'ByLock'cular mesaj attı diye tutuklu olan tek benim'

Yaklaşık 1 yıldır tutuklu bulunan Kadri Gürsel savunmasında, 'Adaletin ayaklar altında çiğnendiği bu dönemde biraz bile adalet varsa beraat edeceğimi biliyorum' dedi.

'ByLock'cular mesaj attı diye tutuklu olan tek benim'

GÜNCEL- Cumhuriyet Gazetesi Davası'ndan 316 gündür tutuklu bulunan gazeteci Kadri Gürsel yaptığı savunmada, 45 gün daha tutuklu kalması konusunda savunmasının hiç dikkate alınmadığını ve adil yargılanma hakkının engellendiğini söyledi. Suçlamaları çökerttiğini söyleyen Gürsel buna karşılık mahkeme heyetinin bu konuyla ilgili tek bir soru sormadığını belirtti.

Kadri Gürsel'in "Tek talebim adil yargılanmaktır. Burada ne karar çıkarsa çıksın vicdanım rahattır. Ve adaletin ayaklar altında çiğnendiği bu dönemde biraz bile adalet varsa beraat edeceğimi biliyorum" sözleriyle bitirdiği savunmasının satır başları şöyle:

'ADİL YARGILANMA HAKKIM ENGELLENDİ'

"Benim 45 gün daha tutuklu kalmam konusunda savunmam hiç dikkate alınmadı. Adil yargılanma hakkım engellendi. Polis fezlekesi dikkate alınarak tutuklu kalmam için sözde yayın politikası değişikliğine etkim olduğu iddiası sebep gösterildi. Bu nedenle neden bu kişilerle irtibatlı olmadığımı ayrıntılandıracağım. HTS raporunu, tetkik etmediyseniz ediniz lütfen. O ara kararı yazdığınız tarihe kadar HTS raporuna bakmamıştınız. Bunu ara kararınızdan anlıyorum. Rapor incelendiğinde "olağandışı" olarak tabir edilen kayıtların bana bir defaya mahsus gönderilmiş ve cevapsız kalmış SMS'lerden oluştuğunu görürdünüz. Görüşmek, işteşli fiil olarak tanımlanır. İşteşli fiil oluşması için iki kişi arasında gerçekleşmesi gerekir. Rapor incelenmiş olsaydı benim bu "olağandışı" sayıdaki ByLock kullanıcısyla sözde irtibatımın Cumhuriyet'te görev yaptığım sırada gerçekleştiği gibi bir ifade ara kararda yer almazdı. Yani zannediliyor ki benim bu toplam 112 kişiyle 5 ay 20 gün süren Cumhuriyet yazarlığım ve 34 günlük yayın danışmanlığım sırasında oluşmuş. Gerekçeli ara kararınızı okuduğumda başka bir anlam çıkarılması imkansızdır. HTS raporu incelenmiş olsaydı bana söz konusu kayıtlardaki son raporun 26 Ekim 2015'te olduğu görülürdü. Yani son ByLock'cu beni Cumhuriyet'e başlamamdan 6,5 ay önce aramış.

'ByLock'cular mesaj attı diye tutuklu olan tek benim' - Resim : 1

'MATAMETİKSEL OLARAK SUÇLAMALARI ÇÖKERTMİŞTİM ANCAK...'

Ara kararınızda Cumhuriyet'e isnat edilen sözde yayın politikasının değiştiğine ilişkin tanıkların dinlenmemiş olmasını tutukluluğum devam edilmesine sebep gösterdiniz. Tanık ifadeleri yönünden de böyle bir iddia olsa da buna iştirak edemeyeceğim kanıtlandı. Ayrıca 92 ByLock kullanıcısı ve hakkında FETÖ soruşturması olan 145 kişiyle iletişimim olduğu iddiasını tutukluluğumun devamına sebep göstermiştiniz. Heyetinizin karşısında söylediğim, benim bu kişilerle iletişim kaydımın olabileceğini ama irtibatımın olamayacağını, bu kişilerden sadece 8'i ile karşılıklı iletişim kurduğumu 5'inin ByLock kullanıcısı olduğunu söylemiştim. Matematiksel olarak suçlamaları çökertmiştim ancak heyetiniz bana bu konuyla ilgili tek bir soru sormadı. Ara kararı görene kadar bunun nedeninin, safiyane bir şekilde, ifademin tatmin edici bulmuş olabilirdiniz, ya da siyasi bir tercih olarak bana tek bir soru sormamayı karşılaştırmış olabilirdiniz. Bir de üçüncü bir neden olabilirdi, terör örgütüne üye olmamakla birlikte yardım etmek suçunu işlediğimi sadece ve sadece ByLock konusundaki polis fezlekesine bakarak hakkımda peşinen hüküm vermiş olabilirdiniz.

