Carlos'u Japonya'dan Türkler mi kaçırdı?

Renault-Nissan’ın eski CEO’su Carlos Ghosn ev hapsindeyken Tokyo’dan Beyrut’a kaçırıldı. Kullandığı iki uçak da Türk uçağı. Ve bir tek Türkiye’de, 7 kişi gözaltında.

Carlos'u Japonya'dan Türkler mi kaçırdı?

Ragıp DURAN

ARTI GERÇEK - İran Devrim Muhafızları Kudüs Tugayı'nın Komutanı ve İran’ın gelecekteki lideri gözüyle bakılan Kasım Süleymani’nin Bağdat’ta ABD’nin özel bir operasyonu ile öldürülmesi gündemi alt üst etti. Ama bu durum bile Japonya’dan kaçırılan önemli bir iş adamının macerasını özellikle Ankara açısından tamamen kapatmadı.

Henüz bütün ayrıntılar ortaya çıkmadı ama Renault-Nissan-Mitsubishi’nin ev hapsindeki eski CEO’su Carlos Ghosn’un Tokya’dan kaçışında Türkiye’nin de parmağı olduğu yolunda kuvvetli şüpheler var. Ghosn’u Osaka havaalanından İstanbul Atatürk Havalimanı'na özel bir Türk şirketinin uçağı getiriyor. Bu uçağın 4 pilotu, şirketin kargo müdürü ve yer mürettebatından 2 kişi Istanbul’da göz altına alınıyor.

Ghosn, Istanbul’dan Beyrut’a yine bir özel jetle gidiyor. Uçağın kuyruğunda TC-RZA yazıyor. Bu jet, Reza Zarrab’ın uçağıydı ve devlet tarafından el konulmuştu.

İlk soru şu: Osaka’dan kalkan uçak neden doğrudan Beyrut’a inmiyor da en az 3 saat daha uçup Istanbul’a geliyor ve aktarma yapıyor? Bir ihtimal, uçak Türk bayrağı taşıdığına göre, dikkat çekmesin diye Istanbul destinasyonu göstermiş olabilir. Yoksa uçakta Ghosn’dan başka, Istanbul’a ulaşması gereken önemli kişiler ya da bir şey mi vardı?

İkinci soru : Osaka’dan gelen uçak neden uluslararası standartlara sahip İstanbul yeni havaalanına değil de artık sadece devlet tarafından kullanılan Yeşilköy havalimanına iniyor?

Üçüncü soru: Japon yetkililer, Carlos Ghosn isimli bir kişinin Japonya’nın herhangi bir havalimanından resmi kayıtlara göre çıkış yapmadığını saptamış. Dolayısıyla Ghosn, sahte bir kimlikle Osaka’dan ayrılmış. Türk uçağının mürettebatı uçağına binen dünyaca ünlü bu kişiyi tanımamış olabilir mi?

Ayrıca bu özel jet de neden dört pilot var? Ghosn, Atatürk havalimanında giriş yaptı mı? Sadece transit yolcu olsa bile ayrıntılı kimliğinin saptanması gerekirdi.

Japon ve Lübnan medyası, Ghosn’un Tokyo ve Japonya’dan kaçmasının fevkalade büyük bir organizasyonun en az 3 aylık bir çalışması sonucunda gerçekleşebileceğini yazdı. Lübnan, belki de Fransız istihbaratının yanısıra Japonya’dan da resmi güvenlik kurum ya da kişilerinden destek alındığına dair güçlü kuşkular var.

Renault’nun Türkiye’deki ortağı, OYAK. Dolayısıyla Türk askeri istihbaratının da bu işte parmağı olacağı yolunda şüpheler çıkıyor ortaya. Öte yandan Le Monde, Ghosn’un eşi Carole’un kardeşlerinin Türkiye’de üst düzey tanıdıkları olduğunu yazdı.

Ghosn, Beyrut’a ulaştıktan sonra yayınladığı ikinci açıklamada, ‘’Ailemin ve yakınlarımın Tokya’dan ayrılmama katkıda bulunduğu tamamen gerçekdışı bir bilgidir. Bu seyahati tek başıma ben organize ettim’’ dedi. Herkes de bu açıklamaya inandı!

Fransa’nın eski Cumhurbaşkanı Sarkozy, halen görevde olan Cumhurbaşkanı Macron’un neredeyse özel temsilcisi olarak bir süre önce Tokyo’ya gitti ve Ghosn’la görüştü.

