Demirtaş’ın Yüksel Kocaman’a ‘tehdit’ davasında mahkeme, reddi hakim talebini reddetti
HDP eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın Yüksel Kocaman’a ‘tehdit’ davası 7 Mayıs'a ertelendi.
Seda TAŞKIN
ARTI GERÇEK- HDP eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın, eski Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Yüksel Kocaman'a yönelik 'tehdit' ve 'terörle mücadelede görev alan kamu görevlilerini hedef göstermek' suçlarından hakkında açılan davanın karar duruşması görüldü. Demirtaş ve avukatlarının reddi hakim talebi mahkeme tarafından reddedildi. Mahkeme 7 Mayıs'a ertelendi.
Selahattin Demirtaş hakkında, Ankara 19'uncu Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılandığı dava kapsamında, 7 Ocak 2020’deki celsede yaptığı savunmada söylediği sözler nedeniyle Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Yüksel Kocaman'ı tehdit ettiği ve ‘terörle mücadelede görev alan kamu görevlilerini hedef göstermek' suçunu işlediği gerekçesiyle, 8 yıla kadar hapis istemiyle dava açılmıştı.
Ankara 25'inci Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki davanın karar duruşması görüldü. Demirtaş duruşmaya, tutuklu bulunduğu Edirne F Tipi Cezaevi'nden Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla bağlandı.
Duruşmaya Halkların Demokratik Partisi (HDP) milletvekilleri Pero Dündar, Filiz Kerestecioğlu, Ali Kenanoğlu, Zeynel Özen’in ve Emek Partisi (EMEP) Genel Başkan Yardımcısı Selman Gürkan’ın yanı sıra HDP Siirt, Muş, Edirne ve Ankara il eşbaşkanları ile il ve ilçe yönetiminden çok sayıda kişi duruşmayı takip etti. Duruşmada taraf avukatları salonda hazır bulundu. Diyarbakır da avukatları, Başak Demirtaş ve çocukları da SEGBİS ile bağlandı.
'KOCAMAN'A TEBLİĞAT YAPILDI MI?'
Avukat Hadi Cin, "Bu yargılama ciddi bir faaliyettir ve bizde ciddi insanlarız. Soruşturma re'sen başladıysa mağdurun duruşmadan nasıl haberi oluyor? Yüksel Kocaman'a tebliğat yapıldı mı? Soruşturmadan nasıl haberi oldu? Şuan katılan durumunda. Ankara Başsavcılığına sorulmasını istiyoruz. Bir önceki duruşmada ara karar da 19. ve 22. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki tüm delikleri istediniz ve sonradan açılan Kobanê soruşturma dosyasını istediniz. Algı oluşturmak istiyorsanız biz kabul etmiyoruz" ifadelerini kullandı.
Eğer adil karar vermezseniz Yüksek Kocaman'ı pozisyonuna düşersiniz diyen Cin, "Bağımsız bir tutum sergilemenizi talep ediyoruz. Yetmez, aynı bakanlıktan 9 ve 10 mart tarihine AİHM infaz kararının tercümesini istemeniz lazım. Bu yargısal bağlamda görmeden yargılamanız mümkün değil. Beraat kararı verecekseniz bunlara gerek yok. Hem Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Büyük Dairesi hem de kararın infazın ilişkin kararın Adalet Bakanlığı'ndan celpini istiyoruz" dedi.
Demirtaş'ın avukatı Levent Kanat ise, "Ceza soruşturmasında genel hakların masaya yatırılması, zedelenmemesi gerekir. Bu sorumluluk savcılık makamına düşmektedir. Yüksel Kocaman dönemin baş savcısı. İdari açıdan hem de yükselmeleri açısından bütün savcılar ona bağlı. Buradan bir şey çıkması mümkün değil" dedi.
