Demirtaş'ın tutukluluğuna devam kararı verildi
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın tutuklu bulunduğu davanın ilk duruşmasında mahkeme tutukluluğa devam kararın vererek duruşmayı 14 Şubat'a erteledi.
HABER MERKEZİ - HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesi'nde tutuklu yargılandığı davanın ilk duruşması uluslararası gözlemcilerin, milletvekillerinin salona girmelerinin yasaklanmasıyla başladı.
Duruşma salonuna getirilmeyen Demirtaş, SEGBİS ile bağlanmayı kabul etmeyerek duruşmaya katılmadı.
Demirtaş'ın tutukluluk halinin devamına ve bir sonraki duruşmada hazır edilmesine karar verilerek 14 Şubat 2018 tarihine ertelenmesine karar verildi.
DURUŞMA YASAKLARLA BAŞLADI
Sincan Cezaevi Kampüsü'ndeki duruşmayı takip etmek üzere gelen yabancı heyetin arasında Birleşik Krallık Lordlar Kamarası, İngiltere İşçi Partisi, Fransa Sol Parti, Fransa Kominist Partisi, İtalyan İlericiler ve Demokratlar Hareketi, İsveç Sosyal Demokrat Parti, Norveç Kızıl Parti, Norveç Sosyal Demokrat Partisi, Yunanistan SRİZA, İngiltere’den İnsan Hakları aktivisti ve avkutlar, Alman Sosyal Demokrat Partisi, Avrupa Parlamentosu Sol Grubu, İrlanda Sinn Fein, İngiltere İşçi Partisi, Britanya Genel Sendikası, Danimarka Kırmızı-Yeşil Birlik Grubu ile Danimarka Liberal Parti üyeleri yer alıyor.
İLGİLİ HABER: TUTUKLU VEKİLLERDEN 1 MİLYONLUK TAZMİNAT DAVASI
Ancak mahkeme yönetimi yabancı heyetlerin duruşmaya katılmalarına izin verilmeyeceğini açıkladı.
Soğuk havaya rağmen yurttaşlar Sincan Cezaevi Kampüsü önünde. Halaylarla #Demirtaş'ın yanındayız. pic.twitter.com/TPno2eXLde
— HDP (@HDPgenelmerkezi) 7 Aralık 2017
Duruşma salonuna girmek isteyen gazetecilere, duruşmayı takip edebilmeleri için polislerce Sarı Basın Kartı soruldu. Sarı Basın Kartı sahibi olmayan gazetecilerin duruşma salonuna girişleri engellendi. Duruşmayı takip etmek isteyen Mezopoptamya Ajansı muhabirine, "Mezopotamya Ajansı kesinlikle girmeyecek, emir var" denilerek, salon önünden uzaklaştırılmak istendi.
Duruşmaya getirilmeyen HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş mahkemeye dilekçe gönderdi.
Duruşma salonuna getirilmeyen Demirtaş SEGBİS ile bağlanmayı kabul etmeyerek duruşmaya katılmadı. Demirtaş bizzat duruşmaya katılmak için Edirne Cezaevi'nden dilekçe gönderdi. Ayrıca Demirtaş, SEGBİS uygulamasına ilişkin yasanın iptali için mahkemenin AYM'ye başvurmasını ve bu nedenle yargılamada durma kararı verilmesini istedi.
Kimlik tespitleri ardından başlayan davada savcı, 31 fezlelekeden yargılanan Demirtaş'ın tutukluluk halinin devamını istedi. Ardından Demirtaş'ın avukatları savunma yapmaya başladı. Cumhuriyet'in haberine göre avukatların savunmaları şöyle:
'İKTİDARIN KILICI OLMAYIN'
Avukat Ercan Kanar: Eğmeden, bükmeden gerçekleri ortaya koymalıyız. Siyasi öç alma saikiyle süreç yürütülmüştür. İnsanlık yüzlerce yıllık mücadele sonucu hukuki bağışıklıkları teminat altına almıştır. Basite almamak gerekir. Eğer bir soruşturmaya siyasi faktörler dahil olmuşsa o bir zehirdir. Hukuk devleti ilkesinin tarafsızlık ve nesnelliği ortadan kalkmıştır. Siyasi direktiflerle hesaplaşma yolu olarak yargı seçilirse meşruiyet ortadan kalkar. Yargının tavrı devletten, ideolojiden bağımsız olmalıdır. Biz siyasi hesaplaşmalardan uzak, iktidarın kılıcı olunmayacak kararlar vermenizi istiyoruz. Mahkemenizden cesur bir kararla düşme kararı verilmesini talep ediyoruz. Siyasal hesaplaşmaların coğrafyası halk platformlarıdır, ceza mahkemeleri değildir. Bu yaşananlar düşman savaş hukuku uygulamasıdır.
