Cezaevinde trans bireye tecavüz iddiası
Elazığ Cezaevi'ndeki işkence iddiaları ayyuka çıktı; tek tip kıyafet, süngerli oda, tazyikli su ve tecavüz.
Remzi BUDANCİR
ARTI GERÇEK- Cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerine her gün yenisi ekleniyor. Elazığ Kapalı Cezaevi günlerdir yaşanan ihlallerle gündemdeydi. Diyarbakır Barosu Cezaevleri İzleme Komisyonu, Elazığ Cezaevlerinde yaşanan ihlallere ilişkin basın açıklaması yaptı.
Açıklamayı okuyan Diyarbakır Barosu Cezaevleri İzleme Komisyon Sekreteri Avukat Öykü Çakmak, cezaevlerindeki ihlallerin yasal mevzuatların yetersizliği ve keyfi muamelelerden kaynaklandığını söyledi. Çakmak, cezaevlerinde yaşanan sorunun başında tek tip kıyafet, süngerli oda, kimlik taşıma uygulaması, işkence ve kötü muamele uygulamalarının geldiği vurgulandı. Cezaevi idaresinin, keyfi uygulamalarına OHAL ve KHK'leri gerekçe gösterdiğini ifade eden Çakmak, OHAL sonrasında yaygın sevk ve sürgünlerin hem tutuklu ve hükümlüleri, hem de aileleri mağdur ettiğini söyledi.
KADIN TUTUKLULARA İŞKENCE
Elazığ Ceza İnfaz Kurumu Kampusunun açıldığı ilk günden bu yana hak ihlalleriyle gündemden düşmediğini hatırlatan Çakmak, şunları söyledi: "Elazığ Ceza İnfaz Kurumunda, yaşanan ve yukarıda sıralamış olduğumuz hak ihlallerinden biri olan tutuklu ve hükümlülerin 'kimlik taşıma' zorunluluğudur. Keyfi ve insan onuruyla bağdaşmayan tutumun hükümlü ve tutuklularca kabul edilmeyişi, kendilerine yönelik ağır disiplin cezaları verilmesine sebep olmaktadır. Bu meseleye dair cezaevi savcısı ile görüşmek için avluda bekleyen kadın tutuklu ve hükümlülerin darp ve şiddet gördüğü, bu darp ve şiddetin 'cinsel şiddete' vardığına dair komisyonumuza bilgi verilmiştir. Basında da yer aldığı üzere, hükümlü İlke Başak Baydar'ın da bu müdahale sırasında ağır darbeler aldığı ve kan kustuğu haber konusu edilmiştir. Aynı şekilde koğuş içlerine yangın söndürme hortumlarıyla tazyikli suyla müdahale edilmiş, bu müdahale neticesinde Hasret Süzgün astım krizi geçirdiği, Rojda Göçmen isimli hükümlü/tutuklu ise eli mazgalın önündeyken gardiyanlarca, parmaklarının mazgalın arasında sıkıştırıldığı bilgisi alınmıştır. Bütün bu yaşananlara yönelik Elazığ Cumhuriyet Başsavcılığı'na yapılan şikayet başvurusunun aynı gün takipsizlikle sonuçlandığı bilgisi alınmıştır.
KADIN TUTUKLULAR 8 GÜNDÜR AÇLIK GREVİNDE
Farklı tarihlerde çıkan müdahaleler sonrasında bazı kadın hükümlü ve tutukluların süngerli odalara alınarak kötü muamele ve işkenceye maruz kaldıkları, bu sebeple kadın tutuklu ve hükümlülerin bir kısmının 8 gündür süresiz-dönüşümsüz açlık grevinde olunduğu beyan edilmiştir.