Japonya Dışişleri Bakanı da iki hafta kadar önce Lübnan’da mevkidaşı ile görüşmüştü.

Ghosn, 8 Ocak’ta Beyrut’ta bir basın toplantısı düzenleyecek. Ne var ki daha şimdiden bu basın toplantısı konusunda sorunlar ortaya çıktı. Toplantıyı bir Fransız halkla ilişkiler şirketi organize ediyor. Bu şirketin bir yetkilisi ‘’Çok fazla talep var. Basın toplantısına katılacak gazetecileri Sayın Ghosn saptayacak’’ dedi. Tepki çeken bu tutum sonrasında sosyal medyada ‘’Ghosn savcılarıyla hakimlerini de belirleyecek mi?’’, ‘’Reklam parası vermeden reklamını yapacak’’, ‘’Bu hırsız, haydut ve kaçak adamın söyleyeceğinin ne değeri var ki?’’gibi protestolar yükseldi.

Ghosn’un Lübnan Cumhurbaşkanı ile görüştüğü yazıldı. Cumhurbaşkanlığı bu haberi tekzip etti. Belli ki Lübnan’da meşruluk sağlamaya yönelik bir yalan haberdi bu.

Lübnan bu aralar hem ekonomik kriz hem de toplumsal patlama ile çalkalanıyor. Lübnan elitleri, Ghosn içeride iken sokaklara para karşılığında ‘’Hepimiz Carlos Ghosn’uz’’ posterleri asmışlardı. Beyrut’ta sokaktaki insan ise ‘’Ne hayrı dokunmuş ki bu adamın Lübnan’a?’’ diyor.

Japonya sinirli: Adliye ve güvenlik kendini aşağılanmış hissediyor. Savcılar ‘’Biz kefaletle serbest bırakılmasına karşı çıkmıştık, kaçma ihtimali vardı’’ dedi. Medya, ‘’Kaçarak haksızlığını tescil etti’’ görüşünü savundu.

Ben maalesef bu adamı Bursa’ya Renault fabrikasına geldiğinde bir basın toplantısında tanımıştım. Acaip kibirli, ukala, herkese tepeden bakan bir patron. Ajda Pekkan gibi yüzünü gerdirmiş. 65 yaşında.3 şirketten aldığı maaş artı bonus ve primlerle aylık geliri 10 milyon dolara yükseliyor. Dünyanın en zengin şirket yöneticisi. Buna rağmen aldığı maaşın neredeyse yarısının vergisini ödememiş, şirket adına lüks harcamalarda bulunmuş bir adam. Otomotiv sektöründeki takma adı ‘’Cost Killer’’ yani diplomatik deyimle ‘’Maliyet Düşürme Uzmanı’’. Bunu da işçileri işten atarak, fabrikaları kapatarak başaran tipik bir pis kapitalist.

Lübnan asıllı, Brezilya’da yetişmiş, sonra da Fransa ve Japonya’da çalışmış. Fransa’nın en önemli iki okulundan mezun: Polytechnique ve Ecole des Mines. Sadece diplomayla tahsille doğru dürüst insan olunamayacağının somut kanıtı.

Japonya, suçluların iadesi anlaşması olmadığı için, Ghosn’u Lübnan’dan talep edemiyor. Ama hakkında İnterpol bülteni çıkardı. Fransa, ‘’Biz kendi vatandaşlarımızı iade etmeyiz’’ diyerek Ghosn’u savundu. Kaçağın bundan sonra ABD’de iş yapması da mümkün değil. Çünkü daha önce orada da bir mali suç işleyip 1 Milyon dolar verip uzlaşmaya gitmişti.

Kimileri Lübnan’a yeni ekonomi bakanı olarak öneriyor Ghosn’u! Bakan olmak için yasadışı ve gayrı meşru işler yapmış olmak koşulu mu var?

Bu maceradan çıkaracağımız ilk sonuç, zenginsen hele çok zenginsen hukuk, yasa, gözaltı, ev hapsi filan hepsi hikaye... Bu öyküyü izleyenler eğer hala paradan, mevcut ekonomik-toplumsal düzenden, global ve yerel iktidarlardan nefret etmiyor, tepki göstermiyorsa, kabahati kendisinde arasın!

Ayrıntılar ortaya çıktığında Ankara’nın başı ağrıyabilir.

Bir Japonya kalmıştı kapışmadığı.

japonya kaçırdı