Aukat Yıldız İmrek: Müvekkilimizle ilgili fezlekelerin tamamı siyasal anlamdaki düşünce açıklaması, basın açıklamaları niteliğinde beyanlardır.Venedik komisyonu 1999 yılındaki değerlendirmesinde yasama sorumsuzluğunun serbest seçim ilkesinin,halkın egemenlik hakkının korunmasın olduğunu, azınlıkta kalan milletvekillerinin korunması ve demokratik çoğunluğun desteklenmesi olarak nitelendiriyor.
Avukat Nuray Özdoğan: En başından beri yargı ve yürütme el ele bizi hukuk çaresizliğinin içerisinde bıraktınız. Devletin güvenliğinin hukukun güvenliğinin üzerinde olmayacağını kabul etmeniz gerekir. Hiç birimiz bu suça ortak olmayalım istiyoruz. Elbette biliyoruz ki gerek iktidar, gerek devlet diyelim bu kararları veren. Ama itirazımız bunun yargının, yargıçların imzasıyla yapılmasınadır. İmzanızı çekin istiyoruz.
Avukat Hasip Kaplan: Duruşma salonundaki koltukları saydım. 1000 sanıklı salon. Bizim dosyamız tek sanıklı. Ama haklısınız Sn. Demirtaş bin kişiye bedeldir. Müvekkilimizi duruşmaya getirdiğiniz taktirde hepinize cevap olacaktır.
Avukat Mesut Beştaş: Mahkeme heyeti olarak siyasetin kimi ne için tasfiye ettiğini bilmek zorundasınız. Seyid Rıza'nın oğlunun kendinden önce asılması nedense, Demirtaş'ın Edirne'ye götürülmesi de aynı amaca hizmet etmektedir. Salonun yarısından çoğu boş, bir şeyi gizlemiyorsanız salona neden seyirci almıyorsunuz.
Avukat Aydın Erdoğan: Bu dava Kürt gerçeğinden ayrı düşünülemez. HDP'nin taşıdığı mesaj kitlelere umut aşılamıştır. Bugün AKP'yi iktidardan düşüren HDP'ye karşı yargı eliyle,araçsallaştırılarak rövanşı alınmaktadır. HDP, 7 Haziran ve 1 Kasım seçimlerinde baraj altında kalsaydı böyle ucube bir yargılamaya ihtiyaç kalmayacaktı. HDP' nin barajı aşmasıyla kentler yerle bir edildi, sivil insanlar katledildi. Bu dava AKP'nin 400 milletvekili alamamasının sonucudur.
Diyarbakır Baro Başkanı Ahmet Özmen: Yargı tekçi ulusal düzeni korumak üzere siyasal iktidar tarafından şekillendirilmiştir. Biz avukatlar hukuk tarihimiz boyunca ilk kez siyasi iktidarın yargıya müdahalelerini kabulünü gördük. Cumhuriyet tarihinin en kötü dönemi yaşanmaktadır. Biz sizlerden cesur olmanızı bekliyoruz, tarihe geçecek bu yargılamanın adil olmasına önem vermenizi bekliyoruz.
Demirtaş'ın savunmasını üstlenen avukatlara, hakim "Herkesin konuşmak istemesi durumunda avukat kısıtlaması getireceği" uyarısında bulundu.
Diyarbakır Barosu eski başkanı Mehmet .Emin Aktar yaptığı savunmada, "Bu davada söylenmek istenen Kürt olarak sen kendi kimliğinle siyaset yapamazsın, varlık gösteremezsin. Sayın Demirtaş'ın şahsında hepimizin, 6 milyon seçmenin özgürlüğü sınırlandırılmıştır" dedi.
