DEM Parti'nin Diyarbakır aday adayları çözüm önerilerini anlattı

DEM Parti'nin Diyarbakır aday adayları çözüm önerilerini anlattı
DEM Parti, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı aday adaylarını canlı yayında tanıttı. Aday adayları hem siyasi gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu hem de kentin sorunlarına yönelik çözüm önerilerini anlattı.

Rojhat ABİ


DİYARBAKIR - Hakların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) ön seçim öncesinde aday adaylarını halka ve delegelere tanıtmak için başlattığı 'Aday adaylarımız konuşuyor' programı kapsamında Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkan aday adaylarını canlı yayında tanıttı.

Dördü kadın 10'u erkek 14 aday adayı,kentin sorunlarına dair çözüm önerileri anlattı ve güncel siyasi gündeme dair değerlendirmelerde bulundu. Aday adaylarından Abdulselam Çiçek ise sağlık sorunları nedeniyle programa katılamadı.

TECRİT, AÇLIK GREVLERİ VE ADALET NÖBETİ

Kadın aday adaylarına 7 dakika, erkek aday adaylarına ise 5 dakika süre verildi. Aday adaylarından birçoğu konuşmasının tamamını veya bir kısmını Kürtçe yaptı. Aday adayları konuşmalarında PKK lideri Abdullah Öcalan'a yönelik tecrit, cezaevlerindeki açlık grevleri ve Adalet Nöbetlerine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Anadilinde eğitim talebine vurgu yapan aday adayları, tutuklu Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanları Gültan Kışanak ve Selçuk Mızraklı'yı da andı.

KAYYIMLAR, MADDE BAĞIMLILIĞI, DEPREM

Aday adayları Diyarbakır’da artan madde bağımlılığına, kayyım ve asimilasyon politikalarına, toplumsal cinsiyet eşitsizliğine, ekolojik kırıma, sosyal ve kültürel tahribata, deprem sorununa, kayyım politikaları nedeniyle işten çıkarılan sanatçıların ve emekçilerin durumuna dikkat çekti.

ÖZER: KAYYIM HIRSIZLIK POLİTİKASIDIR

İlk konuşmayı yerine kayyım atanan Bismil Belediyesi Eşbaşkanı Gülşen Özer yaptı. Özer, Kürtçe yaptığı konuşmasına Adalet Nöbetini sürdüren Barış Annelerini selamlayarak başladı ve PKK lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridi kınadı. Özer, "Kayyım politikası kirlidir ve hırsızların politikasıdır. Geldikleri gibi kadın, dil ve çocuk kurumlarımızı kapattılar. Bugün en kirli asimilasyon politikası Kürdistan’daki gençlerimiz üzerinde yürütülüyor. Kayyım politikaları kadın ve gençlere karşıdır. Tüm aday arkadaşlarıma başarılar. Adaylar rakibim değil yoldaşlarımdır” dedi.

SOLMAZ: KAYYIM TALANININ ÇARESİNİ BİLİYORUZ

Elektrik- elektronik mühendisi Ahmet Solmaz da Kürtçe yaptığı konuşmasına tecride karşı başlatılan Adalet Nöbetini selamlayarak başladı. Kayyımların sanıldığından daha fazla talan yaptıklarını belirten Solmaz, şunları söyledi:

"Talanın çaresini biliyoruz. Halkımızla, partimizle üstesinden geliriz. Halkın çözemeyeceği sorun yoktur. 40 yıldır dünyanın karşısında durabilen bir halk için bir belediye kayyımı hiçbir şeydir. Bundan dolayı belediye kayyımları küçüktür ama asıl kayyım yüzyıllardır Kürdistan coğrafyası üzerinde olanlardır. Demokratik özerlikle önce küçük kayyımları sonra da büyük kayyımları def deceğiz. Partimizle, yoldaşlarımızla, örgütlülüğümüzü güçlendirip başaracağız."

ACUN: ŞEHRİ BİRLİKTE YÖNETECEĞİZ

ÖHD üyesi avukat Berdan Acun da konuşmasına Barış Annelerini selamlayarak ve PKK lideri Abdullah Öcalan'a yönelik tecridi kınayarak başladı. Acun, "Demokrasi, eşitlik ve özgürlük mücadelesi yerelden başlar. Yerel yönetimlerde demokratik, ekolojik, kadın özgürlükçü toplum paradigmasını esas alan bir siyaset yöntemiyle yerel yönetimleri tekrar dizayn edeceğiz. Kayyım rejiminin temel amacı Kürt kazanımlarını yok etmektir. Amed şehrini tüm sivil toplum kuruluşları, gençlik ve kadın meclisleriyle birlikte yöneteceğiz" dedi.

