Polis ablukasını aşan DEM Parti ve DBP esnafla buluştu... Bakırhan: Sandık sonucunu tanımayanları biz de tanımıyoruz
Rojhat ABİ
HAKKARİ - Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanları Tülay Hatimoğulları ve Tuncer Bakırhan ile Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanları Keskin Bayındır ve Çiğdem Kılıçgün Uçar, Hakkari'de STK'lerle buluşmasının ardından esnaf ziyareti yapmak istedi ancak polis, DEM Parti ve DBP heyetini ablukaya aldı. Bunun üzerine arbede yaşandı.
Abukaya tepki gösteren Hatimoğulları, "Saray'daki de duysun Türkiye'nin üçüncü büyük partisi, 6.5 milyon oy almış bir partiye yapılanı bütün dünya seyretsin. Erdoğan gidip Avrupa'dan para mı dilenecek. Bu görüntüler bütün dünyaya yayılacak. Bakalım gitsin Hazine Bakanınız para istesin. Demokrasi adına milletvekillerine ve seçilmişlere kalkan. Bütün dünya tarihine böyle gireceksiniz" dedi.
BOZ: BU HALK SİZİ İSTEMİYOR DEFOLUN GİDİN
Ablukaya tepki gösteren DEM Parti Muş Milletvekili Sümeyye Boz da "Halk söyledi, esnaf söyledi istenmiyorsunuz. Siz burda gaspçısınız, talancısınız, rantçısınız. Siz burada kabul edilmiyorsunuz. Meşru değilsiniz. Halk sizi istemiyor, reddediyor. Bu halk size gereken cevabı verdi, yine verecek. Defolun gidin. Dilinizden İslamı Kuran'ı düşürmeyen modern zaman tağutlarının emri altındaki bendelersiniz hepiniz" diye konuştu.
ABLUKA KALKTI
Hakkari'de polis ablukası kaldırıldı, DEM Parti ve DBP'nin esnaf ziyareti başladı. Yürüyüşte 'berxwedan jiyane' (yaşamak direnmektir), 'gün gelecek devran dönecek AKP halka hesap verecek' sloganları atılıyor.
ESNAF ZİYARETİ YÜRÜYÜŞE DÖNÜŞTÜ
DEM Parti ve DBP'nin esnaf ziyareti yürüyüşe dönüştü. Hakkarililer sık sık 'Gün gelecek devran dönecek AKP halka hesap verecek', 'Bimre koletî, bijî azadî' (kahrolsun kölelik, yaşasın özgürlük) sloganları atarak yürüyor.
'KAYYIMIN YÜKÜ ARTIK BÜTÜN TÜRKİYE'DE HİSSEDİLİYOR'
Esnaf ziyaretinin ardından açıklama yapan DBP Parti Eş Genel Başkanı Çiğdem Kılıçgün Uçar, "Kayyım tarihsel birşey. Kuruluşundan bu yana Kürtlere bir hukuk uygulanıyor. Hukuk dediğime bakmayın, kastettiğim şeyin kendisi bir hukuksuzluk. Varlığına, kimliğine, değerlerine, kazanımlarına çok derin bir hukuksuzlukla karşı karşıyayız. Bu hukuksuzluğun kendisi sadece Kürdistan'da değil; bugün Türkiye'nin her yerinde yoksulluk, işsizlik, sefalet, adaletsizlik, hukuksuzluk olarak sirayet etmiştir. 2016 yılında başlayan kayyım rejiminin yükü bugün artık bütün Türkiye'de çok ağır bir şekilde hissediliyor" dedi.
'SÖZ BAŞKA İCRAAT BAŞKA'
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Kızılcahamam Kampı'ndaki sözlerini hatırlatan Uçar, "Bu ülkenin Cumhurbaşkanı 1 Haziran'da bir kamp yaptı, kurmaylarıyla birlikte. Kamptaki sözlerinden bir basına yansıdı. Diyor ki 'Kürtler yanlış devlet politikalarıyla ötekileştirildi, biz samimiyetle kucakladık. Bunun doğru olmadığını hepimiz biliyoruz. Söz başka icraat başka bu ülkede. Bu kamptan iki gün sonra, Kürt halkının direniş merkezi, direniş hafızası olan Hakkari'ye her zamanki gibi kendilerini ve yürüttükleri politikaları açığa koydular" diye konuştu.
