'Bu yürüyüşün kararı 94 yıl, 4 saatte alındı'
CHP'li Özgür Özel, 'Adalet Yürüyüşü'nü Picasso'nun ünlü cümlesiyle tanımlıyor. Prof. İbrahim Kaboğlu ise bugün ilk kez yürüyor; 'Yürüyüşe destek vermek geleceğe adım atmaktır' diyor.
Fatma YÖRÜR
'Adalet Yürüyüşü' 12. gününde Türkiye'nin dört bir yanından katılımlarla daha da büyüyor. Önde Kılıçdaroğlu ve partililer, arkada 6 bine yakın katılımcı Bolu'dan Düzce'ye doğru yol alıyorlar. Sağlık, basın ve adalet otobüsleri ile yaklaşık 100 karavana, TOMA, akrep, jandarma özel harekat ve koruma araçları da eklenince konvoy uzadıkça uzuyor.
Yurttaşlar konvoya şehirler arası yollardan katılıyor. Bu da kontrolü oldukça zor bir yapı yaratıyor. Ancak güvenlikten konaklamaya hiç aksamadan yürüyen ve günden güne büyüyen bir organizasyon var.
ÖZGÜR ÖZEL: YILLARIN EMEĞİ İLE YÜRÜYORUZ
Organizasyonun işleyişine dönük şaşkınlığımı CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel'e soruyorum. Özel o esnada adalet otobüsünde elinde mikrofon, 30 derece sıcakta korteji yönetiyor. "Dört saatte karar verilen bir yürüyüş bu kadar büyük bir organizasyona nasıl dönüştü?" diye soruyorum Özel'e.
"Dört saat değil, 94 yıl, 4 saat" diye yanıt veriyor ve başlıyor anlatmaya: Kılıçdaroğlu 'ben yürüyeceğim' dedi, 4 saatte rota ve kamp yerleri belirlendi. Ünlü ressam Picasso’ya 'bir resmi kaç satte yaparsınız?' diye sormuşlar; "40 yıl artı 5 dakika" demiş. Bu cevap çok meşhurdur. Biz tüm bu köylerde yılların emeği ve örgütlenmesiyle böyle hızlı hareket edebildik. Her köy ve ilçede insanlar bize nasıl sahip çıkıyor gördünüz.
'400 KİŞİLİK GÖNÜLLÜ EKİP ARI GİBİ ÇALIŞIYOR'
Günde ortalama 20 kilometre yürüdüklerini ve 6 kilometrede bir mola verdiklerini hatırlatan Özel, "Dinlenme ve konaklama noktaları için günde 400 kişi gönüllü olarak çalışıyor" diyor. Özel, bir günün akışını şu sözlerle anlatıyor: Sabah toplanan kortej yürüyüşünü sürdürürken, gönüllüler kampı akşam hazırlığı için tırlarla bir sonraki konaklama alanına taşıyor ve kuruyorlar. Bu iş için 200 kişi seferber. Her 6 kilometrede bir kurulan mola yerleri için çalışan 200 kişilik ekip ise yorgun düşen adalet karıncalarının dinlenmesi için çalışıyor. Buna ek olarak her 300 metrede bir kurulan standlarda yürüyüşçülere su ve gıda maddeleri dağıtılıyor. Bu ekiplerde 2 günde bir nöbet değişimi var. Devir sırasında bir sonraki belediyeye ihtiyaçlar ve sorunlar rapor ediliyor."
Özel'e hiç aksamadan süren yemek organizasyonunu da soruyorum. CHP'li belediyelerin her öğün için 6 bin kişilik yemek hazırlattığını söylüyor ve "Suyun rakamlarını vermem imkansız, her an servis var" diyor. Tekrar yürüyüşe dönüyor Özel, ilginin büyük olduğunun altını çiziyor: Yol güzergahında inanılmaz bir ilgi var. Çevre yollarda yol kenarına gelip destek oluyorlar. Arada protestolar da oluyor. Protesto hakkıdır. Biz de bir protesto içindeyiz, bizi protesto edenlere kızma hakkımız yok. Ama genel olarak inanılmaz bir destek var.
'Güvenlik nasıl sağlanıyor?' diye soruyorum. "Altı gün jandarma gölgesindeydik. Çok iyi karşılandık, o kadar mütevaziydiler ki vatandaşları konaklama noktası girişinde 'hoş geldiniz' demeden aramadılar" diye yanıtlıyor.
Bu kısa söyleşinin ardından yeniden yola düşüyoruz. Yemyeşil dağlar arasında beyaz giyinmiş insanlar ellerinde 'adalet' lolipoplarıyla şarkılar söyleyerek yürüyorlar. Bolu Dağı'nda rakım 900, hava 30 derece. İkinci mola yerinde Türkiye'nin en önemli hukukçularından İbrahim Kaboğlu'na ve Cumartesi Anneleri'ne rastlıyoruz.
KHK İLE ATILAN HUKUK PROFESÖRÜ DE ADALET NÖBETİNDE
Prof. İbrahim Kaboğlu, yürüyüşe bugün katılmış. "Hukukun ve adaletin olmadığı yerde insan haysiyeti de ihlal ediliyor. Bu aynı zamanda bir haysiyet yürüyüşüdür" diyor Kaboğlu.
'Kılıçdaroğlu çok hızlı yürüyor, eşlik edebilecek misiniz?' diye soruyorum, cevap veriyor: Edeceğim. Bu halkın adalet arayışı, aynı zamanda birlikte yaşama, barış içinde yaşama yürüyüşü. Bütün Türkiye için, tek bir partinin değil. Hukuk hepimize lazım, bunun için de herkesin destek vermesi gerekiyor. "Umut verdi mi size yürüyüş?" sorumuzu da "Bu da umut yollarından biridir. Genişletmemiz gerek" diye cevap veriyor.
ADALET EKMEK SU GİBİ
Cumartesi Anneleri'nden yaklaşık 10 kişi bugün Adalet Yürüyüşü'nde. Cumartesi Anneleri adına İstanbul'da açıklama yapan Maside Ocak, bu katılımın tüm anneleri temsil etmediğini söylüyor. Annelere ne düşündüklerini soruyorum, "Biz yıllardır adalet nöbetindeyiz zaten. Adalet gelmediği sürece kavga büyüyor, kayıplar büyüyor, nefretler büyüyor. Türkiye bu kavgalardan çok yoruldu, hepimiz yorulduk ama vazgeçmeyeceğiz. Demirtaş da özgür kalacak, haksızlığa uğrayan herkes de" diyorlar.
Annelerden Rahşan Düner, "Esas darbe 7 Haziran'da yapıldı. Bizim irademizle seçilen 80 milletvekili, çok sayıda belediye başkanı ve belediyeye el konuldu. OHAL adı altında süren adaletsizlikler nedeniyle bizim köylerimizde tarım bitti. İnsanlar köylerinden çıkıp tarlalarda çalışamaz halde. Kılıçdaroğlu bu hukuksuzlukları da dile getirmeli" diye konuşuyor. 'Randevunuz var mı Kılıçdaroğlu'yla' diyorum, "Yok" diye cevap veriyorlar.