'HAKKIMDA BİN ÜÇYÜZDEN FAZLA SORUŞTURMA AÇILDI'
Avukatların ardından söz alan Selahattin Demirtaş, "Mahkemenin talepleri tek tek ele alarak karar vermesi gerekiyor. Mahkemenizden talebim ara kararla ilgili talep ettiğimiz hususlar kabul edilsin. Siz kıdemli yargıçlarsınız, bende 12 yıllık avukatım. O kadar kıdemliyim ki daha mahkeme başlamadan nasıl süreceğini tahmin ediyorum.
Hakkımda bin üçyüzden fazla soruşturma açıldı. Parlamenter olduğum dönemde 148 soruşturma açıldı. Savcı bir kumpas iddianamesi hazırlayarak tarafsız olmadığını ortaya koydu. Bu mütaalanın altını destekleyecek bir ara karar ile dosyaya yeni bir iddianame koyarak bu kumpasa göz yumdu." ifadelerini kullandı.
Demirtaş konuşmasına şöyle devam etti:
"Üç kıdemli yargıç olarak neden savcılığa dönük mütalaanın masumiyet karinesine ihlal edip, dosyamıza sanığın örgüt ile ittisakı tespit edildiğine dair herhangi bir evrak yoktur, adli sicil kaydına göre sabıkasızdır. Dolaysıyla bu mütalaa Anayasaya aykırıdır ve mütalaanızın yeniden mahkemenize sunulmasını istiyoruz demediniz, neden? Diyemezsiniz çünkü Tayyip Erdoğan dedi ki; bu ‘terörist’ Demirtaş’ın varsa da bir hakkı koruyacak değiliz. İşte siz onun dediğini yerine getiriyorsunuz.
‘SİYASET KIVIRMA SANATIDIR’
"Biz HDP’li siyasetçiler olarak çok açık sözlüyüz, kıvırmıyoruz. Ama siyaset maalesef kıvırma sanatıdır. Biz öyle değiliz, o yüzden en çok fezleke bizim hakkımızda vardır. Mahkemeniz üyeleri arasında, soruşturmayı yürüten ve bugün duruşma savcılığı yapanlar arasında AKP ve MHP üyeleri var mı bilmiyorum; çünkü son dönemde 3-4 yıl içerisinde 2 binden fazla avukatın hâkim ve savcılığa atandığı söylendi. Bunların bir kısmı da isim isim parlamentoda araştırma önergelerine konu oldu. Üç üyeden birinin AKP-MHP üyeliği var mı bilmiyorum. Daha da vahimi medyada tartışıldı hangi tarikat üyesi, hangi cemaat üyesi diye isim isim üyeler ifşa edildi. Bir Müslüman'ım ama cemaat üyesi değilim. Ne olacak şimdi? Beni AKP’li mi, MHP’li yoksa cemaat üyesi mi yargılıyor bilmiyorum. Buna mümkün değil mi diyorsunuz?
‘EĞER TALİMAT ALMADIYSANIZ SAVCILIĞIN MÜTALAASINI GERİ YOLLAYIN’
"4 bin kişi cemaat üyesi olduğu için görevden atıldı. Bunlardan yola çıkarak diyorum ki siz üç yargıç, üç görevli ağır ceza üyesi olarak size aleni bir şekilde veren, birinin size kulağınıza fısıldayarak, verdiği talimattan söz etmiyorum. Böyle bir iddiada bulanamam elimde somut bir şey yok ama medya unsurunda size aleni bir şekilde verilen Erdoğan ve Bahçeli talimatlarından, Süleyman Soylu talimatlarından yola çıkarak söylüyorum. Eğer talimat almadıysanız savcılığın mütalaasını geri yollayın, benim hakkımı koruyun. O mütalaayı veremez savcı. Eğer savcı veren savcı benim terörle ittisakımı irtibatlı olduğumu mütalaasında söylüyorsa o zaman örgüt üyeliğinden ceza vermesi lazım. Onu da delilini dosyaya koyması lazım. Siz benim hakkımı hukukumu korumak yerine AKP Genel Başkanı’nı seçimde rakibim olmuş bir adamın talimatları uyguluyorsunuz.
