddia etmiyorum. Bu senaryoyu karanlık gücün satılık kalemleri ve trol hesapları sosyal medyada ve basında her gün yazıp çiziyor. Bu organize kötülüğü sizler de müşahede ediyorsunuz.
Lafı daha da uzatıp hem sizlerin hem de bizlere kulak veren aziz milletimizin değerli vaktini çalmak istemiyorum.
Zaten görünen köy de kılavuz istemiyor.
Çünkü her gelişme bir kez daha kamuoyu önünde cereyan ediyor. "
AVUKATTAN AÇIKLAMA
Verilen ara karar sonrası açıklama yapan Ayşe Ateş’in avukatı Şeyda Şahin, “Ne yazık ki tek ve yegane soru sorma hakkımız; gerek sanık müdafileri gerekse sanık bakışları, gerekse de mahkeme başkanının müdahalesi ile engellenmiş ve bir daha soru sorma hakkımız olmayacak şekilde 10 kişinin tahliyesiyle sonuçlanmıştır” dedi.
Avukat Şahin şöyle konuştu: "Bu tahliye kararıyla birlikte bir kısım taleplerimiz reddedilmiştir. Kamuoyuna açıklamak isterim ki 2022 tarihinde gerçekleşen bu süikast girişimiyle başlayan ana soruşturma dosyasındaki bilgi ve belgeler, kısıtlılık kararı devam ettiği için ne yazık ki tarafımızca öğrenilememiştir. Bir kısım eksik belgelerle birlikte bugün burada bu duruşmayı yapmak zorunda bırakıldık. Haliyle biz 2022 dosyasının açılmasını, tek bir suçtan iki ayrı yargılama yapılamayacağını heyete ve sayın mahkeme başkanına iletmemize sağmen bu konudaki talebimize olumsuz yanıt verilmiştir. Bununla birlikte birçok talebimiz reddedilmiştir." (HABER MERKEZİ)