'AKP ADAYINA BELEDİYE BÜTÇESİNDEN SEÇİM ÇALIŞMASI YAPILDI'
Kayyım politikalarını eleştiren Uçar, "Üç gündür burdayız. Hakkari'de neler yaşanığını sadece bu üç gün anlatmıyor. Özel savaş politikaları dediğimiz fuhuşun, uyuşturucunun, kolluk gücüyle ve korucular tarafından yapıldığı bir kentteyiz. Üçüncü kez kayyım atanıyor, kayyımın 135 milyon borç bıraktığı bir kentteyiz. AKP adayına belediye bütçesiyle seçim çalışması yapıldığı bir kentteyiz. Kayyım Kürdistan'daki birçok yerde devasa borçlar bıraktı. Bu halkın kazanımlarını yok etmek için elinden geleni yaptı. Bunu yapan tek başına iktidar değil. Bunu yapan tek başına kayyımlar değil. Bunu yapan devlettir. Devletin Kürtlerle kurduğu ilişkilerdir" dedi.
'DEMOKRATİK SİYASETE KUMPAS KURULUYOR'
Kayyım rejimine karşı mücadele edeceklerini vurgulayan Uçar, "Kayyım rejimine 2016'dan bu yana nasıl refleks verdiysek bundan sonra da yeneceğiz. Kayyımı kabul etmiyoruz. Kayyımı meşru göstermeye çalışanlar belediye başkanımıza 19 yıl hapis cezası verdiler, KCK Davası adı altında. Daha yeni cezaların verildiği Kobani Davası nasıl bir kumpasa belediye başkanımıza cezaların verildiği KCK Davasının kendisi de bir kumpastır. Kürdistan ve Türkiye'deki demokratik siyasete, bu ülkenin geleceğine kurulmuş bir kumpastır bu. Bulunduğumuz her yerde kayyıma karşı, kayyımın yürüttüğü tahribata karşı, bırakmak istediği geleceksizliğe karşı ses olmaya devam edeceğiz" diye konuştu.
BAKIRHAN: HAKKARİ'DE TAM BİR DARBE YAŞANIYOR
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, "Üç gündür Hakkari'de yaşananları herkes izledi. Bir asker inmemişti o da postallarıyla indi. Bu bir darbe hukukudur dediğimiz zaman birileri sanırım anlamak istemiyorlar. Gerçekten Hakkari'de tam bir darbe yaşanıyor. Dünden beridir adım atamıyoruz. Her adımda önümüzü kesen, bizi engelleyen kolluk,; açıklamalarımızı ve halkımızla buluşmamızı engelleyen bir önlemle karşılaştık. Hakkari'de eksik ve yanlış yapanlar üç gündür halkımızla buluşmamızı engellediler" dedi.
'BUNUN ADI SİYASİ DARBEDİR'
Bakırhan, "Bizim bir araya gelmemizden korkanlara buradan bir çağrı yapalım. Kayyım atıyorsunuz, halkla buluşmamızı engelliyorsunuz bunun adına demokrasi diyorsunuz. Erdoğan, seçimden hemen sonra sandıktan çıkan iradeye saygı duyacağız demişti. Peki Hakkari'de sandık sonuçlarına saygı duydu mu? Hayır. Hakkarililerin iradesi bunun dışında demek istedi. Bu kayyımcı anlayışı 2 dönem gördük. Kentlerimizi tahrip ettiler, kültürümüzü yok etmeye çalıştılar, belediyeleri borç batağına batırdılar, seçimde büyük bir yenilgi aldılar ama belediyelere üçüncü defa kayyım atadılar. Kürdün iradesini tanımıyorum, kayyım atıyorum; bunu adı siyasi darbedir" diye konuştu.
'SANDIK SONUCUNU TANIMAYANLARI BİZ DE TANIMIYORUZ'
Bakırhan, "Sandığın sonucunda Hakkari'den ne çıktı, DEM Parti çıktı. Bizimle bütün olanakları ile yarışan; baskıyla, zorla, kaçak seçmenle Hakkari halkının iradesini boşa çıkarmak isteyenler yenildi. 'Ben yenildim ama sandık sonucunu tanımıyorum' diyorlar. Sandık sonucunu tanımayanları biz de tanımıyoruz.Sandık sonucunu yok sayanları biz de yok sayıyoruz. Hakkarili kadınların, gençlerin, halkımızın alın teriyle kazanılmış yerel yönetimi tanımayanları biz de tanımıyoruz" dedi.