Aktar'ın savunmasının ardından mahkeme duruşmaya karar için ara verdi
Aranın ardından mahkeme, Demirtaş’ın AYM’ye gidilmesi talebini anayasanın 148. maddesinde göre OHAL KHK’ları hakkında dava açılamayacağı gerekçesiyle reddine karar verdi.
Yargılamanın durması talebini bu aşamada reddeden mahkeme, Demirtaş’ın tutukluluk halinin devamına, gelecek duruşmada bizzat mahkemeye getirilmesine karar verdi. Duruşma 14 Şubat'a ertelendi.
'DEMİRTAŞ'IN BİR ÖRGÜT YÖNETİCİSİ OLDUĞU DOĞRUDUR'
Duruşmaya ilişkin değerlendirmelerde bulunan Demirtaş’ın avukatlarından Aydın Erdoğan, davayı 'siyasi kin ve husumet davası' olarak nitelendirdi. Erdoğan, "Demirtaş’ın bir örgüt yöneticisi olduğu doğrudur. Ancak bu örgüt HDP’dir. Demirtaş HDP’nin tüm kurul ve meclis grubunun eş başkanıdır" şeklinde konuştu.
7 Haziran seçim sonuçlarını hatırlatan Erdoğan, "AKP, 2002 yılından bu yana ilk yenilgisini HDP karşısında aldı. Yaşanan yenilginin ardından seçim sandığında kazanamayan AKP yargı eliyle HDP’yi sindirmeye çalışmaktadır" dedi.
Duruşmanın Sincan Cezaevi Kampüsü’ne götürülmesine tepki gösteren Erdoğan, "Geçerli hiçbir neden olmamasına rağmen Demirtaş’ın duruşması Sincan’a taşındı. Duruşma salonları Ankara Adliyesi Adalet Komisyonu Başkanlığı belirliyor. Bu siyasi bir davadır, Adalet Komisyonu üyeleri ve adliye çalışanları bu siyasi amaçlara alet olmamalıdır. Demirtaş’ın muhatabı Erdoğan’dır. Erdoğan da bu muhataplığı seçim meydanlarında göstermesi gerekir. Demirtaş’ı hapiste tutarak, siyaset yapmasını engellemek korkunun ve acizliğin ifadesidir" dedi.
'BU DAVA FETÖ'NÜN MİRASI'
Demirtaş hakkında fezleke hazırlayan polis ve savcıların tamamına yakınının FETÖ’den tutuklu veya ihraç olduğunu söyleyen avukat Erdoğan, "Bu dava bir kumpas davasıdır. Balyoz, Ergenekon davalarında yapılan bu kumpaslara hukuksuzluk diyorlar, ancak mesele Kürtler veya HDP olduğu zaman bir anda hukuka uygun oluyor. Bu kabul edilemez. Bu dava FETÖ’nün mirasıdır" ifadelerini kullandı.
İÇERİDE SAVUNMA DIŞARIDA BASIN AÇIKLAMASI YASAK
Dışarıda bekleyen yurttaşlarla söyleşi yapıldığını gören polis, Ankara Valiliği'nin basın açıklamasını yasakladığını ve müdahale edeceği yönünde uyarıyor.
Öte yandan, Adana, Antalya, Aydın, Batman, Denizli, Diyarbakır, Manisa, Mardin, Muğla, Osmaniye, Urfa ve Siirt'ten yola çıkarak Demirtaş’ın duruşmasına katılmak isteyen binlerce kişinin otobüsleri Ankara girişlerinde polislerce durdurularak kente girişlerine izin verilmedi. Tüm engellemelere rağmen Sincan Cezaevi Kampüsü önüne ulaşabilen partililer ise, burada duruşma saatini halaylar çekerek bekledi.
Ankara Valiliği ise, Figen Yüksekdağ, Selahattin Demirtaş ve İdris Baluken’in davalarının olduğu 6-7 Aralık tarihlerinde Sincan Cezaevi önü ve Ankara Adliyesi önünde yapılacak her türlü eylem etkinliğin yasaklandığını duyurmuştu.
'DAVA HUKUK GARABETİDİR'
HDP Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyesi, Batman Milletvekili Ayşe Acar Başaran’ın imzasıyla "Demirtaş davası hukuk garabetidir" başlıklı yazılı açıklama yayınlandı.
