'Demirtaş’ın tutukluluk hali açıklanamadığı için Börü davası ile birleştiriliyor'
Karaman'a göre, Demirtaş ile Yasin Börü olayının ilişkilendirilmeye çalışılması: 'Tabanı Kürtlerden oluşan mütedeyil yapı ile Kürt siyasi hareketini karşı karşıya getirme oyunudur'

HABER MERKEZİ – Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesi’nin HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın tutuklu yargılandığı dava dosyasının, Yasin Börü dosyası ile birleştirilmesi talebini değerlendiren Demirtaş’ın avukatı Mahsuni Karaman, Demirtaş'ın 6-8 Eylül olaylarındaki çağırısı hakkında konuşurken Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 15 Temmuz darbe girişimi gecesi halka yönelik yaptığı "sokağa çıkın" çağrısını hatırlattı.
Demirtaş ile Yasin Börü olayının ilişkilendirilmeye çalışılmasını ise Karaman, "Tabanı Kürtlerden oluşan mütedeyil yapı ile Kürt siyasi hareketini karşı karşıya getirme oyunudur. Bu oyuna karşıda dikkatli olmak gerekiyor" sözleri ile açıkladı.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın tutuklu yargılandığı davaya bakan Ankara 19’uncu Ağır Ceza Mahkemesi’nin dosyayı 6-8 Ekim Kobenê eylemleri sırasında yaşamını yitiren Yasin Börü ve 3 Hür Dava Parti üyesinin davası ile birleştirilmesi amacıyla Ankara 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’ne talepte bulunmasına dair Demirtaş’ın avukatı Mahsuni Karaman değerlendirmede bulundu.
Yasin Börü olayının 6-8 Ekim olaylarından hemen sonra Demirtaş’ı hedef alıcı şekilde yapılan bir siyasi algı operasyonu olduğunu dile getiren Karaman, "Ama bu siyasal politik algı operasyonu yargı sürecinde tutmadı" dedi.
Karaman, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nın Demirtaş hakkında hazırlamış olduğu iddianamede Yasin Börü’ye dair bir suçlamanın olmadığını dile getirdi.
‘NEDEN TUTUKLU OLDUĞUNU AÇIKLAYAMADIĞI İÇİN’
Demirtaş’ın yargılandığı dava dosyası ile Yasin Börü dosyasının birleştirilmesi talebini Karaman, "Peki mesele nedir? Yasin Börü üzerinden yapılan bu algı operasyonunda özellikle Demirtaş’ı hedef alıcı meselenin bugün gündeme gelmesi şuna bağlı: Demirtaş’ı 7aydır içerde tutan bu siyasal iktidar, Demirtaş’ın içerde olmasını, tutuklu oluşunu topluma anlatamadığı için şu an kamuoyu oluşturmaya çalışıyor. Yani ‘Demirtaş bunun için içerde’ demek istiyorlar" dedi.
‘İKTİDARI TATMİN ETMEDİ’
Demirtaş’ın şu anda tutuklu bulunduğu dosyada kendisi hakkındaki suçlamalar ile 6-8 Ekim olayları arasında hiçbir illiyet bağı, ilgi ve alakanın olmadığını vurgulayan Karaman, "Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nın hazırladığı iddianamede suç işlemeye tahrik olarak bildiğimiz TCK 214. Madde var. Bunun içinde talep edilen ceza da 6 aydır. Ama bu siyasi iktidarı tatmin etmediği için dosya Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesi 2-3 defadır bu teşebbüste bulunuyor" diye konuştu.
‘CUMHURBAŞKANI’NIN ÇAĞRISI İLE 246 KİŞİ ÖLDÜ’
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 15 Temmuz darbe girişimi gecesi halka yönelik yaptığı "sokağa çıkma" çağrısını hatırlatan Karaman, "Demirtaş ve partisi barbar IŞİD’in işgali altındanki Kobanê ile ilgili halkı demokratik tepki göstermeye ilişkin yapmış oldukları çağrıdır. Yani o çağrı demokratik çağrıdır. ‘Sokaklara çıkın adam öldürün, birbirinizi vurun, yağmalayın’ çağrısı değildir. 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Sayın Cumhurbaşkanı kalkıp, halkı sokağa nasıl çağırdıysa, nasıl ‘Sokağa çıkın, ölün, öldürün’ anlamı çıkmıyorsa, Demirtaş’ın yaptığı da bu anlamı taşımıyor. Altını çizerek belirtiyorum, Demirtaş’ın değil parti MYK’sının çağrısıdır bu. Onlar da bu sonuçları ne öngörebildiler ne de bu sonuçları istediler. Sonucun istenmediği bir yerde suç yoktur. Tıpkı Sayın Cumhurbaşkanı’nın bu lanet olası darbe karşısında halkı sokağa çağırıyorum çağrısı gibidir. O çağrıda da 246 kişi öldü. Bugün böyle bir bağlantı, kurgu ve senaryo ile gitmek ne kadar ahlaki ve hukuki olabilir. Zaten bu kamuoyunun da takdirinde olan bir husustur. Yasin Börü meselesi suistimal ediliyor. Bundan sonra da anlaşılıyor ki edilecek" vurgusu yaptı.