LEYGARA: HER MAHALLEDE ANADİLİNDE EĞİTİM VEREN KREŞLER AÇACAĞIZ

Eski Bağlar Belediye Başkanı, avukat Cabbar Leygara da PKK lideri Öcalan'a yönelik tecridi kınadı. Leygara, "Kayyımların halkımızın kazanımlarını talan ettiği belediyelerde büyük bir enkazla karşı karşıya olacağımızı biliyorum. Belediye hizmetlerimiz herkes için erişilebilir olacaktır. Asimilasyonun önüne geçebilmek için her mahallede ana dilde eğitim veren kreşler açacağız. Sağlık hizmetlerine erişemeyen, yoksul bırakılan yurttaşlarımız için ücretsiz sağlık hizmeti sunacağız. Geleceğimiz olan gençlerimizi uyuşturucudan korumak için çalışmalar yürüteceğiz” diyerek projelerini anlattı.

YAVUZ: SUR’UN HAFIZASINI CANLANDIRACAĞIZ

Çevre mühendisi Livya Artemis Yavuz ise projelerini şöyle anlattı:

"Halkımıza karşı şeffaf, mütevazi ve adil olacağız. Kurmanci ve Kirmancki online dersler vereceğiz. Kürt tarihi için hem yazılı hem de dijital bir arşiv oluşturacağız. Kadın ve tarım kooperatifleri kuracağız. Kadın emeği üzerinden inşa edilen eğitim modelleri oluşturacağız. Sur'un tarihi hafızasını canlandıracak çalışmalar yapacağız. Hayvan hakları konusunda da çok titiz davranacağız. En küçük yerleşim biriminden başlayarak adım adım kendi kendine yetebilen, üretebilen bir kent modeli oluşturacağız."

ÇETEDİR: AMED KADIN KENTİ OLACAK

Avukat Diyar Çetedir ise, “Kayyım kurumsal bir işgaldir, aynı zamanda siyasi irade kırımıdır. Sömürge ülkelerinde uygulanan bir uygulamadır. Kayyımlar ilk geldiğinde kadın, dil ve kültür kurumlarını kapatmıştır. Amed kenti kadın kenti olacaktır. Belediyenin tüm çalışmaları Kürtçe ve Türkçe yapılacaktır. Kültürel soykırıma karşı toplumsal bir varoluş için seçildiğimiz ilk gün kültürel çalışmalara başlayacağımızın sözünü veriyorum. Kayyım kırımı nedeniyle işten çıkarılan emekçilerin bütün hakları geri verilecektir. 6 Şubat depreminden etkilenen yurttaşlarımızın mağduriyetlerini gidereceğiz" diye konuştu.

HATUN: DEPREMDE HALKINA HİZMET ETMEYEN BİR DEVLET GÖRDÜK

Maden Mühendisleri Odası Diyarbakır Şubesi Eşbaşkanı Doğan Hatun ise şunları söyledi:

"Tarihe de baktığımızda Şeyh Sait’in kıyımından sonra umumi müfettişler Kürt kentlerine atandı. İlk olarak Kürtçeyi ortadan kaldırmaya çalıştılar. O tarihte umumi müfettişlikler ne ise bugün de Kürdistan’da kayyım budur. 6 Şubatta bir deprem oldu yine halkına hizmet etmeyen bir devlet gördük. Kürt Hareketi, Kürt halkı içerisinde öyle yerleşmiş ki devletin yapamadığını Kürt halkı, partimiz ve sivil toplum kuruluşlarımızla bir araya gelerek 10 kente yardım ederek yaptı. Hangi arkadaşlarımız seçilirse bir nefer olarak sonuna kadar yanlarında olacağım."

KANDEMİR: YÜZYILLIK UMUDUN MÜCADELESİ

Siyasetçi Garip Kandemir de tecrit ve açlık grevlerine değinerek konuşmasına başladı. Kandemir, "Bu tekçi rejim, hareketimizin gücünü görünce yok olacağını anladı ve ilk olarak belediyelerimize saldırdı. Bu mücadelenin önün kesmeye çalıştı. Ama bu ne mümkün. Bu mücadele yüzyıllık umudun mücadelesidir. Başaracaktır. Bunun içinde kol kola olmalıyız. Ortak akılla komünlerimizi oluşturacağız" diye konuştu.

