Ceylan Ertem: Çok utanç verici

'En azından 70 tane şarkın varsa bir üç dört tane bu yediğimiz darbelerden bahsediyor olmalı gibi geliyor'

Ceylan Ertem: Çok utanç verici

Müzisyen ve yorumcu Ceylan Ertem Caz, pop, rock senteziyle şarkıları cover ile dinleyiciye buluşturan, sesinde, ruhunda, başkaldırı, itiraz, isyan olan bir ses. Bu duyarlı duruşuyla da hedef gösterildi, lince uğradı ve hakkında soruşturma açıldı. Ama o sessizliğe karşı tıpkı Cumartesi Anneleri’nin eylemlerinde olduğu gibi ses oldu. Kadınların katledilmesine karşı kadınların özgürleşme mücadelesi içinde oldu. Badirelere rağmen o yola devam ediyor. Sanatçı Ertem, bugün durduğu yerden sanat yapmanın da sorumluluğu olduğunu belirterek, ezilenlerin, sesini duyuramayanların, haksızlığa uğrayanların yanında olmak gerektiğini söylüyor. Sezen Aksu’nun Erdal Eren için yazdığı "Son Bakışlar", Cumartesi Anneleri için yazdığı şarkıların kendi yaşamında bir kırılma noktası olduğunu vurguluyor ve sanatın da aynı zamanda toplumun bir aynası olduğuna dikkat çekiyor.

İsyanı ve haykırışı. Gür sesi. Şarkılardaki güçlü yorumuyla herkese değiyor ve dokunuyor. Küçük bedende bir çığlık yükseliyor: Yazdığı yeni şarkı sözlerinde "Ve gelir zamanı/ şehri aşka boyamamızın/gelir zamanı / korkaklar gibi kaçışmanızın" diyen Ceylan Ertem, Yeni Yaşam Gazetesi'nden Nezahat Doğan'a açıklamalarda bulundu.

Cumartesi Anneleri için seslendirdiği 'Beni Bul' şarkının kendisi için yaşattığı duygularını anlatan Ertem, "Yaşamadığım bir travmanın sanki acısını ben de yaşayabildim. 99 depreminden birkaç ay sonra İstanbul’a geldim ve Akademi İstanbul’a girmek istedim. Çünkü Ayşe Tütüncü, Bülent Ortaçgil gibi öğretmenler vardı. Okul da tam Beyoğlu’ndaydı. Eski Beyoğlu’ydu, çok güzeldi. Her gün okula giderken Cumartesi Anneleri’nin oturduğu taşlara bakıyordum ve hafta sonları da onları görüyordum. Zaman zaman ben de onların yanında duruyordum. Acılarına ortak olmaya çalışıyordum çünkü tek istedikleri evlatlarına ne olduğunu sormak ve bulmaktı" dedi.

'ÇOK YARALI VE ÜZGÜNÜM'

Cumartesi Anneleri'nin mahkeme karşısına çıkmasını değerlendiren Ceylan Ertem, "Yani hiç anlamıyorum gerçekten. Biraz o yüzden de insanlardan uzaklaştım. Bir köye taşındım. Neredeyse kimsenin telefonunu açamaz, kimseyle konuşamaz hale bile geldim. Biraz belki arkadaşlarım bana küsüyorlardır ama gönüllerini inşallah biraz daha iyi hissedince alacağım. Çok yaralı ve çok üzgünüm. Orada o şarkıyı ben tek başına söylemedim. Kayıp yakınlarıyla birlikte söyledik. Gülten Kaya da sağ olsun, Ahmet Kaya’nın o zaman kaydettiği altyapıyı bize vermişti. Diyecek bir şey bulamıyorum gerçekten. Sözcükler boğazımda düğümleniyor. Her zaman onların yanındayım ve her zaman burada bir kızları olduğunu mutlaka bilsinler. Bence Türkiye’de kendi etlerinden can kopmuş, yavruları kaybolmuş olabilir ama böyle güzel anlamda üvey bir sürü çocukları var. Acılarımızı ortaklaştırmalıyız ve empati kurmalıyız" ifadelerini kullandı.

'ŞU ANDA HİÇBİR ALANDA ÖZGÜR DEĞİLİZ'

Aşık Mahsuni Şerif, Bülent Ortaçgil, Yeni Türkü, Bulutsuzluk Özlemi ve daha bir çok grup ve müzisyenin kendisinde katkısı olduğunu söyleyen Ertem, "Aşık Mahsuni Şerif’ten "Dargın Mahkum" ve "Zalım" türküsü de o kadar büyük tabular yıkmış ve o ozana türlü eziyetler edildikten sonra eli kolu bağlanmış zulümler görmüş ki işte bütün zorlukları o yaşadı ama bize yol açtı. Biz de artık özgürce her şeyden bahsedebiliyoruz durumuna -TRT denetiminden geçmesek de- geldik. Tabi ki şu anda bir sürü Rap, Hip-Pop müzisyeni yargılandı yargılanmaya da devam ediyor ya da pop müzisyeni de; ben de savcılığa gidip duruyorum yazdığım sözler yüzünden ama, en azından evimiz yakılmadı Aşık Mahsuni gibi. Hapse girmedik" diyerek müzik ve sanatın giderek özgürleşmesini umut ettiğini belirtti ve, "Şu anda hiçbir alanda özgür değiliz" dedi.

