Cumartesi anneleri 1011’inci haftada Ferhat Tepe için adalet istedi
Müzeyyen YÜCE
İSTANBUL - Gözaltında kaybedilen yakınlarının akıbetini sormak ve faillerin yargılanması talebiyle Galatasaray Meydanı’nda 1995 yılından bu yana eylem yapan Cumartesi Anneleri/İnsanları, bir kez daha adalet talebini haykırdı.
Kayıp yakınları tarafından 1011’inci hafta açıklamasında, 28 Temmuz 1993'te kaçırılan ve daha sonra ölüsü bulunan Özgür Gündem Gazetesi Bitlis muhabiri Ferhat Tepe için adalet istendi.
Galatasaray Meydanı’nda gerçekleştirilen eylemde yapılan basın açıklamasını, gözaltında kaybedilen Hayrettin Eren’in yeğeni Setenay Eren yaptı.
‘AİHM ETKİN SORUŞTURMA YAPMADIĞI İÇİN TÜRKİYE’Yİ MAHKUM ETTİ’
Eren, “31 yıl önce gözaltında kaybedilen gazeteci Ferhat Tepe için adalet istiyoruz” sözleriyle başladığı açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“Ferhat, 28 Temmuz 1993 tarihinde Bitlis şehir merkezinde, silahlı ve telsizli üç kişi tarafından kaçırıldı. Her yerde Ferhat’ı arayan ailesi ve gazetesi, onun ağır işkence görmüş bedenine 13 gün sonra 'meçhul kişi' olarak gömüldüğü Elazığ Kimsesizler Mezarlığı’nda ulaştı. Resmî kayıtlara göre Ferhat, kaçırıldığı yere yaklaşık 400 kilometre uzaklıktaki Hazar Gölü’ne yüzmeye gitmiş, ancak yüzme bilmediği için boğulmuş ve balıkçılar tarafından bulunmuştu. Ancak Ferhat Tepe’nin bedeninde ağır işkence izleri vardı. Bunun üzerine aile AİHM'e başvuru yapıldı. AİHM, Ferhat Tepe soruşturmasında 'şaşırtıcı eksiklikler' olduğunu tespit etti. Olayın aydınlanması için hükümetin, AİHM’le işbirliği yapmadığını; gerekli bilgi, belge ve tanıklara ulaşımı engellediğini ve etkin bir cezai soruşturma yürütmediğini belirterek Türkiye’yi mahkum etti.”
‘ADALET İSTEMEKTEN VAZGEÇMEYECEĞİZ’
Eren açıklamasının devamında, şu çağrıyı yaptı:
"Ferhat'ın kaybedilişinin 31. yılında bir kez daha vurguluyoruz: Türkiye’de yaygın bir sorun olan cezasızlık uygulamaları, mevcut iç hukuk yollarının kayıp yakınlarına hiçbir çözüm sunmamasına neden olmaktadır. Etkili bir soruşturmanın amacı, hesap verebilirliği sağlamak ve suçlular üzerinde caydırıcı etki yaratmaktır. Devletin etkin soruşturma yapma yükümlülüğünü yerine getirmemesi, benzer suçların bugün ve gelecekte işlenmesine zemin hazırlamaktadır. Kaç yıl geçerse geçsin Ferhat Tepe için, tüm kayıplarımız için adalet istemekten, devletin evrensel hukuk normları içinde hareket etmek zorunda olduğunu hatırlatmaktan vazgeçmeyeceğiz.”