Cezaevinde Türkçe konuşma dayatması: Türkçe dışında konuşmaya 'dilekçe' şartı getirildi

Cezaevinde Türkçe konuşma dayatması: Türkçe dışında konuşmaya 'dilekçe' şartı getirildi
Kırşehir Yüksek Güvenlikli Cezaevi'ndeki mahpuslar, idarenin Türkçe dışında konuşmaya dilekçe şartı getirdiğini belirtti. İHD Ankara Şube Eşbaşkanı Ömer Faruk Yazmacı, "Bir mahpus Türkçe biliyorsa başka bir dilde konuşması yasak" dedi.

Artı Gerçek - Kırşehir Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi’nde mahpuslara, Türkçe dışında bir dilde aileleriyle görüşmeleri için dilekçe şartı getirildi.

Söz konusu cezaevindeki 37 mahpus, hak ihlallerine karşı 19 Eylül-3 Ekim tarihlerinde ses çıkarma (kapıya vurma-slogan atma) eylemleri gerçekleştirdi. Cezaevi idaresi, bu eylemleri gerekçe göstererek mahpuslar hakkında disiplin cezaları verdi. Cezaevi idaresi, 32 mahpusa her bir eylem için ayrı ayrı görüş yasakları, 5 mahpusa ise 30 günlük hücre cezası verdi.

DİSİPLİN CEZALARI

İnsan Hakları Derneği (İHD) Ankara Şube Eşbaşkanı Ömer Faruk Yazmacı, yaşanan ihlallere dair 19 Aralık'ta mahpuslarla görüştü. Yazmacı, aile görüşü ve verilen görüş yasaklarının toplamda 2 yılı bulduğunu söyledi.

Yazmacı, hastane sevkleri sırasında ağız içi arama dayatıldığını, SEGBİS ile mahkemelere katılmaları yönünde idarenin baskı uygulandığını ve bu durumla savunma hakkının engellendiğini ifade etti. Tahliyelerin uzatılması ve infaz yakmalarının da olduğunu ifade eden Yazmacı, "İnfaz erteleme ve yakmalarının gerekçelerinin başlıca sebebi ise ‘pişmanlık yasası’ dayatmasının mahpuslar tarafından kabul edilmemesidir" diye kaydetti.

TÜRKÇE KONUŞMA DAYATMASI

Yazmacı, mahpusların cezaevi idaresinin kendilerine "Bilinmeyen bir dilde konuşmak için ya sizin ya da konuştuğunuz kişinin Türkçe bilmemesi gerekiyor" dediğini paylaştı. Yazmacı, ayrıca mahpuslara, farklı bir dilde görüşme yapmaları için öncesinden idareye dilekçe vermelerinin dayatıldığını söyledi.

Yazmacı, söz konusu dilekçeye dair şunları söyledi:

"Cezaevi idaresi bu dilekçenin içerisinde Türkçe bilmeyen kişinin kimlik numarası dahil bütün kişisel bilgilerinin yer alması gerektiğini belirtmiş. Mahpuslara 'Eğer bu dilekçeyi verirseniz konuşmalarınız dinlenecek, saldırgan veya aykırı bir şey söylerseniz tespit edilecek’ denilmiş. Sonrasında da ‘Bu dilekçeyi verdiğiniz ve belirttiğiniz dilin dışında başka bir dil konuşamayacaksınız. Eğer konuşma esnasında bir kelime bile Türkçe geçerse konuşmanız kesilecektir’ diye ikaz yapılmış.

Yani bir mahpus Türkçe biliyorsa başka bir dilde konuşması yasak. Bu tam da 12 Eylül darbe anlayışının zihniyetidir. Bir mahpus cezaevi müdürüne ‘Eğer annem ile telefonda konuşurken yeğenim arkadan Türkçe konuşursa da mı konuşmamız kesilecek’ diye sormuş, Cezaevi müdürü, ‘Evet, ne olursa olsun Türkçe konuştuğunuz anlaşılırsa telefonlarınız kesilecek’ diye cevap vermiş.” (MA)

Öne Çıkanlar