BUCAK: EŞBAŞKANLIK EŞ YAŞAMDIR

Almanca öğretmeni Serra Bucak, cezaevindeki Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Gültan Kışanak’ı selamladı. Bucak: "Bugün yakaladığımız kenetlenme halinden uzak durmadan bu kentin sorunlarına çoğulcu, demokratik yerel yönetimler paradigmasıyla yanıt verebilirsek çok anlamlı bir iş ortaya çıkmış olacak. Eş başkanlık sistemi yerel yönetimlerde iktidarın paylaşılması asla değildir. Aksine özgür eş yaşamı savunan, mirasını Kürt Özgür Kadın Mücadelesinden alan ve bugünlere kadar getiren toplumsal cinsiyet özgürlüğümüzün bir kazanımıdır” dedi.

KAYA: BU YIL KÜRTLERİN YILI OLACAK

Mimar Hamdullah Kaya da "Yaşanan olumsuz süreçlerin Amed halkı üzerinde yarattığı gerek ekonomik gerek sosyal gerekse psikolojik etkilerini yapacağımız projeler ile elimizden geldiğince sileceğiz. Öncelikle beş yıllık stratejik planımızı hazırlayacağız ve yapacağımız çalışmalarımızda halkın sözünün olmasını sağlayacağız. Bu yıl Kürtlerin ve Kürdistan’ın yılı olacak" diye konuştu.

KARAMAN: KIŞANAK VE MIZRAKLI'NIN PROJELERİNİ HAYATA GEÇİRMEK BOYNUMUZUN BORCU

Selahattin Demirtaş'ın avukatlarından Mahsuni Karaman, kendisini Zazaki tanıttı. Kürt sorununun sadece Kürtlerin değil, bütün hakların sorunu olduğunu belirten Karaman, PKK lideri Abdullah Öcalan'a yönelik tecridin toplumun barış hakkının ihlali olduğunu söyledi. Cezaevindeki tutuklu Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanları Gültan Kışanak ve Selçuk Mızraklı'yı anan Karaman, "Sayın Gültan Kışanak, Sayın Selçuk Mızraklı’nın yarıda bıraktığı, yapamadıkları bütün projeleri yerine getirmek bizim boynumuzun borcudur" dedi.

BEG: KÜRTÇE DİL BİLİMCİLER TOPLULUĞU KURACAĞIZ

Gazeteci Mîr Hasan Beg de kayyım politikalarını eleştirdi. Beg,şöyle konuştu:

"Belediyemizi aldığımızda ilk yapacağımız icraatımız kayyımla çalışmayı reddeden onurlu belediye çalışanlarımızı göreve davet etmek olacaktır. İktidarın kayyım siyaseti, bugün insanlık dışı bir uygulamaya dönüşen, işkenceyi aşmış tecritin yansımasıdır. Buradan sesleniyorum: Çaldığınız her kuruş haram, zehir zıkkım olsun. Yönetimimizde kuracağımız Dil Araştırma ve Geliştirme Komisyonu ile başta Kürtçe olmak üzere Kürdistan’daki tüm dilleri araştıran ve öğrenmeyi hedefleyen dil bilimciler topluluğu kuracağızç"

ERDOĞMUŞ: KÜRT BİRLİĞİNE İHTİYACIMIZ VAR

Eski HDP Milletvekili Nimetullah Erdoğmuş, "Eminim ki bizim belediyeciliğimiz, belediye hizmetlerimiz ve politikamız bir rönesans belediyeciliğinin müjdecisi olacaktır. Bizim belediyemizin karakteri diplomatik belediyecilik karakteri olacaktır. Bizim her şeyden önce bütünlüğe ihtiyacımız var. Biz Amed’de Kürt birliğini sağlarsak eşit bir yaşamın mücadelesi olacaktır” dedi.

TUMA: KENT KONSEYLERİNİ YENİDEN HAREKETE GEÇİRECEĞİZ

Son olarak konuşan insan hakları savunucusu Yeter Erel Tuma kayyım politikalarına karşı projelerini anlattı. Tuma, "Kayyımların yok ettiği kazanımları tekrar elde edip kent konseylerini, mahalle meclislerini, köy komisyonlarını yeniden harekete geçireceğiz. Bu kentin en temel sorunlarının başında elbette devlet politikası olarak yoksunluk, yoksunluğa bağlı olarak yoksulluk, yoksulluğunda beraberinde getirdiği suça bulaşma problemi vardır. Bunlara çözüm olacağız" diye konuştu.

Öne Çıkanlar