Ceylan Önkol'un annesinden Adalet Yürüyüşü'ne çağrı
Adalet Yürüyüşü'ne bir destek de Ceylan Önkol'un annesinden geldi. Sekiz yıldır adalet beklediğini söyleyen anne Saliha Önkol, “Ceylan'lar bu ülkede adalet olmadığı için ölüyor' dedi.
BAHAR KILIÇGEDİK
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun 15 Haziran’da Ankara’dan başlattığı ‘Adalet Yürüyüşü’ devam ediyor. Milletvekilleri Enis Berberoğlu’nun tutuklanmasının ardından başlatılan adalet yürüyüşü geniş bir kesimden destek gördü. Yürüyüşe destek verenler arasında, eşbaşkanları dahil 13 milletvekili tutuklu olan HDP başta olmak üzere, Roboski aileleri, insan hakları örgütleri, sendikalar ve çeşitli sivil toplum kuruluşları da bulunuyor.
Adalet talebine sahip çıkanlar sadece CHP’liler değil. 1990’lı yıllardan bu yana yakınlarını faili meçhul cinayete kurban veren aileler, her cumartesi günü alanlara çıkıp çocuklarının akıbetini soran anneler adalet talebi ile yürüyüşe destek verenlerdendi.
Ülkede 1990’lı yıllardan bu yana yaşanan çatışmalarda 10 binlerce insan yaşamını yitirdi, bir o kadar kişi gözaltında işkenceden geçildi. Yaşanan çatışmalı ortamlarda sayısız sivil ve savunmasız insan canından oldu. Polis ve askerlerin karıştığı ölümlerde ise yargı işlemedi. Yargılama yıllarca sürdü; ya failler ortaya çıkarılmadı ya da cezasızlık uygulandı. Çocuklarını kaybeden aileler, adalet talebini yıllarca dillendirdi. Kolluk kuvveti kurşunu veya atılan patlayıcı maddelerden dolayı ölenlerin arasında çocuk yaşta olanlar da vardı. Enes Ata, Mahsum Mızrak ve Ceylan Önkol bu çocuklardan sadece bazılarıydı.
SALİHA ÖNKOL: ADALET YÜRÜYÜŞÜNÜ ÖNEMSİYORUM
CHP’nin başlatmış olduğu adalet yürüyüşüne yönelik bir çağrı da Ceylan Önkol’un annesi Saliha Önkol’dan geldi. CHP’nin başlattığı yürüyüşü olumlu bulduğunu anlatan anne Önkol, "Ben tam 8 yıldır adalet bekliyorum" dedi. Önkol, adalet talebinin sadece kayıpları yaşayanlar değil, toplumun her kesimi tarafından dile getirilmesi gerektiğini söyledi.
CEYLANLAR ADALETSİZLİKTEN ÖLÜYOR
Ceylan’ın 8 yıl önce yaşamdan koparıldığını ifade eden anne Önkol, şunları söyledi: "Kızımın yaşıtları şu an 20 yaşında. Ben kızımın büyüdüğünü göremedim. Kızımı kaybettiğim günden bu yana sürekli adaletin sağlanmasını istedim. Sadece kendi çocuğum için değil, herkes için istedim. Ama ne yazık ki adalet sağlanmadı. Kızımın failleri bulunmadı. Benim Ceylan’ımın ardından kaç Ceylan öldü? Sayısızca çocuk, kızımın yaşında hayattan koptu. Bu ölümler adalet sağlanamadığı için yaşanıyor. Adalet olmadığı için Ceylanlar ölüyor. Adalet sağlansaydı, failler hak ettiği cezalara çarptırılsaydı kolay kolay cinayetler işlenmezdi."
ADALETİ HERKES İSTEMELİ
Tüm bunların tekrar yaşanmaması için herkesin adalet talebini dile getirmesi gerektiğini belirten Önkol, "Bu sadece Kılıçdaroğlu’nun isteği ile olacak şey değil. Herkesin adaleti istemesi gerekir" dedi.
ÇOCUK ÖLÜMLERİNDE FAİL BULUNMUYOR
İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi, Çocuk Hakları Merkezi Yöneticisi Avukat Ercan Yılmaz, adaletsizliğin en büyük mağdurlarının çocuklar olduğunu söyledi. Çatışmalı ortamdan en fazla çocukların etkilendiğini belirten Yılmaz, "1990’lı yıllardan bu yana ölümler yaşanıyor. Çocuk ölümleri ile ilgili açılan davalarda ise failler bulunmadığı gibi, faili bulunan davalarda ise cezasızlık politikası uygulanıyor" ifadelerini kullandı.