‘KUMPASIN BİR PARÇASI GİBİ DAVRANIYORSUNUZ’
"Siz bu talimatı aldınız mı, ret mi ettiniz? Siz ne karar verdiniz sayın heyet? Ne karar verdiniz? Yargılanmamın devam ettiği 2 kumpas iddianamesinin dosyama koyulmasını istediniz. Birleştirme kararı mı vereceksiniz, yok! Böyle bir talep ve ara karar da yok. Yargılanma kararım bu iki iddianamede mi var yok! Cumhurbaşkanın hakaretler var bir sürü ceza var onları niye iddianameye koymuyorsunuz? Selahattin Demirtaş’a kumpasın bir parçası gibi davranıyorsunuz. Ya tutuklanıyoruz ya dokunulmazlıklarımız kaldırılıyor ya Gergerlioğlu gibi parlamentodan yaka paça dışarı atılıyoruz.
‘BENİ SANIK DURUMUNA DÜŞÜRÜMEZSİNİZ’
"Bu iddianameler ile beni sanık durumuna düşüremezsiniz. Yüksel Kocaman benim bundan sonra kumpas iddialarını gündeme getirmemem için üzerimde baskı kurmaya çalışıyor. Benim üzerimden kamuoyuna ‘Biz yargı olarak kumpas kurarız, dosyalara sahte delil koyarız, tutuklatırız, Erdoğan’ın seçimi kazanması için elimizden geleni yaparız, buna itiraz edeni yargı önünde hesap sorarız’ diyorlar. Bizde buna hayır diyoruz. Bu kumpasların tamamını bir gün bağımsız yargı önünde mutlaka ama mutlaka hesaba çekilecektir. Türkiye bir hukuk devletidir ama şu anda işlemiyor.
‘SEÇİMİ KAYBEDECEK, HALK KARARINI VERECEK’
"Size tavsiyem şu; eğer bu kumpasın bir parçası olmak istiyorsanız, sadece beni yargılamak ve cezalandırmakla yetinmeyin çünkü bu Recep Tayyip Erdoğan’ın seçimi kazanmasına yetmez. Tavsiyem köy köy, ev ev gezip Erdoğan’a oy toplayın. Çünkü seçimi kaybedecek, halk son kararını verecek. Ve parlamento oluşacak demokratik irade ile birlikte bağımsız HSK bağımsız mahkemeler mutlaka kurulacak. Biz parlamentoda olacağız. Benim partim yine parlamentoda olacak. Bütün muhalefet partilerin başına gelen yargı kumpasları tıpkı 15 Temmuz darbe komisyonu gibi bir komisyon kurulup incelenecek. Çünkü bunlar anayasal düzenlemeyi değiştirmeye dönük müdahaledir.
‘KUMPASTA KİMİN İMZASI VARSA HESAP VERECEK’
"50 bin yıla yakın hakkımda hapis cezası isteniyor. Ben diyorum ki en üst sınırdan ceza verseniz dahi benim siyasi düşüncelerim, adalet arayışım değişmez. Kokmam, geri adım atmam, size naçizane tavsiyem; kendinizi bu pespaye siyasetin çıkarları uğruna harcatmayın. Ben içerde ölürsem benim çocuklarım, parti arkadaşlarım hukuki takibi yapacaklar. İlk andan itibaren siyasetçisi medya mensubu kim varsa bunun yargı önünde hesabını verecek. Bunun İsmi Yüksel Kocaman mı olur, bunun ismi Ayşe, Fatma mı olur hiç beni ilgilendirmez. Kimin ismi varsa bu kumpaslarda hesabını verecek. Çünkü basit bir şeyden bahsetmiyoruz. Elimizde AİHM kararı var.
