Beyoğlu Belediye Başkanı İnan Güney Artı Gerçek'e konuştu: 'Beyoğlu’nu çok kültürlü kimliğine yeniden kavuşturacağız'

Beyoğlu Belediye Başkanı İnan Güney Artı Gerçek'e konuştu: 'Beyoğlu’nu çok kültürlü kimliğine yeniden kavuşturacağız'
30 yıl sonra CHP’ye geçen Beyoğlu’nun Belediye Başkanı İnan Güney Artı Gerçek'e konuştu: Beyoğlu kimliğini, çok kültürlülüğünü, çok sesliliğini kaybetti. Beyoğlu’nu kimliğine yeniden kavuşturacağız.

Müzeyyen YÜCE


İSTANBUL - Tarihsel süreç içinde Türkiye’nin batılı yüzü olan Beyoğlu, kültür-sanat faaliyetlerine ev sahipliği yapan, çok kültürlülüğün merkezi oldu her daim. Eğlence merkezlerinden yükselen müzik sesleri, İstiklal caddesinin sembolü nostaljik travmayı ile sinema ve tiyatronun ruhunu aynı anda birleştiren bir kimlik oluşturdu bugüne kadar. Kent hafızasını sevinçler kadar büyük acıların da oluşturduğu İstiklal, özellikle Gezi Direnişi sonrası tamamen üretimden koparak ‘tüketim’ odaklı rant politikalarına terk edildi.

Önce müzik sesi azaldı, ardından zaten tek tük kalan sinema ve tiyatrolar peş peşe kapandı. Kitapçılar, sahaflar kepenk indirdi. İstiklal bir anlamda ‘uğrak olmak’ uğruna turistlerin ihtiyaçlarına ve beğenilerine göre şekillendirdi.

31 Mart’ta yapılan yerel seçimlerle birlikte ise Beyoğlu’nda 30 yıldır süren Refah Partisi ve AKP geleneği son bularak ilçe CHP yönetimine geçti. Seçimlerde yüzde 49.22 oy oranıyla CHP’nin adayı İnan Güney, AK Partili rakibi Haydar Ali Yıldız'a karşı başkan seçildi.

DOĞMA BÜYÜME BEYOĞLU'LU

Aslen Sivaslı olan Beyoğlu’nun yeni başkanı CHP’li Güney, doğma büyüme Beyoğlulu bir siyasetçi. Çocukluk, gençlik dönemleri İstiklal Caddesinin sokaklarında geçen Güney, siyasete de ilk olarak CHP’nin Beyoğlu Gençlik Kolları’nda başladı. O dönemlerde mahalle mahalle gezip duvarlarına afiş yapıştırdığı Beyoğlu’nda şimdi başkan sıfatıyla dolaşıyor Güney. Beyoğlu’nun zamanla kimliğini, çok kültürlülüğünü, çok sesliliğini kaybettiğini hatırlatan Güney, Beyoğlu’nda kültür ve sanatın eski günlerine döneceği sözünü veriyor.

İnan Güney ile Beyoğlu’nun eski zamanlarını, bugününü ve yarınını konuştuk.

‘MAHALLE MAHALLE GEZER AFİŞ ASARDIM’

-Beyoğlu’nun hayatınızda önemli bir yeri var. Doğup büyüdüğünüz yer olmasının dışında kişisel tarihinize ve kimlik oluşturma süreçlerinize de tanıklık etti. O dönemlerdeki Beyoğlu’nu nasıl hatırlıyorsunuz?

"Kişinin doğduğu yer de doyduğu yer de kimliğini belirliyor. Benim bütün yaşamım Beyoğlu olunca, haliyle çok daha belirgin izlerini taşıyorum. Şöyle anlatayım, 46 yıl önce henüz Örnektepe şehirleşmemişken, orada doğdum. Yolun olmadığı, “Kurt iniyor” dedikleri dönemleri hatırlıyorum. Örnektepe zamanla şehrin bir parçası oldu, şimdi ise en merkezi yerlerinden biri haline geldi. Yokluğu da varlığı da gördüğümüz dönemlerdi."

