'Bilmediğim adrese açık mektup: Timtik'i yitirdik, Ünsal’ı yitirmeyebiliriz, bu sizlerin elinde'
'Aytaç Ünsal’ı da aynı trajik son bekliyor ve o sona çok yaklaştık.'
T24 yazarı Aydın Engin, adil yargılanma talebi ile ölüm orucuna giren Avukat Ebru Timtik'in 238'inci günde hayatını kaybetmesinin üzerine ölüm orucunun 211. gününde olan diğer bir isme Avukat Aytaç Ünsal'a dikkat çekti. Bilmediği bir adrese açık mektup yazdığını söyleyen Aydın,"Ebru Timtik’i yitirdik. Aytaç Ünsal’ı yitirmeyebiliriz. Bu sizlerin elinde" dedi.
Avukat Ebru Timtik'in ölümünün hiçbir kazanımla sonuçlanmadığını söyleyen Aydın, "'Bir kaç gün ara ile Ebru Timtik’e Aytaç Ünsal da eklenirse kamuoyu çalkalanır" diye temelsiz beklentiniz var mı bilmiyorum. 2000’lerde, 'Ne kadar çok ölüm orucu şehidimiz olursa kitleler daha çok hareketlenir' diye beklentileriniz vardı ve yanıldınız, kesinlikle yanıldınız" ifadesini kullandı.
Aydın Engin, ölüm orucunda olan Aytaç Ünsal'ın ölüm orucuna son vermesi için bilmediği bir adrese açık mektup yazdı. Aydın'ın, "Bilmediğim adrese açık mektup" başlığyla yayımlanan yazısının ilgili bölümü şöyle:
Ebru Timtik’i yitirdik, Aytaç Ünsal’ı yitirmeyebiliriz. Bu sizlerin elinde. "Ölüm orucunu bitir, daha farklı direniş yöntemleri bulalım" derseniz size uyacaktır; demezseniz bir arkadaşınızı, bir yoldaşınızı göz göre göre ölüme yollamış olacaksınız. Devletin zorba gücünden farkınız kalmayacak.
Eğer Ebru Timtik’in ve Aytaç Ünsal’ın örgütsel bağlılıkları varsa, ölüm orucu kararını ister örgüt vermiş olsun, ister kendileri, sonuç olarak o örgütlü yapıda ağırlığı olan ya da olanlar "Bırakın bu ölüm orucunu" derlerse bırakacaklardır... Yoksa medyada yazıp çizenlerin (mesela benim) "Ölüm orucunu bırakın" çağrıları onları etkilemeyecektir.
Gerek 1996’deki, gerek 2000’lerdeki ölüm oruçlarını yakından, hem de çok yakından izlemiş bir gazeteciyim.
Bunu söylemeye kendimi yetkili buluyorum: Dışarıdan çağrılarla, ricalarla, yalvarmalarla onları caydırmak, kararlarını değiştirtmek mümkün değildir.
Nitekim Ebru Timtik, bütün çağrılara kulak asmadı ve öldü. Altını kalın çizerek yineliyorum. Herhangi bir kazanım elde edemeden öldü.
Aytaç Ünsal’ı da aynı trajik son bekliyor ve o sona çok yaklaştık.
"Bir kaç gün ara ile Ebru Timtik’e Aytaç Ünsal da eklenirse kamuoyu çalkalanır" diye temelsiz beklentiniz var mı bilmiyorum. 2000’lerde, "Ne kadar çok ölüm orucu şehidimiz olursa kitleler daha çok hareketlenir" diye beklentileriniz vardı ve yanıldınız, kesinlikle yanıldınız.
Ebru Timtik’e Aytaç Ünsal eklenirse ve devlet yine geri adım atmazsa, ki atmaz, üçüncüyü, dördüncüyü, beşinciyi mi ekleyeceksiniz?
* * *
Ebru Timtik’i yitirdik. Aytaç Ünsal’ı yitirmeyebiliriz. Bu sizlerin elinde. "Ölüm orucunu bitir, daha farklı direniş yöntemleri bulalım" derseniz size uyacaktır.
Demezseniz bir arkadaşınızı, bir yoldaşınızı göz göre göre ölüme yollamış olacaksınız.
Devletin zorba gücünden farkınız kalmayacak.
Böyle bir "devrimci suçu" üstlenmeyeceğinizi ummak istiyorum.
Umayım mı?
Umalım mı?