Depremin vurduğu Adıyaman’da bayramın tek rengi var: Acı
Artık “Acıyaman” diye anılmaya başlayan Adıyaman’da mezarlıklardan ağıtlar yükseliyor, çocuklar şeker toplamıyor. Çadırlardaki temel sorunların bile çözülmediği Adıyaman’da depremzede kadınlar, “Bayramın sadece adı bayram” dedi.
Metin YOKSU
ADIYAMAN - Depremin yıktığı kentlerden biri olan Adıyaman’da arife günü ve bayram süreci boyunca mezarlıklarda önce ağıtlar ardından dualar yükseldi. Sağanak ve şiddetli dolu yağışı çadırları sildi süpürdü. Tüm depremzedeler için yas şeklinde geçen bayram, kadınlar için daha da ağır geçti. Giyim, hijyen, eğitim ve barınma başta olmak üzere sorunlar yumağı ile mücadele ettiklerini ifade eden depremzede kadınlar, her şeye rağmen ayakta kalmak ve hayata tutunmak için direndiklerini de dile getirdi.
BAYRAMDA MEZARLIKLARDAN AĞITLAR YÜKSELDİ
Adıyaman Karapınar Mezarlığı’nda gelen Özge Buğdaycı ile yaktığı ağıtların, okuduğu duaların ardından konuştuk. Acının yanı sıra derin bir öfkesi de bulunan Buğdaycı, "Yetişebilirlerdi. Kardeşim, ağabeyim, yeğenlerim hepsi yaşayabilirdi. İkiz bebeklerimiz vardı. Buraya numara koydular. Olmaz kabul etmiyorum. Onlar rakam, numara değil. Hepsinin bir hikayesi var. Ablamın kızı Helin, yengem Songül, ablamın kızı Berfin, ağabeyimin dünyalar güzeli ikizleri vardı. İki buçuk aylık Buse’min yanakları tombul tombuldu. Onların oyuncakları onların emzikleri şimdi burada” diyerek tüm deprem bölgesinde yaşanan hikayeleri özetledi adeta...
Mezarlıktan ayrılırken öğretmen abisinin mezar taşında sökülen kravatını yeniden bağlayan Buğdaycı, "Onlardan bahsedin, bahsedin ki kimse unutmasın bunları..." dedi.
'ÇOCUKLARIM ÇADIR DIŞINDA BİR YER GÖRSÜN'
Çarşı pazarda da durum farksız değil. Arife günü bayram dolayısı ile alışverişe çıkan annelerin tek niyeti çocuklarının çadır dışında bir alan görmesi. İki çocuğunu alarak alışverişe çıkan Sıla Hasret de bunu dile getirdi. Hasret, "Bayramın sadece adı bayram. Ben de öylesine çocuklarımı çıkardım, maksat çarşıyı gezelim. Çocuklarım çadır dışında bir yer görsün istedim" dedi.
ÇOCUKLAR ŞEKER İÇİN ÇADIRLARA GELMEDİ
Arife günü bunlar yaşanırken bayramın ilk günü de mezarlıklar dolup taştı. Mezarlıkların ardından çadırları ziyaret ettik. Alınan bayram şekerlerinin büyük çoğunluğu mezarlıklarda dağıtılırken belki çocuklar uğrar diye çadırlara da bayram şekeri konulmuş.
Çocukların da çadırlarına gelmediğini söyleyen Ayşe Akgül, "Kimse gelmedi. Çocuklar gelse biraz olsun insan kendini iyi hisseder. Benim çocuklarım gitmek zorunda kaldı. Ben ve eşim tek kaldık. Onlarla telefonla konuştuk. Buradaki akrabalarım geldi. Şekerleri onlara ikram ettim. Bayram yok. Onlar da geldiğinde birlikte sarılıp ağladık. Ne yapalım elden ne gelir" dedi.
Ayşe Akgül ile bayramlaştıktan sonra yanından ayrılırken "Durun hele, bayram şekerim kalmadı ama badem ağacımızdaki son çağlaları topladım" diyerek bize de ikramda bulundu.
‘ZATEN BAYRAM YOK’
Hangi çadıra gitsek sorunlar aynı. Ramazan dolayısı ile birçok yerde aş evleri kurulmuştu ama bayram günü çoğu kaldırıldı. Bundan sonra yemek sorunu olabileceğini dile getiren Fatma Toprak, "Havalar artık iyice ısınacak. En ufak bir güneşte burası yanıyor. Koyternerlarda soğutucu olacak mı? Onlar bize verilecek mi? Bilmiyoruz. Hijyen zaten hiç yok. Tuvalet banyo yetersiz. Bir an önce ev istiyoruz. Evi geçtik bize konteyner sırası ne zaman gelecek onu da bilmiyoruz. Sabahtan akşama kadar bu çadırı temizliyorum, içerisi yine toz toprak oluyor. İşte bu halde bayramı yaşıyoruz. Zaten bayram yok. Hepimizin acısı halen taze. Ama bir yandan da hayat devam ediyor. Ölmedik o zaman yaşayacağız, buna kim yaşamak derse."
DOMLAR: BİZ İKİ DEFA EZİLİYORUZ
Adıyaman'da ırkçı söylemler ile karşı karşıya kalan Domların çadırlarının yoğun olduğu Kayalık Mahallesi'ne geçtik. Cemile Konaç henüz 23 yaşında ama kendisini 50 yaşında hissettiğini söyledi. Çadırda yan yana olmalarına rağmen bayram dahi ayrımcılığın sürdüğünü ifade eden Cemile, "Tuvaleti burada ortak kullanıyoruz. Aynı tuvaleti dahi bizimle kullandıkları için bundan şikayetçiler. Hepimizin acısı var. Hepimiz depremi yaşadık. Neden biz depremi yaşamamışız gibi bize kötü davranılıyor? Biz de insanlarımızı kaybettik. Biz de öldük. Dom olduğumuz için bize ırkçılık yapılıyor” diyerek yaşadıklarını anlattı.
Deprem bölgesindeki kentlerde ortaya çıkan tablo hemen hemen aynı ama Adıyaman çoktan "Sahipsiz kent", "Acıyaman" diye anılmaya başladı. Deprem bölgesinde bayramın tek rengi vardı. O'da acı...