"Kabataş Erkek Lisesi’ne girmemle kenti daha fazla tanımaya, yaşamaya başladım. İstiklal Caddesi’nden keyifle yürüyerek okula gittiğim zamanları hatırlarım. Delikanlılık çağlarımda ise Beyoğlu’nu keşfetmeye, arkadaşlarımla buluşmaya, sinemaya, tiyatroya gitmeye başladım. CHP Gençlik Kolları’na da Beyoğlu’nda girdim. Mahalle mahalle gezer, afiş asardım. Yani Beyoğlu’nun her yüzünü, her yerini iyi bilirim. Beyoğlu çok kozmopolit bir yerdir, herkesi kucaklar. Her sınıftan, milletten insan vardır. Dünyanın en renkli kentlerinden biridir. Kimliğimin de bu bileşenleri taşıyarak geliştiğini düşünüyorum. "

‘BEYOĞLU KİMLİĞİNİ, ÇOK KÜLTÜRLÜLÜĞÜNÜ, ÇOK SESLİLİĞİNİ KAYBETTİ’

-Geçmişten günümüze Beyoğlu özellikle AKP iktidarında ne yönde değişim gösterdi. Neler eksildi? Nerede o eski Beyoğlu, İstiklal diyor musunuz?

"Vatandaştan en çok duyduğum serzeniş bu oluyor. Evet, ben de diyorum. Çünkü Beyoğlu’nda çok şey değişti. Beyoğlu kimliğini, çok kültürlülüğünü, çok sesliliğini kaybetti. Herkesin beslendiği kültür sanat damarları tıkandı. Beyoğlu ile anılan mekanlar Beyoğlu’nu terk etti. AK Parti iktidarıyla halktan çok rant düşünüldü. Sonuçlarını ise hep birlikte görüyoruz."

-Birkaç röportajınızda “İstiklal Caddesi hak ettiği değeri kazanacak" diyorsunuz. Bunu nasıl yapacaksınız? Nereden başladınız?

"İstiklal Caddesi’nde geçtiğimiz günlerde İBB Başkanı Sayın Ekrem İmamoğlu ve kurmayları ile inceleme yaptık. Bir yanda Beyoğlu’nun kimliksizleştirilmesine karşı geliştirdiğimiz projeler, bir yanda da yapısal sorunlar var. İBB yetkilileri ve Beyoğlu Belediyesi yetkilileri ile toplantı yaptık. İş birliği içinde adım adım çözeceğiz bütün sorunları."

‘ÇAĞA AYAK UYDURMAMIZ GEREKİYOR’

-İstanbul’da Taksim ve İstiklal Caddesi’nin simgelerinden nostaljik tramvayın yerine elektrik enerjisi ile çalışan bataryalı tramvay geldi. Bu adımın ‘Beyoğlu’nun nostaljik yapısını bozduğu’ eleştirileri de yapıldı. Sorunların çözümünde hâkim bakış açısı mevcuttu korumak üzerine mi? Yoksa yenilemek üzerine mi?

"Çağa ayak uydurmamız gerekiyor. Sembolik ama önemli bir değişimdir bu. Öncelikle Beyoğlu’nun mevcut tarihi kimliğine saygılı bir tasarım. Ancak öte yandan bataryalı sistemi ile hem havadaki elektrik kablolarının yarattığı görüntü kirliliğinden kurtuluyor hem de çevreci bir ulaşım sistemine geçiyoruz. Bu değişimin ilk adımı, bundan sonra da benzer adımlar gelecek. İstiklal Caddesi’ndeki en büyük şikayetler görüntü kirliliği, tabela karmaşası ve çöp kutusu olmaması nedeniyle yere atılan çöpler… Bu sorunları da tramvay örneğinde olduğu gibi akılcı biçimde çözeceğiz."

‘BUGÜN OYUN İZLEMEK İSTEYEN BEŞİKTAŞ’A KADIKÖY’E GİDİYOR’

-Sanatsal ve kültürel olarak nasıl bir değişim gösterecek Beyoğlu?

"Beyoğlu’nu kimliğine yeniden kavuşturmak en önemli hedeflerimizden. Biliyorsunuz birçok tiyatro sahnesi Beyoğlu’nu terk etti. Bugün oyun izlemek isteyen Beşiktaş’a Kadıköy’e gidiyor. Özel sinema salonu ise bir tane kaldı. Sahaflar birbiri ardına kapanıyor. Zincir kitapçılar dışında ayakta kalabilen yok. Sanatçılar özellikle genç sanatçılar üretim yapacak, eserlerini sergileyecek yer bulamamaktan şikayetçi. Biz öncelikle her disiplinden sanat dalının yer aldığı Beyoğlu Kültür Platformu’nu kuracağız. Beyoğlu’nda neler yapılması gerektiğine ortak akılla karar vereceğiz. Yani Beyoğlu’nu katılımcı bir süreç bekliyor."