SUÇLU OLAN KAMU GÖREVLİSİNE CEZA İNDİRİMİ
Bölgede çok sayıda çocuğun ölümü ile ilgili açılan davaların şüphelilerinin devlet görevlileri olduğunu ifade eden avukat Yılmaz, "Şahin Öner davasında faili göremiyorsun. Neden? Çünkü zırhlı araç altında kalan bir çocuğun ölümü söz konusu… Buna benzer davaların çoğunda kamu görevlilerini koruyan bir yaklaşım var. Örneğin Cizre’de öldürülen Nihat Kazanhan davası var. Kazanhan olayında çocuğun silahla vurularak öldürüldüğü görüntüleri apaçık ortada. Her şey delilli, ispatlı. Mahkeme bu davada ne yapıyor? Mahkeme, bölgenin çatışmalı halini, kamu personeli için haksız tahrik olarak değerlendirdi. Haksız tahrik adı altında fail olan kamu personeline indirimler yapıldı. Kamu personelinin çocuğun yaşamına son verdiğine dair deliller olmasına rağmen, ceza kanunda indirime yarayan maddeler sonuna kadar kullanıldı" dedi.
DELİLLER ADLİ EMANETTEN ÇALINIYOR, ARAŞTIRILSIN TALEBİMİZ KABUL EDİLMİYOR
Mahkemelerin kamu görevlilerinin işlediği suçlarla ilgili açılan davalarda adaletin sağlanamadığını belirten Yılmaz, Enis Ata ve Mahsum Mızrak davalarını örnek gösterdi. Ercan, "Enis Ata ve Mahsum Mızrak davasında çocukların ölümüne neden olan gaz fişekleri adli emanetten çalınıyor. Bu gaz fişekleri hangi polisin kullandığı silahtan atıldığının tespiti açısından önemliydi. Ama nasıl olmuşsa adli emanetten çok önemli deliller çalınabiliyor. Biz de adli emanetten delillerin çalınması ile ilgili, konunun detaylı araştırılması talebi ile savcılığa suç duyurusunda bulunduk. Savcılık ne yapıyor dersiniz? Bu talebimiz ile ilgili takipsizlik kararı veriyor. Yani dava açmaya gerek duymuyor. Böyle bir durum karşısında nasıl adaletten söz edebiliriz" diye konuştu.
Mahkemelerin özellikle kamu görevlilerinin sorumlu olduğu davalarda bu yönlü davrandığını anlatan Yılmaz, "Vatandaşın kendi arasında yaşadığı uyuşmazlıkta uygulanan hukuk, kamu personeli içinde uygulansa sorun yaşanmazdı. Biz normal mevzuatın uygulanmasını istiyoruz, o bile uygulanmıyor" dedi.
637 ÇOCUK YAŞAMINI YİTİRDİ
İHD Diyarbakır Şubesinin 2012 Yılı raporuna göre, 1988-2013 yıları arasında Kürt illerinde toplam 569 çocuk yaşamını yitirdi. İHD’nin 2016 Yılı raporuna göre, 5 çocuk silah kullanma yetkisinin ihlali ve dur ihtarı nedeniyle güvenlik güçlerinin hedefi olarak yaşamını yitirdi. Raporda, bölgede 22 çocuğun silahlı çatışma ortamından, 41 çocuk ise bombalı saldırılardan kaynaklı yaşamını yitirdi.
CEYLAN ÖNKOL DAVASINDA NELER YAŞANDI?
12 yaşındaki Ceylan Önkol, 28 Eylül 2009 tarihinde, Diyarbakır’ın, Lice ilçesi Şenlik köyüne bağlı Xambaz mezrasında keçileri otlatırken meydana gelen bir patlama sonucu hayatını kaybetti. Savcının "can güvenliği" gerekçesi ile gitmediği olay yerinde Ceylan’ın cenazesi 6 saat boyunca bekletildi. Olay yeri incelemesi 3 gün sonra yapıldı. Önkol ailesi, Ceylan Önkol’un, askerler tarafından atılan patlayıcı bir maddenin isabet etmesi sonucu hayatını kaybettiğini açıkladı.
30 Nisan 2014’te Ceylan Önkol’un ölümüyle ilgili soruşturmayı yürüten Lice Cumhuriyet Başsavcılığı, dosyadaki kanıt ve raporların faillerin tespiti için yetersiz olduğuna kanaat getirdi ve dosya için "Daimi arama kararı" verdi. Kararda "olayın kasten gerçekleştiğine dair yeterli delil elde edilmediği" de belirtildi.
Önkol ailesinin avukatları, soruşturma devam ederken dosya hakkında alınan gizlilik kararına yaptıkları tüm itirazlar ve talepleri reddedildiği için 2010 ve 2012 yılında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) iki ayrı başvuruda bulundu. Önkol ailesinin başvurusunu değerlendiren AİHM, etkin soruşturma ve yaşam hakkı açısından "ihlal olmadığına" karar verdi.