‘HALK BU ZULMÜ KABUL ETMEZ’
"AİHM kararını tanımıyorsunuz. Ama elbet onu tanıyacak mahkemeler kurulacak. AİHM kararı kesindir, itiraz edilemez. AİHM’den, AİHS’ten çıksanız bile bunu değiştirmez. Hala geçerli olur. Her şey bir seçime bakıyor. Er geç bu ülkede demokrasi kurulacak. Bu iktidar bin yıl sürecek değil. Bize bu zulmü yapanlara şikayetçi olarak hesap soracağız. Ben bundan vazgeçmeyeceğim. Kürt sorununun çözümüne dair fikirlerim var ama buna dair masumiyet karinesini çiğneyecek şekilde iddianame sunamaz. Beni itham edebilir ama masumiyet karinemi çiğneyemez. Halk bu zulmü kabul etmez. Özel araçlarda kokain çekenlere hizmet edenleri kabul etmez. Bunlara hizmet etmeyi. Hiçbir şeyiniz yoksa vicdanınız vardır. Düşmeyin bu kumpasa. Devran döndüğünde hukuk işler. Hukuk önünde siz de hesap veririsiniz."
Demirtaş’ın savunmasının ardından mahkeme heyeti, katılanın soruşturmadan nasıl haberdar olduğunun Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na sorulması, Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nin iddianamesinin dosyadan çıkarılması, AİHM’in Demirtaş kararının dosyaya alınması, birinci ve ikinci celsenin SEGBİS çözümlerinin Demirtaş’a tebliğ edilmesi, paylaşımları dosyaya eklenen Twitter kullanıcısının araştırılmasına yönelik yapılan tevsii tahkikat taleplerinin hepsini "gelinen aşamada esasa bir katkı sağlamayacağı" gerekçesiyle reddetti.
‘ÜÇ ÜYENİN ÇEKİLMESİNİ İSTİYORUM’
Mahkeme heyeti, kararın ardından Demirtaş ve avukatlarından esas hakkında savunma yapmalarını istedi. Esas hakkında savunma yapmayan Demirtaş, "Mahkemenin duruşmayı yürütme biçimi, SEGBİS tutanaklarını bile bana göndermemesi, savcının açıkça masumiyet karinesini ihlal eden mütalaasından açıkça beis görmemesi, AİHM kararının dosyaya konulması gösteriyor ki bağımsız ve tarafsız bir yargılama yapma kararınız yok. Tarafsız olmadığınızı düşünüyorum. Bu nedenle üç üyenin de çekilmesini istiyorum. Eğer çekilmezseniz ‘reddi hakim’ talebinde bulunuyorum. Siyasi bir yargılama yaptığınız için" dedi.
‘KENDİNİZE GELİN’
Avukat Mahsuni Karaman ise reddi hakim talebini yineleyerek, "Tarafsız olmadığınızı net olarak ortaya koyan hususlar var. Titreyin kendinize gelin, bu iddianame değil. Yargılamaların tarafsız ve bağımsız olmadığını ifşa etmeye devam edeceğiz. Siz burada bir yargılama faaliyeti değil, infaz yapıyorsunuz. Madem siz bunu suç olarak gördünüz, buradan talepte bulunuyorum. Ankara 19. Ağır Ceza Mahkeme heyeti hakkında suç duyurusunda bulunun. Çünkü Demirtaş orada bu sözleri söyledi" dedi.
Ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, heyetin davadan çekilmesi ve reddi hususunda taleplerle ilgili iddia makamının görüşünü sordu. İddia makamı, taleplerin reddine karar verilmesini istedi.
REDDİ HAKİM TALEBİ ÜST MAHKEMEYE TAŞINACAK
Mahkeme heyeti, davadan çekilme talebinin CMK 22-23 maddeleri gereğince heyetin davadan çekilecek nedenler olmadığından reddine karar verdi. Heyet, ‘reddi hakim’ talebinin ise "davayı uzatma amaçlandığı" gerekçesiyle geri çevrilmesine karar verdi. Demirtaş ve avukatları, reddi hakim talebini 7 gün içinde üst mahkemeye taşıyabilecekler.
Reddi hakim talebi nedeniyle karara bağlanmayan duruşma 7 Mayıs'a ertelendi.