‘BEYOĞLU’NUN İSTİKLAL CADDESİ’NDEN İBARET OLMADIĞINI BİLİYORUZ’

-Beyoğlu iktidarın, siyaseti ve kültürü mekansal politikalar üzerinden dizayn ettiği pilot bir alan oldu daima. Beyoğlu’nun orta sınıflara hitap eden turistik merkezi ve dönüşüm projeleriyle sınanan yoksul çeperi arasında giderek açılan sosyal, sınıfsal ve mekansal talepler arasında da yarıklar oluştu bu süreçte. Bu yarık nasıl kapanacak?

"Bu yarığın kapanması zor ama imkânsız değil. Farkındalığı artırmak, sosyal politikaları öncelemek lazım. Siz gidip rant projesini ihya etmek üzerine bir politika izlerseniz, Beyoğlu’nun mahallelerindeki yoksulluğu göremezsiniz. Dahası görmek de istemezsiniz. Eğer siz bugün bir emeklinin geçim derdini göremiyorsanız, bununla dertlenmiyorsanız bu soruna çözüm bulamazsanız. Biz, Beyoğlu Belediyesi olarak zor durumda olanı gözeten olacağız. Beyoğlu’nun İstiklal Caddesi’nden ibaret olmadığını biliyoruz, bütün mahallelerine hizmet götürmek için varız. Biz istiyoruz ki Hacıahmetli çocuğumuz da Okmeydanı’nda yaşayan çocuğumuz da güzel parklara gitsin, koşulları iyi olan okullarda okusun. Hiçbir çocuk okula beslenme çantası götüremeyecek, sağlıklı beslenemeyecek durumda olmasın. Bunun için “Beslenme Saati” projesini geliştirdik. Bu projeyi çocukları, aileleri rencide etmeden, bir elin verdiğini diğer el görmeyecek şekilde yapmayı planlıyoruz. Dar gelirli ailelere beslenme paketi geceden bırakılacak, evin annesi ya da babası beslenme çantasını hazırlayacak. Bunu uygulayan belediyeler var, biz de yapacağız."

'KENT HAKKI PERSPEKTİFİYLE YAKLAŞIYORUZ'

-İlçede eski yönetimin bakiyesi olan sorunlara karşı farklı sosyal katmanların taleplerine aynı anda yanıt verecek merkezi bir yerel politikanız var mı?

"İlçelerin farklı semtlerinin farklı taleplerinin olması sadece Beyoğlu’na özgü bir şey değildir. Türkiye’de pek çok yer zaten birden fazla katmanların bir arada yaşadığı zengin bir kent hayatına sahiptir. Eğer sorunu çözmek istiyorsak, yaklaşımımızı doğru belirlemeliyiz. Biz Beyoğlu’ndaki meseleye kent hakkı perspektifiyle yaklaşıyoruz. Kıyıya ulaşım, kaldırımlara erişim ve temiz çevre gibi konular en temel kent hakkıdır. Bu hangi katmanda olursa olsun ortak sorun ve taleplerdir."

"Katmanlar farklı olsa da pek çok sorun ortak. Üstelik bu sorunlar belediyenin temel görevi olan sorunlar. Örneğin; alt yapı eksikliği, otopark yetersizliği... Görmezden gelinen mahallelerin eksiği çok ama röportajın başında söylediğim gibi İstiklal Caddesi'nde de çöp kovası yok. Biz hızlıca belediyenin temel görevi olan ama yapılmayan eksiklikleri gidereceğiz. Bunu yaparken talepler farklı olsa da aynı anda yanıt vereceğimiz bir sistem geliştireceğiz. Bunu yapmak şeffaflıkla, eşit yönetim ve ortak akılla hiç de zor olmayacak, göreceksiniz."

‘BEYOĞLU’NUN KİMLİĞİNİ UĞRAK OLMAK YOLUNDA RANT İÇİN TÜKETTİLER’

-İki kültürel kimlik arasında el değiştirdiği söylenen bir Beyoğlu var. Fakat iki tarif de bu mekânda “tüketici” olmak üzerinden kuruluyor. Farklı sosyal sınıfların kültürel tüketim alışkanlıklarını tatmin etmek yeterli mi Beyoğlu’nun köklü değişimini yönetmeye?

"Elbette değil. Biz bu meseleyi farklı sosyal sınıfların kültürel tüketimleri gibi görmüyoruz. Kendi kadim tarihimiz ve kendi kültürel değerlerimiz üzerinde, Beyoğlu'nun eski ruhunu canlandırmayı planlıyoruz. Öte yandan geçmişe de sıkışmadık, çağ ilerliyor. Dünya artık inovasyon dünyası.