'SMS'LER BİR TACİZ EYLEMİDİR'

10 Mayıs'tan sonra bir FETÖ şüphelisinden sadece 1 SMS atılmış. Bu kişi yine Murat Aksoy. Bir ByLock kullanısından bana atılan 9 Nisan 2015 tarihli bir SMS var. Cumhuriyet'e başlamamdan tam 13 ay önce. Bana bir mesaj atmış ve benden bir mesaj almış. Yani aslında bu ByLock'cular ben Cumhuriyet'te başlamamdan çok önce yakamdan düşmüş. Gerçeklik budur. Ara kararda bahsedilen gerçeklikliğin tam zıttıdır. Cumhuriyet yöneticilerine aynı suçlamayla yaklaşmak hatalıdır. HTS raporunun okunmadığını, bunun da benim adil yargılanma hakkımı engellediğini düşünüyorum. Sadece 1 defaya mahsus SMS'lerin bir görüşme olarak nitelendirilemeyeceği bir gerçektir. Bu SMS'ler bir kampanya kapsamında yapılan bir taciz eylemidir.

Beni 2014 yazında yüzlerce kişi SMS yağmuruna tuttu. Bunların bir kısmı aynı formattadır. Bazıları FETÖ şüphelisidir. Bu mesajların çoğu açılmamıştır. Çünkü 6 gün boyunca bunaltıldım, çoğunu açmadım bile. iPhone 4S telefonum vardı. İleride lazım olur diye bir kısmını stokladım ama böyle bir şey olacağı aklıma gelmemişti. Mesaj atanların sayısı 83'ten çok fazladır. İşte bu "olağandışı rakam"ı oluşturan hadise budur. Anadolu'daki durumu incelemedim ama İstanbul ve Ankara'da bu medya davalarından bahsedildiğinde; ByLock'cular mesaj attı diye tutuklu olan sanıyorum tek benim.

'BYLOCK'CULARIN VE FETÖ'CÜLERİN HEDEFİ HALİNE GETİRİLDİM'

Burada tutuklu olmamın sebebi sorgulayıcı, eleştirel, bağımsız ve muhalif bir gazeteci olmamdır. Kesin bir güçler ayrılığı ilkesini, laik demokratik parlamenter bir demokrasiyi savunduğum için kaçınılmaz olarak muhalifim. Öngörülü ve barışçıl bir dış politikayı savunduğum için muhalifim. Bunların hiçbiri Türkiye'de yok. Bunları savunduğum için hak savunuculuğu yapıyor olduğum için muhalifim. Basın ve ifade özgürlüğünü savunduğum için tüm bu ByLock'cuların ve FETÖ'cülerin hedefi haline getirildim.

26 Temmuz 2014'te Tolga Güzeltaş işimli bir ByLock'cu ile en uzun konuşmam olmuş. Ama ben bir kadın ile konuştuğumu hatırlıyorum. Bir polis eşi idi. Ama HTS kaydında Tolga Güzeltaş ile konuşmuş olarak görünüyorum. Ancak o sırada Tolga Güzeltaş tutukluydu. Yani onunla konuşmam imkansız. Bunu da böyle karşı delil olarak sunayım.

'BU SÜREÇTE İKİ FETÖ ŞÜPHELİSİYLE GÖRÜŞMEM OLDU'

Hak savunucusu bir muhalif olduğum için bu yapı tarafından hedefe alındım. 17-25 Aralık sonrası kendini cemaat olarak nitelendiren bu yapı hak ihlaline uğradığını savundu ancak ben bu kampanyada hiçbir şekilde yer almadığımı daha önce de dile getirdim. Bu süreçten sonra iki FETÖ şüphelisiyle görüşmem oldu. Biri tutuklu bulunan, beraber program yaptığım Nazlı Ilıcak, diğeri ise bugün yurtdışında olan Abdülhamit Bilici. Bunun dışında defalarca bu yapıdan medya temsilciler aradı görüş istedi ama hiçbir zaman görüş vermedim.

Tek talebim adil yargılanmaktır. Burada ne karar çıkarsa çıksın vicdanım rahattır. Ve adaletin ayaklar altında çiğnendiği bu dönemde biraz bile adalet varsa beraat edeceğimi biliyorum."

FETÖ Kadri Gürsel Cumhuriyet Gazetesi davası