'SESSİZLERİN SESİ'

"İnsan bu kadar tokatlanırken, çimdiklenirken bunun çığlığını atmaz" diyen Ertem, "Daha önce de söylemiştim. Müzisyenler "sessizlerin sesi" olmalı diye. Ama bu sadece benim hayalimdeki müzisyenler ya da benim sevdiğim Türkiye’de veya dünyadaki dev müzisyenlerin yaptıkları. Öyle olmak zorunda da değil. Kimseyi oturup da "ya efendim sen manyak mısın? Sabahtan akşama kadar aşk şarkıları yazıp söylüyorsun" diyemezsin. Onu da çok güzel yapanlar var! Ben de söylüyorum aşk şarkıları ve bu duyguyu yaşadım. Ben bir müzik dinleyicisi olarak bile konuştuğumda bence yaşadıklarımıza zaman zaman ayna tutmuyor olmamız kendimizi tutuyoruz anlamına geliyor. Kendilerini tutuyorlar bence. Yoksa başka türlü olamaz. Ya da empati azlığı sonucu çıkıyor. Bir şarkıcıda, söz yazarında, müzisyende empati azlığı varsa o da bir sorun ayrıca. En azından 70 tane şarkın varsa bir üç dört tane bu yediğimiz darbelerden bahsediyor olmalı gibi geliyor. Tersi bir tuhaf geliyor" dedi.

'BENCE BU ÇOK UTANÇ VERİCİ'

İstanbul Sözleşmesi'nin gece yarısı iptal edilmesi hakkında da konuşan Ertem, "İstanbul Sözleşmesi'ni soruyoruz. Neden iptal ediliyor? Neden biz önce önayak olduk ve şimdi neden böyle diye ülkedeki muhalefet de dahil olmak üzere herkes bu soruyu sordu ve kahroldu. Kadınlar öldürülüyor! Ya da Boğaziçi eylemindeki öğrencilerin neden boğazına yapışıldı? Bence bu çok utanç verici. O gençler ülkelerini seviyorlar, okullarını seviyorlar ve bu atanmış Kayyum Rektörü kabul etmiyorlar diye nasıl bu öğrencilerin boğazına sarılabilirler, yerlerde sürüklenebilir ve ters kelepçe takılabilir. Dört beş tane fotoğraf gördüm ve gerçekten çok üzüldüm. Fiziksel olarak artık hastalanmaya başlıyoruz. Bunlar çok yanlış ve çok korkunç! Biz bu yaşananları ve bu hayatı hiç hak etmiyoruz. Ve çok da dolduk hangi konu hakkında ne diyeceğimizi şaşırdık artık. Hatta görüyoruz Şule Çet, Özge Can için bir Twit atmış: öldürülen her kadın bir önce öldürülen kadın için "ben onun yerinde olmak istemiyorum" diye bir twit paylaşmış. Ne bilim, ben bilmiyorum ki belki de beş altı ay sonra "sana bana" olacak bu! Değer Deniz de bizim çok yakın şarkıcı bir arkadaşımızdı ne oldu? Evinde tecavüz edilip öldürüldü. Adam 40 yıl hapis aldı. Bu mudur cezası? Bence müebbet olmalı. Zaten İstanbul Sözleşmesi varken bile uygulanmıyordu ve korumuyordu. E şimdi katil ruhlu bir cani olsan kendine güvenirsin değil mi? "Ne güzel bana bir şey olmuyor gözaltına alınıyorum, salıveriliyorum." Üniversite öğrencisinden çok daha kısa sürede salıverileceğini biliyor, burnuna pudra şekeri çeken, ya da bir kadını öldürmeye çalışan adam. Biz artık olduğumuz yerden bas bas bağırıyoruz, bir takım kanıtlar bulunuyor. Gazeteci arkadaşlarımız, avukat arkadaşlarımız çırpınıyor da tekrar tutuklanıyor. Yoksa bence tekrar tutuklanmalar bile yaşanmayacak. Şaka mı bu yaşadıklarımız gerçek mi? Gerçekten inanmak istemiyorum ki "ben hayaller dünyasında" yaşaması gereken bir müzisyen olarak şu anda öyle hayaller dünyasında yaşayan, gerçeküstü yaşayan insanlar var ki ağzım açık kalıyor. Ne yazık ki ayağım yere basıyor" ifadelerini kullandı.

kadın özgürlük Ses Sessizlik cumartesi anneleri