Beyoğlu, artık Beyoğlulular için yaşanabilir bir yer olmaktan ziyade; İstanbul’umuzun bir ziyaret noktası haline dönüştü. İstanbul’un güzide uğrak noktası olmaktan yana bir şikâyetimiz yok ancak sadece uğrak noktası olursa; tüketilmeye mahkûm olur. Bugün olan biten de zaten budur. Beyoğlu’nun kimliğini, ruhunu ve kültürünü, uğrak olmak yolunda rant için tükettiler. Biz istiyoruz ki tüketilen değil; sanatıyla, kültürüyle, geçmişiyle üreten ve geleceğe ışık tutan bir Beyoğlu olsun.

Farklı sosyal sınıfların tüketim alışkanlıklarını elbette üretim biçimi belirler. Bugün Hacıahmet ve Cihangir arasında bir benzerlik kurabilir misiniz? Hayatta kalma biçimleri ve kaygıları farklı iki gruptan bahsediyoruz. Beyoğlu kimliği derken tam da bundan bahsediyoruz. Farklı sosyal sınıflardan da gelse; verilen hizmete erişimde ortak olan ve farklı ihtiyaçlara farklı çözüm önerileri sunan bir Belediyecilik hizmetiyle bu uçurumun yarattığı dezavantajı gidermek için çalışacağız.

Hem geçmişle bağ kuracağımız hem de geleceğimizi düşüneceğimiz bir sistem kuracağız. Bu sistemde iki taraf diye bir şey olmayacak. Beyoğlu, yeniden birleşecek. Özümüzü hatırlayacağız, neleri unuttuk, neleri unutturulduk. Ardından Beyoğlu'nun geçmişini hatırlayacak ve "tüketici" değil, yeniden komşu olacağız."

‘TAKSİM MEYDANI 1 MAYIS’IN HAFIZASIDIR’

-İşçiler için önemli bir yeri olan Taksim Meydanı bu sene de 1 Mayıs kutlamalarına kapatıldı. Bu kararı nasıl değerlendiriyorsunuz?

"Kent meydanları kentlerin hafızasıdır. Bu bağlamda Türkiye’de de Taksim Meydanı ülkenin hafızasıdır. Hem acı hem tatlı anılarla dolu bir meydan. Omuz omuza halay çekerek 1 Mayıs’ı kutlamışlığımız da var, kanlı 1 Mayıs’ta 34 yurttaşımızın hayatını kaybetmişliği de. Ben Taksim Meydanını güzel anılarla donatmaktan yanayım. Yasakçı, engelleyen, vatandaşla emniyet güçlerini karşı karşıya getiren uygulamalara karşıyım.

‘TABELA MESELESİ GÖRÜNTÜLÜ KİRLİLİĞİNE NEDEN OLAN UYGULAMALAR İÇERİYOR’

-Beyoğlu’nda eğlence mekanlarına ilişkin ruhsat, yola kadar taşan masa koymalar gibi birçok sorun vardı. Yabancı tabelalar da çok tartışılan konulardan. Bu konuda bir çalışmanız olacak mı?

"Hem esnaf hem müşteriler hem de ilçe sakinleri tarafından farklı şikayetlere konu olan sorunlar bunlar. Her bir başlık için ayrıca çalışıyoruz. Mesela Beyoğlu’nda geçici ruhsat diye esnafı bezdirmiş bir uygulama var. Ruhsata ilişkin düzenlemeler konusunda çalışıyoruz.

Mesela işgaliye tartışması var. Yola masa koymak isteyen esnafla, yoldan yürümek isteyen vatandaş bu konuda gerilim yaşıyor. Biz iki tarafında taleplerini dinleyip, makul bir zeminde buluşturacağız. Birinin hakkı diğerinin önüne geçmeyecek. Tabela konusu da sadece yabancı meselesiyle alakalı değil. Genel olarak görüntü kirliliğine neden olan uygulamalar içeriyor. Bunların standardizasyonu ile ilgili çalışıyoruz. Şunu belirtmek isterim, bu sorunlar bugünden yarına oluşmuş sorunlar değil. Çözümleri de bugünden yarına yapılamaz. Sürdürülebilir politikalar için özenli davranmak durumundayız. Daha yeni başladık, insanların beklentilerini anlıyorum ancak kalıcı çözümleri için sabırlı olmalarını rica ediyorum."

Öne Çıkanlar