'Boğaziçi Üniversitesi'nde sevilen bir öğretim görevlisi AKP'li olup seçilseydi böyle tepki almazdı'
Cihangir İslam, 'AK Parti üniversiteleri kendi partisinin bir uzantısı gibi kullanmak istiyor. Birçok üniversitede öğretim üyesi kadrosunda ciddi değişiklikler yapıldı' dedi.
ARTI GERÇEK- Ayşe Yıldırım ve Kemal Göktaş ile Detay programına konuk olan bağımsız İstanbul milletvekili Cihangir İslam, gündemdeki konuları değerlendirdi. ARTI TV'de yayınlanan programda Boğaziçi Üniversitesi'ne atanan "kayyım rektör" ve yeniden alevlenen türban tartışmaları konuşuldu.
Cihangir İslam, "Kültürel hegemonya, siyasi iktidarların bir görevi değil. AKP'den daha önce duymuştuk, iktidarı ele geçirdik ama kültürel iktidarı tesis edemedik diye. Siyasi iktidarlar toplumun bilgi ve kültür üretmesi için gerekli zemini sağlarlar ve bu sivil toplumun işidir" diyerek son olarak Boğaziçi Üniversitesi'nde yaşanan olayları yorumladı:
'KAYYUM REKTÖR DAYATMASI HAKLI OLARAK BU TEPKİYİ ALDI'
"Bugün AK Parti YÖK'ü ele geçirmiş vaziyette. Daha önce başka gruplar da bunu yapmıştı. AK Parti üniversiteleri kendi partisinin bir uzantısı gibi kullanmak istiyor. Birçok üniversitede öğretim üyesi kadrosunda ciddi değişiklikler yapıldı. AK Parti aday adayları daha önce de vardı, diğer üniversitelerde de mevcuttu. Ben kişisel olarak bir insanın AK Partili, CHP'li veya HDP'li olmasından ziyade onun akademik üretkenliğine ve yöneticilik kapasitesine bakarım, özellikle rektörlük gibi bir makamda. O yüzden tek başına yani Boğaziçi'den sevilen, kendini kabul ettirmiş bir öğretim üyesi AK Parti'den aday olabilirdi ama seçilmemiş ve işin başına dönmüş olabilirdi. Böyle birinin rektör olmasına belki belli grupların biraz homurdanması olabilirdi ama onun dışında bir tepki görmezdi. Bu bir anlamda dayatma oldu. Zaten öğrenciler taktı adını, 'kayyum rektör' dediler. Boğaziçi diğer üniversitelerden farklı olarak bilgi ve zekâ seviyesi yüksek, medeni cesareti olan, hepsi olmasa da hiç olmazsa bir kısmı köklü yapılardan veya ailelerden gelenlerin çocukları ve Boğaziçi Üniversitesi ortamı da tepkilerin son derece rahat koyulabildiği, diğer üniversitelerden tamamen farklı statüde. Ve bu kayyum rektör dayatması haklı olarak bu tepkiyi aldı. Yani şunu söylemek istiyorum, AK Partili olması tek başına, diğer faktörler uyumlu olsaydı, liyakat gibi, tepki almayabilirdi. Yani bu kadar büyük gösteriler olmazdı."
'ÇOCUKLAR KAPIYI AÇIYORLAR ONLAR ADETA SWAT TİMLERİ GİBİ İÇERİYE GİRİYOR'
İslam, öğrencilere yönelik polis şiddeti hakkında ise şunları söyledi:
"O kelepçe, tarihin arşivine girmiş bir fotoğraf olarak kalacaktır. Gezi'deki 'duran adam' gibi bu da sembolleşmiş bir fotoğraf olacaktır. Baskınlar son derece enteresan. İçişleri Bakanı terörle iltisaklı dedi ama şimdi ben kendime bakıyorum, ben de terörle irtibatlı ve iltisaklıyım KHK'ye göre ama bugüne kadar hiçbir eylemim yok. Hasta tedavi etmekten başka bir şey yapmadım. O yüzden inandırıcı gelmiyor. Bugün sosyal medyada da üzerine bir yazı yazıp yayınladım, çocuklar kapıyı açıyorlar onlar adeta SWAT timleri gibi içeriye giriyorlar. Enteresan bir şey, bir algı oluşturulmaya çalışılıyor. Protestoları haklı buluyorum ama gençlere dikkatli olmalarını öneriyorum. Akademisyenlerin protestolarda daha aktif olmasını temenni ediyorum. Bir şeyi savunurken esasta haklı olduğunuzda yöntemde, usülde de haklı olma durumunu kaybetmemeliyiz. Bu kesintisiz bir protesto olabilir ve son derece insani ölçülerde, herhangi bir zarara yol açmaksızın tamamlanabilir, önemli olan istikrarlı ve sürekli olmasıdır."
İslam, öğrencilerin çıplak aranmasıyla ilgili de "Çıplak arama meselesini TBMM kürsüsünde de dile getirdik. Bunu her yerde söylüyorum çünkü AK Parti Grup Başkanvekili Özlem Zengin tarihi bir laf etmişti, 'çıplak arama olduğuna inanmıyorum' demişti. Ben de ona bunun bir inanç meselesi değil bilgi ve belge meselesi olduğunu söyledim. Çıplak aramanın olduğu aşikâr." dedi.
Fikri Sağlar'ın sözleriyle başlayan başörtüsü tartışması için de İslam, şöyle konuştu:
"Başörtülü hâkim olur mu olmaz mı? Bu konuları konuşmak artık bana zul geliyor. Gündeme araç olmuş gibi hissediyorum ama şunu artık herkesin kabullenmesi lazım. Evet, başörtülüden hâkim de olur. Sayın Fikri Sağlar başörtülü bir hâkim karşısında kendini savunmasız ve güvensiz hissedecekse İslam soyadı taşıyan Cihangir İslam başı açık bir hâkim karşısında nasıl hissetsin? Böyle bakma hakkını kendimde görmüyorum. Hâkimi kılığıyla değil, kararlarıyla değerlendireceğiz. Yaptığı sorgulamayla değerlendireceğiz."