Demirtaş’ın dosyasının Yasin Börü dosyası ile birleştirilmesinin talep edilmesinin Karaman, "Bu ahlaki, hukuki ve vicdani değildir. Hukuki olmadığı zaten bizzat Demirtaş ile ilgili hazırlanan gayri hukuki iddianameden de bellidir. Böyle bir suçlama yoktur. Bu kabul edilemez bir suçlamadır" dedi.
‘BİNLERCE DOSYANIN O ZAMAN BİRLEŞTİRİLMESİ GEREKİYOR’
Karaman, dosyanın birleştirilmesi talebi Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilmesi durumunda talepleri olacaklarını dile getirerek, "O zaman 6-8 Ekim olayları sırasında meydana gelen tüm hadiselerin müsebbibi Demirtaş ise 6-8 Ekim olayları ile ilgili açılan binlerce dosyanın da Demirtaş’ın dosyası ile birleştirilmesi gerekiyor. Demirtaş’ın partisinin MYK’sının yapmış olduğu çağrı ile alakalı olarak o dönem MYK’da yer almış kişiler hakkında açılmış davalar var. Farklı farklı mahkemelerde. Bunlar içerisinde milletvekilleri de var. Dolayısıyla bu dosyaların tümünün de Demirtaş’ın dosyası ile birleştirilmesi gerekiyor. Bu da şu an yargı aslında Demirtaş’ı yargılamak istemiyor. Demirtaş’ın dosyası ile ağır ceza dosyası bu açıdan birleşirse bu yargılama yapılamaz hale gelecektir. Minimun 600-700 dosyanın birleştirilmesi demektir. Binlerce sanıklı dosya haline getirmek demektir" dedi.
‘TALEBİN REDDEDİLECEĞİNDEN KUŞKUM YOK’
Karaman, yargının bu tarz teşebbüslerle mevcut siyasi iktidara hizmet etme anlayışını bir kenara bırakması gerektiğini söyledi. Karaman, yargının görevinin Demirtaş’ı bir an önce adil yargılamak olduğunu dile getirdi.
"Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin yani bu talebi reddedeceğinden kuşkum yok" diyen Karaman, "Daha önce reddedilmişti. Dolayısıyla kendileri açısından da selametli olan şey bunu tekrar reddetmeleridir ve geri göndermeleridir" dedi.
‘3 KİŞİNİN FİRARİ OLDUĞU DOSYA İLE İLGİLİ’
Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin Yasin Börü dosyasında 24 Nisan günü karar verdiğini hatırlatan Karaman, "Kaldı ki Yasin Börü dosyası da ortada yoktur. Yasin Börü ile ilgili süren dava dosyası 24 Nisan’da karara çıkmış bir dosyadır ve şu an istinaf incelemesinde olan bir dosyadır. O kararla Yasin Börü ana dosyasından henüz yakalanmamış 3 firari şahıs ile ilgili bir dosya ayrılmış ve aynı mahkemenin esasında kaydedilmiş. Şu anda birleştirilmesi istenen de bu dosyadır" dedi.
‘50’NİN ÜZERİNDE İNSAN ÖLDÜ’
6-8 Ekim Kobanê olaylarında sadece Yasin Börü ve 3 arkadaşının öldürülmediğini dile getiren Karaman, "50’nin üzerinde insan öldü. Bunların 50’ye yakını HDP üyesi olan insanlardı. O zaman bu ölen HDP’ye üye olan insanlarla ilgili soruşturmalarında bu dosya ile birleştirilmesi gerekiyor. Yeni mi akıllarına geldi. Yani 50’ye yakın insan ölüyor, 4 kişi ile ilgili bir yargılama sürüyor. Bu dosyalarda daha da etkin bir soruşturma yapılmış değil. Bu davaların araştırma yapılması gerekirken, bu davaları somut bir şekilde ortaya çıkarması gereken yargı bugün tepeden başka oyunlar oynamaya başlamış görülüyor. Oysa esas yapmaları gereken diğer 50’ye yakın kişinin faillerini de bulup, Yasin Börü’nün dosyası ile birleştirerek yargılama yürütmekti" şeklinde konuştu. Demirtaş’ın bu dosya ile bir alakası yoktur. 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin bu kirli tezgaha düşmeyeceğini umuyor ve reddedeceğini düşünüyoruz.
Demirtaş ile Yasin Börü olayının ilişkilendirilmeye çalışılmasını ise Karaman, "Tabanı Kürtlerden oluşan mütedeyil yapı ile Kürt siyasi hareketini karşı karşıya getirme oyunudur. Bu oyuna karşıda dikkatli olmak gerekiyor" sözleri ile açıkladı. (Dihaber)