HASTA TUTUKLULAR TEK KİŞİLİK HÜCREDE
Aynı görüşmelerde Kürtçe olan mektup ve kitaplara cezaevi idaresince el konulduğu, tutuklu ve hükümlülerin tek kişilik odalara alındığı aktarılmıştır. Tek kişilik hücrelere alınanlar arasında Gürbüz Topçu (vücudunun sol yanını tamamen kullanamıyor), Leşker Acar ( Ağır Kalp Hastası ), Yaşar Kırmızı ( KOAH- Behçet Hastası ), Kaçak Demirci (İşitme, duyma, prostat hastalıkları ve ileri derece yaşlı biri), Sedat Alçiçek gibi ağır hastalar da bulunmaktadır.
ÇOCUK TUTUKLU VE HÜKÜMLÜLERE İŞKENCE
Elazığ T Tipi’nde bulunan çocuk hükümlü ve tutuklularla yapılan görüşmelerde, adli ve siyasi suçtan hükümlü çocukların aynı koğuşlarda tutulmasının değişik tartışmalara ve huzursuzluğa sebep olabileceği kaygısı tarafımıza aktarılmıştır. Sayım esnasında ayağa kalkmayan çocukların kameranın olmadığı baş memurun odasına götürülerek darp edildiği ve küfür ve hakaretlere maruz kalındığı iddiası tarafımıza aktarılmıştır. Yaptığımız bu görüşmeler esnasında çocukların gergin ve kaygılı oldukları, görüşme odasının etrafındaki gardiyanların çocuklarla sık sık göz teması kurmaya çalıştığı, bu durumun da çocuklar üzerindeki psikolojik baskı unsuru oluşturma amacı güttüğü değerlendirilmiştir.
TRANS BİREYE COPLA TECAVÜZ
Elazığ T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda bulunan trans birey M.P’nin infaz koruma memurları tarafından tecavüze uğradığı iddiası ile 20 Ekim 2017 tarihinde komisyonumuza başvuru yapılmıştır. Komisyonumuz, 23 Ekim 2017 tarihinde Elazığ T Tipi Cezaevinde kendisi ile bir görüşme gerçekleştirmiştir. Bu görüşmede tarafımıza, defalarca tacize uğradığını, darp edildiğini, infaz koruma memurları tarafından makatına cop sokulduğunu, bu durumun tespiti için hastaneye gitmek istediğini, izler kaybolana kadar hastaneye sevkinin gerçekleştirilmediğini hatta revire dahi götürülmediği ve süngerli odaya alındığını aktarılmıştır. Söz konusu iddialar ile ilgili olarak cezaevinden sorumlu savcıyla görüşülmüş, bu görüşmede tarafımıza soruşturmanın takipsizlikle neticelendireceğini ve trans birey hakkında ise iftiradan soruşturma açacağını dile getirmiştir."
DİĞER CEZAEVLERİNDE DE BENZER UYGULAMALAR
Diyarbakır Barosu Cezaevi İzleme Komisyonunun son bir yıl içerisinde bölgede bulunan birçok cezaevine ziyaretler gerçekleştirdiğini belirten Çakmak, yaygın temel hak ihlallerini şu başlıklar altında sıraladı.
- Elazığ Kampüs Cezaevi başta olmak üzere bir kısım cezaevlerinde yaşanan fiziki ve psikolojik baskı, cinsel şiddet, kötü muamele ve işkence,
- Sağlık hakkına erişimin engellenmesi,
- Odalardaki ortak kullanım alanlarına kameraların yerleştirilmesi,
- Düzenli olarak sıcak su ihtiyacının karşılanmaması,
- Keyfi bir şekilde mevzuatta düzenlenen disiplin cezalarından daha ağır yaptırımların uygulanması,
- Nakiller, hastane ve adliye gidiş gelişleri sonrasında çıplak arama dayatılması,
- Hastanelerde kelepçe ile muayenenin zorlanması,
- İletişim ve görüş yasağı cezalarının yaygın uygulanması,
- Kitap, dergi ve gazete yasakları iddiaları ön plana çıkmaktadır.
Cezaevlerinde yaşanan ihlallerin artarak devam ettiğini belirten Çakmak, cezaevlerindeki bu hukuksuz ve keyfi uygulamalarının sona erdirilmesi için Adalet Bakanlığını önlem almaya çağırdı.