Açıklamada, HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş hakkında yürütülen dava ve soruşturmaların yargının siyasallaşmasının en bariz örneklerini oluşturduğu belirtildi.
İLGİLİ HABER: DURUŞMAYA BİZZAT KATILMAK İSTİYORUM
Açıklama şöyle:
"I. Sayın Demirtaş 04.11.2016 tarihinde gözaltına alınmış, jet hızıyla verilen tutuklama kararının ardından adeta kaçırılarak Edirne Yüksek Güvenlikli Cezaevi’ne götürülmüştür. Sayın Demirtaş hakkında iddianame düzenlenip dava açılmasından sonra Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 1, Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 2 defa duruşma tarihi verilmesine rağmen mahkeme karşısına çıkarılmamıştır. İlk duruşması tutuklanmasından 399 gün sonra, 7 Aralık’tadır.
II. Sayın Demirtaş’ın halktan kaçırılması, duruşmaya çıkartılmamasıyla sınırlı değildir. Yargılamanın herkese açık olması gerekir. Aksi durum aleniyet ilkesine aykırılık teşkil eder. Sayın Demirtaş’ın dosyası basından, uluslararası gözlemci heyetlerden, ailesinden ve avukatlarından da kaçırılmaktadır. Ankara Adliyesi Adalet Komisyonu, Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesi’nin duruşma salonunun küçük olduğu iddiası ile duruşmanın Sincan Cezaevi Kampüsü içerisindeki 20 (yirmi) izleyici kapasiteli en küçük baraka salonda yapılmasına karar vermiştir. Adalet Komisyonu’nun bu kararı hukuki gerekçelerden uzak siyasi amaçlarla alınmıştır.
Tahsis edilen salon savunma hakkını da ihlal eder niteliktedir. Sayın Demirtaş’ı savunacak avukat sayısı bin 250’nin üzerindedir. Tahsis edilen salonla avukatların davaya dahil olması engellenmeye çalışılmaktadır.
III. Eş Genel Başkanımızın tutuklu olarak yargılandığı davanın soruşturma aşamasında, 11.01.2017 tarihinde iddianame düzenlenmesi sonrasında, Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesi’nin dosyası ile yargılamaya geçilmesine karar verilmiştir. Yargıtay, Selahattin Demirtaş’ın yargılamasının "kamu güvenliği için tehlikeli" olması gerekçesi ile dosyanın Diyarbakır’dan Ankara Ağır Ceza Mahkemesi’ne nakline karar vermiştir. Bu karar üzerine dosya Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesi’ne kaydedilmiştir.
IV. Mahkeme, duruşmanın 6-7 Eylül 2017 tarihlerinde yapılmasına karar vermiştir. Ardından her iki dava arasında fiili ve hukuki irtibat bulunduğu gerekçesi ile, Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesi kamuoyunda Yasin Börü davası olarak bilinen Ankara dosyası ile birleştirilmesine karar vermiştir. İki mahkeme arasında gerçekleşen olumsuz birleştirme uyuşmazlığının giderilmesi için dosyanın Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilmiştir. Ankara BAM, Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesi’nin birleştirme kararının kaldırılmasına karar vererek dosyayı mahkemeye iade etmiştir.
Sayın Demirtaş’ın yargı süreci hukuka aykırı karar ve eylemlerle doludur. Sadece bu saydıklarımız bile 7 Aralık’ta başlayacak olan yargılamanın hukuki değil siyasi nitelikte olduğunun; kararın hukuk ilkeleri ile değil siyasi saiklerle verileceğinin çok açık örnekleridir."
DEMİRTAŞ HAKKINDA 1 YILDA 33 DAVA AÇILDI
Demirtaş'ın tutuklu olduğu dava Diyarbakır'da açılmış ardından "güvenlik" gerekçesiyle Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilmişti. Demirtaş hakkında "örgüt kurmak ve yönetmek", "örgüt propagandası yapmak" ve "suç ve suçluyu övmek" iddialarıyla 142 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açılmıştı. Demirtaş hakkında son 1 yılda 33 dava açıldı. Demirtaş’ın bugün Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davası, daha önce kendisi hakkında hazırlanan ve dokunulmazlığının kaldırılması için TBMM'ye gönderilen 31 fezlekenin toplamından oluşuyor.
(Mezopotamya Ajansı)