İKTİDARA ÇAĞRI: 'BELEDİYE MECLİS KENDİ İRADESİNİ SEÇSİN'
İktidara çağrı yapan Bakırhan, "Bu yanlışınızdan vazgeçin. Başka yerlerde uygulamış olduğunuz o antidemokratik hukuku bile burada uygulamıyorsunuz. Madem belediye başkanımızı aldınız, bunu kınıyoruz, Hakkari Belediye Meclisi kendi iradesi tekrar seçsin. Ama Kepez'de, İstanbul'da, Türkiye'nin başka yerlerinde belediye başkanları alındığı zaman meclise seçtiren irade Hakkari'ye seçtirmiyor, kayyım atıyor. Kürt halkının hafızalarında, bu kayyımcı, bu zor, bu Kürdü yok sayan, Kürde düşmanlık yapan pratikelerinizle anılacaksınız. Kürtler sizin bu kötülüklerinizi asla unutmayacak. Sandık yarın mı kurulur, bir sonraki yıl mı kurulur bu Kürtler başta Hakkari olmak üzere sizlere mislisiyle sandıkta cevabını verecek" diye konuştu.
'TEZ ELDE BU YANLIŞTAN DÖNÜLMELİ'
Hakkari halkının iradesini savunmaya devam edeceklerini dile getiren Bakırhan, "Bu yanlış kararda hükümet dönünceye kadar Hakkari halkıyla, kadınıyla, gençleriyle, irademizle birlikte burada olacağız. Hakkari halkı yalnız değil. Türkiye'nin dört bir yanında demokrat, ilerici, sol, sosyalist çevereler hatta muhafazakar partiler, İYİ Parti dahil olmak üzere bu kayyımcı zihniyete hayır dedi. Hükümet Türkiye kamuoyunun kayyımlar konusunda ortaya koymuş olduğu bu iradeyi görmeli. Kayyımın Türkiye'ye bir yararı yok. Demokrasiye yararı yok. Halklarımızın kardeşleşmesine yararı yok. Kayyım Kürtleri ayrıştırmaktır, iradesini yok saymaktır. Tez elden bu yanlıştan dönülmeli. Bu yanlış başka bir yerde asla tekrar edilmemeli. Kürtler kesinlikle iradesine sahip çıkacaktır. Türkiye halkları kesinlikle iradesine sahip çıkacaktır" dedi.
BAYINDIR: HALKIMIZLA DİRENECEĞİZ
DBP Eş Genel Başkanı Keskin Bayındır, "Bize ne yapacaksınız diye soruyorlar. Biz direneceğiz. Halkımızla, annelerle, gençler ve kadınlarla direneceğiz. Kürt halkının iradesinin önünde duramayacaktır. Tüm Kürdistan halkına ayağa kalkma çağrısında bulunuyorum. Bugün irademize sahip çıkma günüdür. Bu sahip çıkma tüm Kürtler ulusal diline, iradesine sahip çıkmalıdır. Bunları ayaklar altına alacağız" diye konuştu.
GÜRKAN: BU DÜZEN BÖYLE DEVAM ETMEYECEK
EMEP Genel Başkan Yardımcısı Selma Gürkan, "Van'da bir deneme yaptılar boşa çıktı şimdi burada bunu yapıyorlar. Mehmet Sıddık Akış, iktidarın verdiği kararla görevinden alınmış ve ceza verilmiştir. DEM Parti’liler hırsızlık, arsızlıktan ceza almadılar. Ama kayyımlar hırsızlık, usulsüzlük yaptılar. AKP’nin çok sayıda belediye başkanı belediyenin kaynaklarını peşkeş çekmiştir. Bu düzen böyle devam etmeyecek. Kayyım sadece Hakkari’yi ilgilendiren bir durum değildir. Eğer kayyım burada başarılı oluyorsa Türkiye’deki hiçbir belediye güvencede değildir. Bu iktidar bir demokrasi sorunudur ve bu sorunu ortadan kaldırmamız gerekiyor” dedi.
ATAŞ: KAZANILMIŞ HİÇBİR MEVZİYİ ONLARA TERK ETMEYECEĞİZ
Sosyalist Meclisler Federasyonu üyesi Erdal Ataş da “Bizim sürdüğümüz mücadele bir belediye değil, halkların barış içerisinde yaşamasıdır. Bu açlık düzenini ve kayyım rejimini kabul etmiyoruz. Kazanılmış hiçbir mevziiyi onlara terk etmeyeceğiz. Burada göstereceğimiz direniş emek, kadın mücadelesi, ekoloji, gençlik ve her alanda büyük bir başarı getirecektir. Ne yaparlarsa yapsınlar bizim mücadelemiz devam edecektir. Biz asla onlara boyun bükmeyecek ve mücadelemiz devam edecek” diye konuştu.